Âlem-i İslâm'da Yaşananlar
Rotamız Âlem-i İslâm, en son yazılan önsözünden söze değer verenlerde söz ve yazı üzerinden bir bağ kurma amacıyla yazıldığını öğrendiğimiz bir kitap. Adem Özköse tarafından kaleme alınan eser günümüzde çok da yaygın olmayan gezi edebiyatı türündedir. Yazarımız dünyanın dört bir yanında Müslümanların yaşadıkları ülkelerle ilgili intibalarını anlatıyor kitabında. Gezi esnasında tutulan günlükler ve alınan notlar eserin çekirdeğini meydana getirmiş.
Gerçeği Yansıtan Bir Eser
Dili gayet akıcı olan çalışmanın önsözünde yazar hem eserin nasıl oluştuğunu hem de niçin böyle bir kitap yazma gereği duyduğunu açıkça anlatmakta. Genelde başka ülkeler gurbet diye algılanır fakat Adem Özköse seyahatlerinde gezdiği yerleri kendine yabancı görmez.
Gezi kitaplarında, gezilen bölgelerle alakalı her türlü bilgi yorum katılarak anlatılabilir. Rotamız Âlem-i İslâm, Filistin'den Keşmir’e, Halep’ten Tayland’a Kosova'dan Açe’ye kadar oldukça geniş bir coğrafyaya yapılan gezilerden oluşuyor. Aslında gezi edebiyatı plansız seyahatlerden oluşur. Çinli filozof Lao Tzu şöyle demekte bu noktada: “İyi bir gezginin sabit planı ve varmaya niyeti yoktur”.
Yazar, gezip gördüğü yerleri, o yerlerin özelliklerini, oradaki Müslümanların yaşantılarını ve geleneklerini anlatıyor. Tabi bunu sadece gezginliğinden yapmıyor, İslâm dünyasının mevcut durumu hakkında bilgi vermek ve yaşanan sıkıntıları da göstermek amacını taşıyor.
Müslümanların maruz kaldığı zulümleri bize sorumluluk bilinci ile anlatan yazar ehli küfrün nasıl olduğunu şu şekilde açıklamakta: “Ehl-i Küfür Filistin’de Siyonizm olarak karşımıza çıkarken Arakan’da Budizm zırhına bürünüyor. Suriye’de mezhep fanatizmi olarak boy gösterirken Mısır’da diktatörlük, Doğu Türkistan’da komünizm üniforması giyiyor. Ehl-i küfür Afganistan ve Somali de ise Haçlı birliklerine dönüşüyor.” (s.10) Bu yanıyla başka coğrafyalarda yaşayan din kardeşlerimizi daha yakından tanımada, onlarla en azından duygu birliği oluşturmada önemli bir rol oynuyor gezi kitabı. Bu yüzden fotoğraflarla beraber 184 sayfadan oluşan eser bir çırpıda okunabiliyor.
Çalışma ile ilgili bir başka çıkarımım ise kitabın adı ile alakalı. Sayfa 183’teki ''Genç Seyyahlar için Okuma Listesi'' arasında yüzyılı aşkın bir ömür süren Abdürreşid İbrahim'in Âlem-i İslâm kitabı da yer almış. Adem Özköse'nin eserin adına karar verirken bu kitaptan etkilendiğini düşünmemek mümkün değil.
“Tek umut Türkiye”
Kitabı okurken şunu sormadan edemiyorsunuz: Yüzde doksan sekizi Müslüman olan Kosova gibi ülkelerde yönetim nasıl olur da Müslümanlığı engellemeye çalışabilir? İşte bunun sebebi misyonerler. Çünkü onlar çalışmalarıyla halkı yabancılaştırıp, Müslüman nüfusun gitgide azalmasını sağlıyor. Tabi ümmetin sorunlarının doğal olarak artması, dünyayı zulüm görenler için yaşanılamaz bir yer kılıyor. Belki de eseri okuyanları en çok etkileyen olaylardan biri “Bir Çelişkiler Şehri Manila” başlıklı kısımda yer alanıdır. “Hesabı Davos'ta Erdoğan Ödedi” ara başlıklı sayfada yazarımız bir lokanta da yemek yedikten sonra hesabı ödemek için parayı uzatır. Ancak müşterisinin Türk olduğunu anlayan lokantanın sahibi hesabın ödendiğini ifade eder. Adem Özköse'nin lokantacının söyledikleri karşısında şaşkınlığı arttıkça artar. Duydukları karşısında ne diyeceğini bilemez. Biz konuşmada geçen birkaç cümleyi aktaralım: “Sizin hesap Davos’ta Erdoğan tarafından ödendi. (…) Bu yemeği Erdoğan’ın ikramı olarak düşünün.(…) İslâm dünyasının hiçbir ülkesinden umudumuz yok. Bizim için tek umut sizsiniz, tek umut Türkiye… Sizden tek isteğimiz Türkiye’ye sahip çıkmanız.”
Rotamız Âlem-i İslâm kitabında aktarılanlar sadece tarih, sosyoloji, folklor gibi alanlara yardımcı kaynak niteliğinde değil aynı zamanda günümüzde yaşananlara ilişkin siyasi bir bilinç oluşturan bir özellik taşımakta. İslam dünyası her ne kadar acı çekse de direnmeli umutlu olmayı bilmelidir. Cahit Zarifoğlu'nun da dediği gibi “Umutlarımız acılarımızdan büyük olduğu sürece asla yenilmeyeceğiz.”
