Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2435.44
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Aralık 2013

ÇEŞİTLİ BOYUTLARIYLA İŞSİZLİK

Ağustos, eylül ve ekim aylarını kapsayan Eylül döneminde işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 292 bin kişi artarak, 2 milyon 831 bin kişiye yükseldi.

Rakamların analizine geçmeden önce, bu işsizlik rakamının nasıl bulunduğunu, birkaç cümle ile özetleyelim.

İşsiz sayısı, kapı kapı dolaşıp işsizlerin sayılmasıyla saptanmıyor.

Pek çok iktisadi veri gibi, anket yoluyla tespit ediliyor.

Belli kriterlere göre seçilmiş olan 15 yaş üstü denekler, eğer son 3 ay içinde iş arayıp da bulamamışlarsa, işsiz sayılıyor.

İş bulmaktan umudunu kestiği için iş aramaktan vazgeçenler işsiz sayılmıyor.

İşsizlik verilerine bu açıklamalar çerçevesinde ihtiyatlı yaklaşmak gerekir.

Bu kısa bilgilendirmeden sonra rakamları masaya yatırırsak, sonuçlar birkaç açıdan olumsuzdur.

İşsizlik sadece mutlak değer olarak değil, oran olarak da artıyor.

İşsizlik oranı geçen eylül ayında yüzde 9,1 iken, bu dönemde 0,8 puan artışla yüzde 9,9 düzeyine çıktı.

15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise, geçen yılın aynı dönemine göre 1,4 puanlık artışla yüzde 19,4 oldu.

Gerçek durumu ne derece doğru yansıttığı şüpheli olan bu rakamlar bile, işsizliğin ülkenin en temel sorunu olduğunu kanıtlamaya yetiyor.

Her 5 gençten birinin işsiz olması, olayın sosyal boyutunu da düşününce, insanın içi burkuluyor.

Yukarıda bahsedildiği gibi, iş aramadıkları için işsiz sayılmayanlar bu hesaba katılmıyor.

Sayıları 2 milyon civarında olduğu tahmin edilen bu grup da dahil edilirse, ortaya çıkan tablo daha da moral bozucu olacaktır.

İşsizlik rakamlarını irdelerken şu iki noktayı da gözden kaçırmayalım:

u00b7 İlki, tarım sektörünün milli gelire katkısı yüzde 10 olduğu halde, nüfusun dörtte birinin bu sektörde çalışıyor görünmesi, ancak gizli işsizlikle açıklanabilir.

u00b7 İkinci husus, işgücüne katılma oranının yüzde 51,3 gibi son derece düşük olmasıdır. Bu oran, Avrupa ülkelerinde yüzde 75'ler seviyesindedir. Bizde de iş gücüne katılma oranı bu düzeyde olsaydı, işsiz sayımız ikiye üçe katlanırdı. O nedenle, Avrupa'daki işsizlik rakamlarını örnek gösterip, "durumumuzun daha iyi olduğu" söylemi terk edilmelidir.

İşsizlikle ilgili bir sıkıntı da kayıt dışılık.

Yüz çalışandan 37'sinin herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadan kötü koşullarda çalışması, öteden beri kanayan yaramız.

Her ne kadar geçen yıla göre 2,9 puan azalmış ise de, devletin vergi ve sigorta primi toplayamadığı, çalışanların iş güvencesinden ve sosyal haklardan mahrum olduğu bu ilkel çalışma ortamının halen yüzde 37 düzeyinde bulunması, ekonominin büyük ayıbıdır. Ayrıca çoğu ölümle neticelenen iş kazalarının da müsebbibi bu kayıt dışılıktır.

Sonuç itibariyle toparlarsak, hem işsizlik hem de kayıt dışı istihdam, ekonominin en önemli sorunudur, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ifadesiyle, "İşsizlik seviyesini Ulusal İstihdam Stratejisi'nde öngörülen yüzde 5-6'lara düşürmek için sabırla uzun süre çalışmamız gerekiyor."