Dolar (USD)
34.14
Euro (EUR)
37.71
Gram Altın
2916.58
BIST 100
8898.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Eylül 2021

Biden'in dostlarının Erbil buluşması

Osmanlı’nın yıkılışı ile başlayan İslam dünyasındaki çile ve dramlar günümüzde de farklı boyutlarda devam ediyor. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından bölgemiz yeniden hareketlenmeye başladı. Bu hareketlilik içinde CHP heyeti sürpriz bir siyasi mevta Barzani ziyareti gerçekleştirdi.

Birkaç tarih hatırlatarak olayların birbirleriyle ilintilerini göstermeye çalışacağız. Yıl 1979 İran’da Humeyni, Irak’ta Saddam Hüseyin iktidara gelirken SSCB, darbeci komünistleri iktidarda tutabilmek için Afganistan’ı işgal ediyor.

1979 sonrası Afganistan’da Sovyet işgaline karşı mücadele, 1980’de ise İran-Irak savaşı başlıyor. Türkiye’de ise Amerika’nın çocuklarının olgunlaştırdığı darbe yapılıyor. İran-Irak savaşı başladığında ABD, Irak’ı teröre destek veren ülkeler listesinden çıkartarak, Saddam’a para yağdırıyor. 1981 yılında ilk kongresini Hafız Esed’in kontrolünde Suriye Helve kampında yapan PKK terör örgütü, Barzani’nin onayıyla Irak’ın kuzeyine yerleştiriliyor. 1984’ten itibaren Türkiye’de kanlı eylemlere başlıyor.

Olaylar paralel gelişiyor

Sovyet işgalinde Afganistan 1 milyon şehit, yüzbinlerce dul yetim, ülke nüfusunun üçte biri göçmen veriyor. Barzani ekibi Savaş süresince İran’ı destekliyor. İran tarafında da Irak tarafında da cepheye sürülenlerin çoğunluğu Türk. 1 milyon insan ölüyor. Yüzbinlerce göçmen. Saddam’dan kaçanlar Türkiye’ye sığınıyor. 1988-89 döneminde hem Afganistan’da işgal hem de İran-Irak savaşı bitiyor. 1989 Paris Kürt konferansı toplanıyor. Erdal İnönü’nün meclise soktuğu PKK’ya müzahir vekiller SHP’den ayrılarak kendi partilerini kuruyor. O tarihten sonra CHP’nin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde esamesi okunmadı. ABD yıllar yılı Irak’ı karıştırmak için maaşa bağladığı maşalarını 1989’da Guam adasına götürerek İsrail güdümlü yeni ulus oluşturma projesinin en önemli adımlarından birini attı. 36. Paralelin Kuzeyi’ni Saddam’a uçuşa kapalı bölge ilan ederek, (Musul-Kerkük daha kuzeyde kaldığı halde koruma alanının dışında Süleymani’ye daha güneyde olduğu halde koruma alanında) bölgeyi PKK ve terör yapıları için bir kuluçka merkezi haline getirdi.

İkibinli yıllara geldiğimizde 1999 depremi sonrasında sistemi tamamen çökmüş, uluslararası güçlere neredeyse teslim olmuş bir Türkiye var karşımızda. ABD, çökmüş hükümetin prestijini APO’yu teslim ederek kurtarırken, Diğer aparatı FETÖ elebaşını Türkiye’ye karşı kullanmak için Pensilvanya’ya alıyor.

Malum 11 Eylül olayı 2001 ve Afganistan’ın işgali. 2003’te ise İkinci körfez savaşı ile Irak bilfiil işgal ediliyor. Kan ve zulüm 1,5 milyon (sunni Müslüman-Türkmen) öldürülüyor. ABD o dönemde etnik temizlik yaparak oluşturmak istediği İsrail dostu ulus için alan açıyor.

