Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2513.12
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Mart 2019

Anadolu’nun kokusu Kalenin Havvası’nda

Kalenin Havvası isimli romanın yazarı Yelgin Arkoç Mesci, aynı zamanda memleketi olan Amasya’nın en güzel manzaralarını facebook sayfasında paylaşmış.

Ödül alacak roman

Yelgin Arkoç Mesci’nin ALTIN KİTAPLAR’dan çıkan “Kalenin Havvası” isimli romanı, son dönemde okuduğum en harika eserlerden birisi… Bana göre, iyi bir ödülü de hak ediyor. Zira; Anadolu’yu, Anadolu insanının güzel hasletlerini bu kadar güzel anlatan bir roman okumadım desem yeridir… Yelgin hanımın yüreğinden çıkıp, kaleminden damlayan cümleler, Anadolu’nun mis kokusunu burnumuza getiriyor.

Pamuk Babaannenin vasiyeti

Amasya’nın bir mahallesinde bir çocuk dünyaya gelirken, aynı anda bir nine de hayata gözlerini yumar… Doğan çocuk ileride büyük bir sırrı ortaya çıkaracaktır. Pamuk Babaannenin vasiyeti, sırlarla dolu bir yolculuk sonunda yerine getirilecektir. Bu vasiyet sayesinde ülkemize paha biçilmez değerde tarihi bir eser kazandırılacaktır: Teşup Heykeli…

Torunlar İstanbul’da buluşuyor

Amasya’da görevli olan Paşa ve Paşa’nın torunları, yıllar sonra İstanbul’da tesadüfen buluşur. Konuştukça birbirleriyle akraba olduklarını anlarlar… Yetimlere kol kanat geren anlayış, belâlara sabreden duruş, Osmanlı kadınlarının nezaket, letafet ve nezahet anlayışı ve Osmanlı son döneminde bir Anadolu vilayetinde yaşananları bir tablo gibi önümüze sermiş Yelgin Hanım. Anadolu’nun misk gibi kokan yaylaları, buz gibi akan dereleri, tepelerinden bulut eksik olmayan ulu dağları ve ulu insanları bu kadar mı güzel anlatılır…

Tebrikler Yelgin hanım

Kalenin Havvası’nı ben ne kadar anlatsam boş… Bu harika kitabı en kısa sürede bulup buluşturup mutlaka okumalısınız. Yelgin Arkoç Mesci sadece Amasya’yı değil, Samsun’u, Havza’yı ve İstanbul’u öylesine güzel kurgulanmış cümlelerle anlatmış ki, bu kitap ödül almazsa üzülürüm… Orhan Pamuk da neymiş… Bana göre NOBEL alacak bir Türk romanı varsa, o da Kalenin Havvası’dır…

*****

Dinî kavramları doğru öğrenmek

GÜNÜMÜZDE kavram kargaşası öyle bir hale geldi ki, herkes kavramlara kendine göre anlam verir oldu. Hele hele bu dinî meseleleri içeren kavramlarsa… Son yıllarda; bırakın dini kavramları, hadisleri, sünnetleri ve hatta ayetleri bile kendine göre yorumlayan sahtekârların çıktığını görür olduk… Gerek TV ekranlarında, gerek internet ortamında zehirlerini kusmaya devam eden bu zehir tüccarlarının fitne fücurundan kurtulmanın tek yolu Dini kavramları doğru düzgün bilmekten geçer…

Binlerce madde var

Diyanet Yayınlarından çıkan DİNİ KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ bu boşluğu doldurabilecek yegâne bir eserdir. Doç. Dr. İsmail Karagöz tarafından yayına hazırlanan, madde yazarlığını Doç. Dr. İsmail Karagöz, Doç. Dr. Fikret Karaman, Dr. İbrahim Paçacı, Dr. Mehmet Canbulat, Dr. Ahmet Gelişgen ve İbrahim Ural’ın yaptığı bu sözlük, A’dan Z’ye her konuda size son derece yararlı binlerce bilgi sunuyor.

Din hizmeti verenler

Her kavramın kökenini, anlamını ve istilâhî manalarını bir arada görmek benim çok hoşuma gitti… 744 sayfalık bu eser öncelikle din hizmeti veren herkesin elinin altında mutlaka bulunmalı… Sadece bu mu, dini kavramları en doğru şekliyle öğrenmek isteyen her Müslüman bu kitaptan edinmeli…

İmam-Hatip Lisesi mezunu, Kur’an Kursu mezunu olabilirsiniz, müezzin, imam, hafız da olabilirsiniz hatta ve hatta İlahiyat Fakültesi mezunu da olabilirsiniz. Ama emin olun bu kitapta, belki hiç okumadığınız dini kavramları bulacak ve ufkunuz daha da açılacaktır…

*****

Tapınak Şövalyeleri

GÖRÜNMEYEN imparatorluk diye anılan Tapınak Şövalyeleri’nin oluşum hikâyesini, tarihi gerçeklere dayanarak kaleme alan İsmail Fatih Ceylan, VEGA Yayınları’ndan çıkan kitabında, kadim şehir Kudüs’te yaşananları bir roman formatında yazmış.

Haçlı Seferleri’nin yapılış amacından, Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü fethine, aynı dönemde Müslüman devletler ve halifeler arasında yaşanan fitnelere atıflarda bulunan Ceylan, dünyanın en korkunç örgütlerinden biri olan Tapınak Şövalyelerini, günümüz gençlerinin daha iyi anlaması için elinden gelen gayreti göstermiş…

Yahudilerin Kabala inancını, Hasan Sabbah’ın fedailerini, İsmailiye Mezhebini, Haşhaşileri ve tabii ki Tapınakçıları; tarih sayfalarına kaydedilen bilgiler ışığında, roman tadında bize sunan İsmail Fatih Ceylan dostuma buradan teşekkür ediyorum.

