Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.89
Gram Altın
2434.20
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Kasım 2014

Alevilerin Sorunlarını Çözmek

Türkiye'nin önündeki en önemli meselelerden birisi, hiç kuşkusuz, Alevilerin sorunlarıdır. Doksanlı yıllarda başlayan müzakere süreci, AK Parti döneminde yeni bir ivme kazandı. Bu ülke, kısır döngüsünden kurtulmaya başladı. Galiba, Alevilerin ve Sünnilerin, Kürtlerin ve Türklerin birlikte yaşamayı başarabileceği yeni bir topluma kavuşuyoruz.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Tunceli ziyaretinde yapmış olduğu konuşma, gelinen yeni aşamanın göstergesiu2026 Davutoğlu'nun Cem evi ziyareti, Pir Sultan Abdal ve Seyyid Rıza'nın önünde fotoğraf çektirmesi, kendisinin elini öpmek isteyen Dede ile kucaklaşması başlı başına heyecan verici gelişmeler ve sembolik değeri yüksek eylemleru2026

İnsanı Yaşat ki, Devlet Yaşasın!

Ak Parti'nin, sorunun aktörleriyle kurmuş olduğu doğrudan temas, Türkiye'yi çözüme biraz daha yaklaştırdı. Artık, çözüme biraz daha yakınız. Bireysel hak ve özgürlüklerin yanı sıra, anayasal vatandaşlık perspektifinin merkezde olduğu yeni bir toplumsal mutabakata doğru evriliyoruz. Artık, devrimsel nitelikte adımları atmanın zamanıu2026

Hacı Bektaş Veli'den destur alan Başbakan Davutoğlu; Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" öğüdünü hayata uyarlamalı. Çünkü farklılıkları dışlayan ve ötekileştiren siyasal sisteminin yeniden inşası, insanı merkeze alan böylesi bir perspektife ihtiyaç duyuyor. Siyasal sistemimiz aşırılıklarından kurtulmalı ve kendisi ile yüzleşmeliu2026

Çözümün Yolu; Müzakereci Siyasettir

Daha önce bir yazımda belirttiğim üzere, Alevilerin sorunları temel de siyasi bir sorundur, teolojik değildir. Kısacası "Türkiye, uluslararası boyutu da olan siyasu00ee, dinu00ee ve kültürel bir sorun ile karşı karşıyadır. Bu sorun en başta Cumhuriyet'in din politikası ve Türk laikliği ile doğrudan alakalıdır. Bu sorun, içinde yaşadığımız siyasal yapının, yeniden düşünülmesini, tartışılmasını şart koşar. Aleviliğin içsel gerilimlerine rağmen sorunların çözümüne bir nebze de olsa katkıda bulunabilecek siyasal bir açılım zorunludur; çünkü bu sorun, dinu00ee bir sorun olmaktan öte siyasu00ee bir sorun... Siyasu00ee sorunun çözüm yolu ise siyasettir. Bundan dolayı farklı kesimlerin birbirini anlaması ve ortak değerlere hassasiyet gösteren bir tavrı benimseyip içselleştirmesi de zorunlu. Ayrıca toplumsal bütünlük içinde birlikte yaşamanın yolu, farklılıklıları yok saymayan ve diyalogu merkeze alan siyasu00ee anlayışı inşa etmekten geçiyor. Türkiye'nin siyasal kültüründe ve din-devlet ilişkilerinde domino etkisi yaratabilecek olan Alevilik sorununun yeniden gündeme geldiği Alevilik Çalıştayları ve Tunceli ziyareti Türkiye'nin hem din-devlet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi hem de Alevilerin sorunlarının çözüm yoluna girilmesi açısından önemsenmesi gereken bir adımdır."

Dahası, sorunu üreten ve besleyen bu siyasal sistemin kendisidir. Yüzlerce yıllık geçmişi olan bu sorunu çözme iradesi ortaya koyan Davutoğlu, yeni Türkiye'nin siyasal sisteminin mimarı olmak durumunda. Ötesi yok.