Medya'nın ve teknolojinin hayatımızda fazla yer alması ile birlikte yaşam tarzımızda birçok değişikliler oldu. Hayat daha kolay ve daha hızlı hale geldi mesela. İnsanlar kısa zamanda daha fazla iş üretebilir pozisyonda yer almaya başladı. Kısa zamanda daha fazla iş üretebilir olmak, başka birçok iş ile uğraşma, yeni işler üretebilme gibi olanaklar da sundu elbet. Hal böyle olunca insanların, yakın çevrelerine olan ilgi ve alakaları da değişti. İş hayatının ve teknik aletlerin hayatımızı çok fazla donatması, ilişkiye olan yatırımımızı düşürdü.
Aile içindeki hassasiyetlerin değişmesi çoğunlukla zamanın değişmesi ile anlam buldu ruh dünyalarımızda. Şimdiki zaman insanının farklılaşması, zamanın kötüye gitmesi ile açıklama buldu nedense hep. Zaman bilindiği üzere değişmektedir. Olaylar ve mekanlar da değişmektedir. İnsanlarda biyolojik ve ruhsal olarak kendi içlerinde bir döngü oluşturup hem gelişmekte hem değişmektedir. Yaşadığımız ilişkiler de her an çevrenin, kişinin ve zamanın hızla değişmesine seyirci kalamamakta ve farklı diğer değişimlere neden olmaktadır. Zamanın getirmiş olduğu şartlar, insanların ilişkiye verdiği değeri ve önemi etkilemektedir. Maddi beklentiler ve kazanma arzusu ilişkilerin mahiyetini de etkilemiştir bu vaziyet karşısında.
Mesela insanlar birikim yaparak kendilerini daha iyi hissederler. Maddi birikime sahip olmak, kişinin kendisini gelecekte daha güvende hissedeceği düşüncesini oluşturur. Şimdiki yaşam düzeninde elde edilen her türlü kazanç veya gelir bir bankaya, finans merkezlerine, sigorta kurumlarına yatırılır ve bir süre sonrada emekli olunup, düzenli bir gelir düzeyine göre hayat şartları oluşturulmaya başlanır. Gelir düzeyi çok daha yüksek olan kişiler daha fazla ve başka türlü yatırımlar da yapabilirler. Eşya, fabrika, yazlık, mülk, konut, vs.
Fakat bunca yatırıma sahip olmak ve bu yatırımın varlığını korumak için insanlar yaşaması gereken bazı güzellikleri hep ertelerler. Aile olmanın vermiş olduğu huzurdan ve ilişki içinde olmanın vermiş olduğu büyük hazdan kendilerini esirgeyerek yaşarlar. Daha fazla iş üretip, daha çok para kazanmaya yönelik yapılan çalışmalar, insanın hassasiyetlerini, arkadaş ve aile ilişkilerine olumsuz oranda yansır. Netice olarak kişi ailesi ile geçireceği vakti çalıp, maddi getiri sunan alanlara dikkatini ve enerjisini daha fazla verir ise, ilerleyen yaşlarında ilişki adına girdiği beklentiyi bulamayabilir.
Uzun süre yapılan maddi yatırımlar sonucunda kişi emekli olur ve eline geçen bir miktar maaş ile geçimini sağlamaya çalışır. Fakat emeklilik yaşı geldiği zaman ilişkiye dair yapması gereken yatırımı vaktinde çocuklarına, eşine kısacası ailesine yapmadığı için daha büyük problemlerle yüzleşmek zorunda kalır. İlerleyen dönemlerde geçmiş yaşantısında ilişkiye yatırım yapmadığı için de kişi soğuk ve donuk bir aile yaşantısına mahkûm eder farkında olmadan kendini.
İnsan maddi beklentiler uğruna hayatının en verimli dönemlerini ailesinden uzaklaşarak geçirdiği zaman iç dünyasında derin bir kaygı hissetmeye başlar. Bu kaygı kendine ve yakın ilişkide olduğu insanlara yeterince zaman ayıramadığı içindir aslında. Fakat bu kaygı halini bastırmak için, kendini daha fazla maddi kazanç elde edebilmeye ve daha çok kazanmaya verir. Ruhunda hissettiği derin kaygıyı bastırabilmek için daha fazla çalışıp, daha çok kazanmanın yollarını arar. Bu durum kısa bir zaman dilimi içerisinde yaşam tarzı halini alır.
Kişi ilerleyen yaşlarında maddi birikim için sağladığı enerjisinin zaman içerisinde ilişkilerine de yansıdığını görür. Sonuç olarak ilerleyen zaman dilimi içerisinde, böyle yaşayan kişileri aile içinde soğuk, donuk ve mesafeli bir ilişki ağı öylece beklemektedir. Bu durum karşısında kişi kendini daha huzursuz hisseder ve daha çok beklenti içinde kendini bulur. Bunca zaman daha fazla çalışarak ailesinin maddi beklentilerini karşılamaya yönelik çalışmanın sonucunda, bir şey unutulmuştur çünkü "ilişkiye yatırım yapmak" senelerce ertelenmiştir. Bir emekli maaş için insanın harcadığı zaman ve enerjinin bir kısmı aile ve yakın çevre ile ilişkide olmak ve gelecekte daha pozitif duygular yaşamak adına harcanmamı