*****

Yetişin Herkes Ölüyor

KİTAP Fırını Yayınları’ndan çıkan Ayhan Özbek imzalı “Yetişin Herkes Ölüyor” isimli 93 sayfalık minik kitap, küçük küçük hikâye ve denemelerden oluşuyor… Asıl mesleği öğretmenlik olan Ayhan Özbek, kendi hayatından kesitleri ve toplumsal hayatın daha bir düzenli oluşmasına yönelik fikirlerini, örneklendirmelerle anlatıyor. 36 pasajdan oluşan kitabın ilk yarısı tematik denemelerden, ikinci yarısı ise yaşanmış hikâyelerden oluşuyor.

“Şahsiyetimize bir şey katmayan davranış, şahsiyetimizden mutlaka bir şey eksiltir” diyen Ayhan Özbek, “Adam olmak için adam olanlarla olmak lazım” düsturunu hatırlatmadan da geçmiyor.

Kitapta, yüreğime en çok dokunan bölüm, “Külsüz Ateş” başlıklı hikâyede Küçük Râyetsu’nun ölümüydü… Yüreğime dokundu bu hikâye…

Ve son olarak “Mertlerin bir adım önde” olduğu bir dünyada, “20 yıl sonra” bile özgüven tazelemenin hazzını yaşayacaksınız bu kitabı okurken…

*****

DİYANET YAYINLARI

Hadislerle Aile

AİLE olmak birlik ve beraberlik içinde olmak demektir... Aile olmak, sevinçli ve üzüntülü günde bir olmak demektir. Aile olmak karı ve kocanın birbirine sevgiyle ve sabırla yaklaşması demektir. Peygamberimiz, Hz. Ali ile Hz. Fatıma arasında yaşanan kırgınlıkları, sevgi parıltıları dökerek ortadan kaldırmıştı. Aile bereket demektir.

Peygamberimiz yeni evlenen bir erkeğe şöyle dua ederdi: “Allah mübarek etsin, sana bereketler ihsan etsin, eşini de seni de hayır ve iyiliklere ortak etsin”

Hülasa, dinimizin aileye bakışını ve ona yüklediği değeri daha iyi kavrayabilmek için Diyanet Yayınlarından çıkan “Hadislerle Aile” isimli kitabı okumakta yarar var.

*****

Hadislerle Evlilik

Eşler, bir bütünün iki yarısı gibidir. İki bedende tek can olarak hayat yolculuğuna devam eder. Peygamberimiz evlilik konusunda dindarlık ve güzel ahlâkın ön plânda tutulmasını isterdi. Peygamberimiz, eşini ihmal pahasına gece gündüz ibadet eden, hergün oruç tutan bir sahabiye, “Yoksa benim hayat tarzımdan yüz mü çevirdin. Ben hem uyurum, hem namaz kılarım. Bazen oruç tutarım, bazen de tutmam. Kadınlarla da evlenirim. Allah’tan kork… Ailenin senin üzerinde hakkı var” diyerek evlilik hukukunun önemine parmak basmıştı. Diyanet Yayınlarından çıkan “Hadislerle Evlilik” isimli kitap, bir evliliğin daha mutlu ilerlemesi için gerekli düsturları güzel misallerle anlatıyor bizlere.

*****

Hadislerle Çocuk

MÜSLÜMANLAR Medine’ye hicret edince, Yahudi’lerin Mekke’den göç eden müslümanlara büyü yaptığı ve bir daha çocukları olmayacağı dedikodusu ortalığa yayılmıştı. İşte tam o günlerde Hz. Ebu Bekir’in kızı Hz. Esma hatun, hicret yolculuğunun bitmesine az bir merhale kala Medine yakınlarındaki Kuba’da bir çocuk dünyaya getirince bu dedikodunun ne kadar asılsız olduğu ortaya çıktı. Allah Rasülü bebeği kucağına alınca, ağzında ıslatarak yumuşattığı hurma ile bebeğin damağını ovdu. Sonra da ismini Abdullah koydu. Bu çocuk, ileride ünlü bir kumandan olacak olan Abdullah bin Züyebr idi. Diyanet Yayınları’ndan çıkan “Hadislerle Çocuk” isimli kitap, çocuklara verilmesi gereken isimlerin nasıl olması gerektiğini, çocuklara nasıl muamele edilmesi gerektiğini, onlara sevgiyle ve merhametle yaklaşılması gerektiğini en güzel örneklerle anlatıyor.

Hadislerle Kadın

Peygamber Efendimiz sık sık kadının toplumdaki yerini hatırlatmış, saygınlığına dikkat çekmiş ve kadınların hakları konusunda ashabını uyarmıştı. Peygamberimiz, muhatap kitlesinin sadece erkekler olmadığını, sözleri ve fiilleriyle sık sık ortaya koyardı. Cemaatten kadınları uzaklaştırmaz, sohbetini dinleme zevkinden mahrum etmezdi. İslâmiyet’le birlikte kadınlara yönelik cahiliye devrinden kalma çirkin tutum ve davranışları ortadan kaldıran Peygamberimiz, kadınlar hakkında yapılan keyfi uygulamalara da son vermişti… Diyanet Yayınlarından çıkan “Hadislerle Kadın” isimli kitap, Müslüman erkeklerin kadınlarına nasıl davranması gerektiğini, sahabe döneminden örneklerle anlatıyor.