Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.58
Gram Altın
2482.45
BIST 100
9571.78
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Aralık 2020

ABD arabasına at olmak!

“Birileri”, Biden’dan Türkiye’ye, “demokrasi-adalet-özgürlük” için “baskı” talep ettiler.

“Birileri”nin dedelerinin de sloganıydı “hürriyet-adalet-müsavat”, yani “demokrasi-adalet-özgürlük”

Dededen toruna milim ilerleme yok.

İTP (İttihat Terakki Partisi) de kâh İngiliz’den, kâh Alman’dan dilenmişti; “hürriyet-adalet-müsavat”!

“Birileri”, ‘Azerbaycan’a Cihat gönüllüleri gönderdi’, iftirası atıp Türkiye’yi Firavun ve Nemrut’lara şikayet ettiler.

PKK’nın patroniçelerinden Layika Gültekin, dünya aleme ilan etti;

"Karabağ’a gidip Ermeni askerlerle beraber Azerbaycan’a karşı savaşıyoruz, Ermenistan halkının istediği her zaman yanlarında oluruz" diye bangır bangır bağırdı.

Layika’nın itirafı, “Cihatçı” yalancısı “birileri”nin yüzünü hiç kızartmadı.

Çünkü bu “Birileri”, bir zamanlar, “Hepimiz Ermeniyiz” idiler!

Kim bilir belki de Layika’ya minnet duydular!

“Birileri”ndenMihri Belli’ye göre “Türk Solu, PKK sayesinde ayakta duruyor”du.

“Birileri” sırtlarını HDP’ye, HDP de sırtını “PKK, PYD, YPG”ye dayıyordu.

PKK’nın kurucusu da “Birileri”ydi. PKK, bu “Birileri”nin, ütopyası idi. PKK üzerinden “kurtarıcı(!)”mız olacaklardı, “kurtarıcı”lığa takıntıları vardı.

Başları sıkıştığında “Efendi Batı”ya el-pençe durmak, “Birileri”nin evvel emirden adetleriydi.

Büyük büyük dedeleri Mustafa Reşit, 1853’te Padişah’ın ani bir kararıyla Dışişleri Bakanlığından azledilince, koşturup, göreve iade için gözlerinden yaşlar akarak, İngiltere Büyükelçisi Lord Stratford Canning’in ellerini öpmüştü.

Bu “birileri”, o dedenin torunuydular.

Dedeleri Talat ise, zamanın İngiltere Başbakanına yazdığı mektupta;

Bizim ihtilal yaptığımız dönemde ihtilalin ileri gelenleri İngiltere’ye tapıyordu. Gençlerimiz, büyükelçinizin atlarını arabasından çözdüler ve arabayı elçilik binasına kadar çekip götürdüler. Elçiniz isteseydi, arabanın kendi üzerlerinden geçmesine bile ses çıkarmazlardı. Oysa siz bizden uzak durdunuz” diye sitem etmişti.

“Birileri”nin İngiliz arabasına at olmalarından Kemal Tahir “Kurt Kanunu”nda; “İstanbul’ da Türk gençliği, İngiliz Elçisi’nin arabasına koşuldu” diye hayıflanmıştı.

“Birileri”nin İngiliz arabasına at olmalarının, Grace Ellison canlı şahidi idi.

Ellison;

“İngiliz Büyükelçi Sir Gerard Lowther’in pek mağrurane, muzafferane İstanbul’a girişini, onu taşıyan arabasının atlarının çözülüp, Türkler tarafından elçiliğe taşınmasını bizzat seyrettim” diyordu.

Tarih tekerrür ediyordu, “birileri”nin ilk kez Biden’in arabasına değil, daha evvel de Sir Gerard Lowther’in arabasına da at olmuşlukları vardı.

Bir zamanlar ABD’den “manda” isteyen “birileri”ni Yalçın Küçük şöyle haber verir:

İzmir’in işgalinden 3 gün sonra, 18 Mayıs 1919 tarihinde, İstanbul’daki Amerikan komiseri Washington’daki Dışişleri Bakanlığı’na, rapor çekiyor, Darülfünun (üniversite) gençliğinin bir miting düzenlediğini haber veriyor, ‘onlar açıkça Amerikan mandasından yana’ diyordu.

O tarihte adını bildiğimiz herkes manda istiyordu. Henüz “manda” kötü sayılmıyordu.

General Harbord, Sivas Kongresi’nin oy birliğiyle Amerikan Mandası kararı aldığı ve bunu bildirdiği görüşündedir. Washington da, Sivas Kongresi’nin Amerikan Mandası talep ettiğine mutlak itimat ediliyordu; resmi tarih, ne de olsa, fazla ‘resmi’dir, mandasızlığı, General Harbord’a borçluyuz.(Yalçın Küçük; Gizli Tarih I, sh.103, 173,174,176 Salyangoz Yayınları-2006)

Yalçın Küçük “mandacı” daha “kimileri”ni sayar da, burada yazsak yer yerinden oynar.

“Batı”nın arabasına at olan, ABD’den “manda” dilenen “Birileri” bilmeliler ki, vaktiyle Batı’ya at olan Cemal Paşa’yı, Ermenilere Ruslar teslim edip katlettirdiler.

Osmanlı’yı tarihe gömenlerin “Selanik Cuntası”ndan Enver ve Talat “Almancı” idiler.

Talat’ın, Ermenilerce katline Almanlar göz yumdular.

Bakın, görüyorsunuz!

“Batı”dan dost olmuyor.

Siz yine de “Batı”nın “at”ı olmak yerine Türkiye’nin “adam”ı olmayı düşünün.