ABD işgalleri göçü tetikliyor

Anti parantez, ABD’nin 1990’lardan başlayarak sözde teröre karşı mücadele konseptinde işgal ettiği veya vekalet savaşı yürüttüğü topraklarda 60 milyon insanı mülteci durumuna soktu. Watson Enstitüsü’nün verilerine göre, ABD, Irak’ta 1,5 milyon insanı öldürdüğü yetmiyormuş gibi 9.2 milyon insanı göçmen durumuna düşürdü. Suriye’de 7.1 milyon, Afganitan’da 5.9 milyon, Yemen’de 4.6 milyon, Somali’de 4.3 milyon, Pakistan’da 3.7 milyon, Filipinler’de 1.8 milyon, Libya’da 1.2 milyon insan ABD eliyle göçmen durumuna düşürüldü… İkincil etki yaptığı, Etiyopya, Sudan, Myanmar, Afrika, Güney Amerika…. Gibi ülkeler bu hesabın içinde yok.

Ana konudan kopmamak için Irak’a dönelim. Irak’ta ABD’nin yaptığı anayasa ile 4. Büyük etnik grup olan Kürt yapısına Cumhurbaşkanlığı, Irak’ın Kuzeyi’nde federe yapı, en büyük grup olarak gösterilen Şii Araplara Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık, Yüzyıllardır Irak’ı yöneten Sunni Araplar denklem dışı. Türkmenler ise diğer gruplar içinde asimile olarak gösterilerek azınlık haklarından bile mahrum bırakıldı.

Sunni Müslüman ve Türkmenler yok mu?

Irak’ın Kuzeyi’nde oluşturulan konfedere yapı ise tamamen ABD’nin silah gücüne dayalı bir yapı. ABD çekildiğinde her sahte şey gibi iki günde çökeceğini herkes biliyor. Musul ve Kerkük’te nüfus ve tapu kayıtlarını yakarak imha etmeye çalışan Barzani-Talabani’nin çakalllığı, bölgeden ABD eliyle sürgün edilen 9.2 milyon insanın mülklerinin yanında oy haklarının kimliklerinin gasp edilmesi yok sayılmasıdır. Şu anda Irak’ın Kuzeyi’nde toplam nüfus 3 milyon 700 bindir. İsrail’den getirdikleri 300 bin Yahudi oyuyla bağımsızlık referandumu yapanların 9.2 milyon insanın siyasi haklarını gasp etmesine dünya sessiz kalamazdı. Kalmadı da.

Bağımsızlık referandumu MOSSAD’cı Mesut Barzani’nin siyasi kariyerinin sonu oldu. Bugün siyasi figür olmaya kalktığında ilk itirazın Federe bölge ilan edilen yerden geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın. ABD Irak’ta Barzani-Talabani ve işgal ordusuyla yaptığını 80’li yıllardan itibaren Türkiye’de PKK eliyle yaptı. Terörle milletine ve devletine sadık kişi ve grupları bölgeden kaçırttı. Veya sindirerek kendi safına çekti. Onlar için final Çukur eylemleriydi, hükümetin her türlü hoşgörüsüne rağmen gerçek niyetlerini ifşa etmeleriyle, olayın insan hakkı, siyasi hak olmadığı Türkiye’nin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün hedef alındığı gerçeği karşısında mücadele konsepti değiştirildi.

