Kendini bilmez bir lise öğrencisi gencin, Kur'an'ı Kerim’e karşı uyguladığı saygısızlığı dehşetle öğrendik. İslam ümmetinden her aklıselim insanı sarsacak kadar çirkin ve tehlikeli olan bu hareket, çok yönlü araştırılıp değerlendirilmesi gereken bir felakettir. Kur'an uğruna seve seve canlar feda etmiş, kanlarını sebil etmiş bir ümmetin evlatlarının böylesi uç bir sapkınlığın çıkması, çok acı verici bir durumdur. Başta Milli Eğitim’in tüm yetkilileri olmak üzere, Cumhurbaşkanından en sade bir vatandaşa kadar, iman eden her vatandaşın, bunda sorumluluğu vardır. Çünkü bu mesele; din iman, kuran ve mukaddesat meselesidir. Bu mesele hayat memat meselesidir.
Şimdi her
birimiz başımızı iki elimizin arasına alıp derince düşünmeli ve nerede nasıl
bir hata yaptığımızı acilen tespit edip ivedilikle gerekeni yapmalıyız. İşin
iman yönü, eğitim yönü, sosyal, siyasal, kültürel, psikolojik yönleri vs. ayrı
ayrı ilgili birimler tarafından değerlendirilip gereken yapılmalıdır. Bu konuda
söylenecek çok şey var. Ancak biz bu yazımızda, Davet ve Kardeşlik Vakfı’nın
(DKV) konuyla ilgili, kamuoyuna yaptığı basın açıklamasını önemine binaen
paylaşmak istiyorum. Daha sonra konuya devam ederiz inşâallah…
KAMUYOYUNA DUYURULUR
Geçmiş
kavimlerin helakine sebep olan, insanlığın müsveddeye ve toplumun enkaza
dönüşmesine neden olan ne kadar rezalet varsa estetize ediliyor; utanılması,
saklanması gereken birçok günah ifşa edilerek toplumda bir ahlaksızlık
operasyonu yapılıyor!
Hayâsız bir
yaşantının toplumda yer etmesi, dini değerlere duyarsız bir neslin yetişmesi
için sosyal medya, TV, görsel ve yazılı basında gün geçtikçe artan rezillikler,
kaygı duyulacak boyutun ötesine geçmiş durumdadır. Neredeyse her gün yasak aşk,
madde bağımlılığı, mafya hesaplaşmaları, hırsızlık ve arsızlıktan dolayı; ülke
genelinde onlarca kişi ya öldürülüyor ya intihar ediyor ya da ölüyor. Bu konuda
kamuoyunu ve yetkilileri duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Anasınıfı,
ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerimizdeki eğitim anlayışının İslami
değerlerden uzak; hatta çoğu zaman İslami değerlere karşı olmasından kaynaklı
durumun da toplumdaki ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan önemli bir etken
olduğunu düşünüyoruz. En kısa zamanda eğitim yoluyla, hukuki yollarla ve
sosyo-kültürel yapımızı etkileyen medya araçlarıyla bu ahlaki yozlaşmayı
önleyecek kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin yapılması şarttır.
Ahlaki
ilkelerini, inanç ve değerlerinden alan bu kadim milletin; toplumsal olarak
çökertilmesi için bir işgalin söz konusu olduğunu belirtmek isteriz.
Çanakkale’de kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’i eline alıp cepheye giden
öğrencilerden dolayı mezun veremeyen o günkü okullar hâlen hafızalarımızda ve
vicdanlarımızda canlı iken; bugün okullarımızda gençlerin Kur’an-ı Kerim’e
karşı sergiledikleri edep dışı davranışlar kabul edilemez.
Namusu
çiğnenmesin diye canını veren ecdadımızın destansı mücadeleleri üzerinden henüz
bir asır geçmemişken düşmanın topraklarımızı işgal edip yapmak istediği
ahlaksızlığın, bu vatanın evlatları tarafından yapılıyor olması; toplumun
geldiği noktayı göstermesi açısından manidardır.
Sonuç olarak;
Nene Hatunların, Seyit Onbaşıların, Sütçü İmanların, Şehit Kamillerin, inancı
uğruna canını siper ederek düşmana karşı koyduğu bu vatanda; ahlaksızlığı
kendisine bayrak edinmiş kişilere karşı sessiz ve duyarsız kalmayacağımızı
ifade ediyor, bu konuda gerekli olan tedbirlerin acilen alınması için tüm
yetkilileri göreve davet ettiğimizi kamuoyuyla paylaşmayı bir vazife olarak
görüyoruz. (Davet ve Kardeşlik Vakfı) Subheneke...
Bihamdike... Esteğfiruke...