Dolar (USD)
34.14
Euro (EUR)
37.72
Gram Altın
2915.71
BIST 100
8898.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Ağustos 2024

Biz ne zaman akıllanacağız

Bugün 17 Ağustos 2024, bundan 25 yıl önce Gölcük’te 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, resmi kayıtlara göre 17.000 insanımızı kaybettik, 66 bin 441 konutun yıkıldığı, depremde, 16 milyon kişi dolaylı olarak etkilendi. Depremin ülkeye maliyeti ise 20 milyar dolar oldu.

Bu depremden sonra, ülkemiz beş büyük deprem daha yaşadı, yine aynı sahnelerle karşılaştık, biz bunu hep yaşıyoruz, yaşıyoruz da! hiç ibret almıyoruz. Biz ne zaman akıllanacağız?

Tamam depremlerde deprem sonrası için tecrübe kazandık, ancak neden hep deprem sonrasına odaklanıyoruz?

Türkiye’de depremler oluyor, maalesef deprem öncesi önlemler alınmadığı için insanlarımız yaşamını yitiriyor. Aynı senaryo’yu biz 6 Şubat depreminde yaşadık, yine deprem öncesi önlemler alınmadığı için onbinlerce insanımızı kaybettik, deprem sonrası değişen tek şey rakamlar oluyor, yarın ne olacak bilinmiyor? eğer önlemler alınmazsa yaşanacak depremler sonrası rakamlar doğal olarak artacak.

Soruyorum

Niçin deprem öncesi önlemler alınmıyor?

25 senedir depreme karşı ne gibi önlemler aldık?

Niçin hep aynı senaryolarla karşı karşıya kalıyoruz?

Toplum olarak depremlere karşı, ne kadar bilinçliyiz?

Depremlere karşı şehirlerimizi neden dirençli hale getiremedik?

Niçin Japonya’da 7,8 büyüklüğündeki depremlerde kimse ölmezken, ülkemizde on binlerce insanımız yaşamını yitiriyor?

Bu ve buna benzer soruları çoğaltmak mümkün

Bir işi yaparken önce karar vereceksin

Nereden ve nasıl başlamalıyım diye

Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu deprem tehlikesi ve riski yıllardır bilinmesine rağmen, zarar azaltma konusuna hiç önem verilmedi, bunun yerine klasik afet yaklaşımı deprem olsun, ondan sonra enkaz altında kalanlara müdahale edelim anlayışı hakim olmuştur.

Türkiye'de çok sık baş vurulan imar afları ve kaçak yapılaşma ile kurallara aykırı yapı yapma teşvik edilmiş, yerel yönetimlerce alt yapısı yapılmış imar alanları geliştirilememiş ve kamu arazileri, arazi mafyasının ve kaçak yapılaşmanın önüne geçilememiştir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’de yaklaşık 19 milyon konut bulunuyor. Bu konutlardan 2000 yılından sonra yapılan 5 milyon konut dışında 14 milyon konutun afet riski yönünden incelenmesi gerekiyor denilmektedir.

1999 depreminden 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremine kadar olan depremlerin maliyeti tahmini 130 milyar dolar.

Bu 130 milyar dolar ile, bugüne kadar kentsel dönüşüm sürdürülebilir olsaydı, tahmini 2,2 milyon konut inşa edilebilirdi.

Ülke olarak geçirdiğimiz felaketlerden ders alarak; geçmiş geleceğin aynasıdır bilinciyle, bundan sonraki deprem ve benzeri felaketlere karşı hazırlıksız yakalanmamak, için deprem öncesi önlemlere hız verilmelidir.

Artık devlet olarak yeni bir deprem politikası belirlememiz gerekli, deprem siyaset üstü bir konu olmalı, Türkiye’nin yeniden aynı acıları yaşamaması için kentlerimizi baştan aşağı, TOKİ tarafından depreme dayanıklı hale getirmeliyiz.

Unutulmamalıdırki deprem afetine karşı hepimiz, aynı gemideyiz.