HDP’nin boşalttığı alana CHP girecek

Terör ve sivil-siyasi uzantılarıyla mücadelede, teröristlerin burunlarını çıkaramaz hale geldiği, terör destekçisi HDP’nin kapatılmakla yüz yüze olduğu bir dönemde 1989’da olduğu gibi CHP devreye giriyor. CHP’nin Kuzey Irak ziyaretinin parti dış politikalar akil adamlarına (Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Onur Öymen…) bile haber verilmemesi, konunun direk ABD’den alınan talimatla ilintili olduğunu gösteriyor. ABD, Afganistan’dan çekileceğini teahhüt ettiği gibi Irak’tan da yıl sonuna kadar çekileceğini teahhüt etti. CHP ziyareti ABD’nin çekilmesi sonrasında Irak’ta ABD ile cinayetlere, soykırımlara, göçlere ortak olan dostlarının nasıl korunacağıyla ilgili. Siyasi kariyeri bitmiş bir Mesut Barzani’nin karşısında el pençe divan duran ikinci cumhuriyetçi Oğuz Kağan Salıcı’ya, Bilderbergci Ünal Çeviköz, Parti Meclisi Üyesi Nevaf Bilek, Genele Başkan Başdanışmanları, Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken ile Enver Ömür Polat eşlik etti. CHP heyetinin Irak’tan ABD işgalinin sona ermesi için siyasi mücadele yürüten Bağdat yönetimi yerine ABD işgalini her halükarda sürdürülmesi için çırpınan Erbil’de sözde Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kurmak için (OBİT) boy göstermeleri, HDP’nin kapatılması sonrasında CHP’nin bölgede üstleneceği rolü deklere ediyor. OBİT ülkelerini sıralayalım, Irak, 9.2 milyon, 1,5 milyon ölü, Suriye, 7.6 milyon göçmen, 1 milyon ölü, şimdi sıra İran’da bakalım önümüzdeki süreçte ne kadar göçmen ve ölü çıkacak. Sonra da sıra Türkiye’ye geliyor zaten. 40 yıldır ekmeğimize kan doğruyorlar.

CHP’nin Erbil ziyareti Barzani ile köşeye sıkışan PKK teröristleri arasında ittifak sağlamak için mi yapıldı sorusu geliyor akıllara. Bu soruya da evet cevabı vermek zorundayız. Bölgesel yönetim kurabilmek için kanlı bıçaklı Barzani ile Talabani’yi bir araya getiren akıl, 28 Şubatçılar ile FETÖ’cüleri zevahirde kavga ettirip içindeki samimi Atatürkçüleri (TSK) ve Müslümanları ayıklatttığı gibi yıllardır birbirlerine düşman gösterdiği iki aparatı PKK ve Barzani’yi yeni hamleleri için CHP’li dostları eliyle birleştirir.

Bu ziyaret, ABD’nin Irak’tan çekilmesi durumunda mevcut statükonun korunarak, fiili gaspın sürmesi yönünde atılmış bir adım olmuştur. Bağdat’ın bölgesel aktörlerin katılımıyla düzenlediği konferansın hemen ardından CHP Erbil ziyaretinin terör ve işgalle elde ettikleri kazanımları korumak isteyen ABD-İsrail dostlarına moral mahiyetindedir.

Biden’in dostlarının buluşması

ABD’nin Afganistan’dan çekilmesine paralel olarak Irak ve Suriye’den şehit haberlerinin gelmesi ülkemize karşı yeni bir kaos planının devreye girdiğini gösteriyor. Türkiye-Azerbaycan-Pakistan hattına zarar verebilecek her türlü hamleyi beklememiz lazım. Türkiye özellikle İdlib’de olası bir ABD-BAE-Suud provakasyonunu önlemek için 5 büyük grubun silahlı yapılarını tek çatı altında topladı. ABD, Irak ve Suriye’den sonra İran’ı bölmek için harekete geçti. Paravan güçleriyle Türkiye’nin dikkatini Suriye’ye çekerek, PJAK eliyle İran’ı istikrarlaştırmak için eylemlere hız verildi. Yani Ulus oluşturma planının üçüncü ayağındaki İran kaşınacak. Irak’ta beklenmedik bir durum olursa ABD’ye müzahir gruplar işgal edecekleri İran topraklarına taşınacaklar.

Irak’tan da ABD istese de istemese de çekilecektir. Bugüne kadar iş tuttuğu suç ortakları ise, ya emperyalist uçakların kanatlarına sarılarak bizi bırakma diye ağlayacak, ya da işledikleri zulümler, akıttıkları kanlarda boğulacaktır. Biden’in dostları Türkiye’de ve çevresinde oyun kurmaya devam edecek. Bize ise, 2023 hedeflerine sarsılmaz bir imanla yürümek kalıyor. Vesselam…..