Kıymetli okurlarım, ülke olarak aşırı dinamik bir gündeme sahibiz. Bilmem böyle olması, memleket adına faydalı mıdır? Değil midir?
Ancak... Bu hareketlilik, çoğu konunun işin uzmanları tarafından sonuçlandırılmadan kapanıp gitmesine vesile oluyor.
Örneğin, gündemin hareketliliğine kurban ettiğimiz konulardan biride: Çocuk yaşta suç işleyen Gençlerin durumudur. Maalesef Kamuoyunda yeterince konuşulamadı.
Ben bu konuda, ilk olarak Gençleri suça götüren yolların iyi tespit edilmesi gerekir derim. Ha şunu kabul ediyorum: Suça götüren yollar öyle üç beş değil... Onlarca.....
Mesela bu yollardan biri: Bilgisayar oyunlarıdır. Çünkü bilgisayar oyunları Gençlerimizin zihinlerinde ölümü sıradanlaştırıyor.
Hani Gençlerimiz, bilgisayar oyunları sayesinde, ölüm korkularını yenseler, ortada bir sorun yok diyeceğim de... Biliyorsunuz. Ölüm öyle ya da böyle başımıza gelecek...
Fakat burada sıradanlaştırılan ölüm, karşı tarafın öldürülmesidir. Yani kendisine tehdit olarak görülenlerin, bir şekilde ortadan kaldırılmasıdır.
Üzülerek yazıyorum... İnsanımıza bunu öğütlüyor bilgisayar oyunları... Tabi dizi ve filmlerle de bu öğüdün perçinlendiğini unutmayalım...
Belki de, bilgisayar oyunları insanların acıma duygularını ortadan kaldırıyordur. Unutulmasın... Acıma duygusu olmayana insan denmez...
İster ona Robot de... İster makina... Her ikisi de bilgisayar oyunlarının dönüştürdüğü varlığı anlatmak için yeterli gelir.
Vicdan efendim vicdan... Bu duygu bulunmayana kesinlikle insan denilmez... Başlıkta dediğim gibi vicdanlar ölmeye görsün... İşte o zaman, Ağrı Dağı'nın tepesine kaçılsa yeridir.
Yıllar önce, "Kapıların önlerindeki tehlikeye dikkat edin" başlıklı bir yazı yazmış. Bu yazıda da, bilgisayar oyunlarının evlatlarımızı getirmek istediği noktayı anlatmıştım.
Gözlemlerime göre, dün kapıların önünde olan tehlike; bugün koridorlara çıkmış durumda... Aman dikkat!!!