CHP'nin Başörtülü Mesajını Doğru Anlamak
CHP’nin millete ve onun
değerlerine nasıl düşman olduğunu, Milli Şef’in uygulamalarının günümüze kadar
sürmesinden biliyoruz, Kılıçdaroğlu bunu sinsice örtbas etmeye çalışsa da…
Bu ülkede CHP zihniyetinin
hakim olduğu yıllarda;
Başörtülü olduğu için askerdeki
oğlunu, cezaevindeki çocuğunu ziyaret edemeyen binlerce anne hala hayatta.
Bu ülkede başı kapalı olduğu
için okulların bahçesinden içeri sokulmayıp yerlerde sürüklenen kızlardan
ikisinin babası bu satırların sahibi kardeşinizdir.
Ve bu ülkede daha 13 yıl önce,o
dönem Başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşleri Emine Erdoğan
Hanımefendi bir hasta ziyareti için gittiği devletin hastanesine alınmamıştı.
Ve bütün bu insanlık dışı
uygulamaların sahibi de müsebbibi de savunucusu da CHP idi.
Unutmadık, unutmayız da,
AK Parti ve MHP’nin 411 oyu ile
üniversitelerde başörtüsünün serbest olması için çıkardıkları yasayı AYM’ye
götürüp iptalini sağlayan parti de bu CHP idi hem de daha 12 yıl önce.
Bu kadar mı?
Tabi ki hayır!
Bundan 6-7 yıl önce
başörtüsünün bütün kurumlarda serbest olması için AK Parti’nin yaptığı
düzenlemeleri “tehdit!” gören bu Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi? Bu
serbestilerin iptali için AYM’nin yollarını aşındıran bu CHP değil miydi?
Kılıçdaroğlu, “Bize ne
başı kapalıdan” diyor ama gözdesi Canan Kaftancıoğlu, başörtülü rektör
atamasını tiye alarak: “Yuppie! Türbanlı rektörümüz olmuş, uzaya füze
göndeririz çok yakında veya atom çekirdeğini parçalarız. Bunlar olmayacaksa
eğer bu sevinç niye?” diyor.
İnsansa eğer yüzü kızarmalı
Canan Kaftancıoğlu’nun, çünkü bu ülkede 80 yıl boyunca türbansız hatta türbana
düşman rektörler döneminde, din düşmanlığı ile uğraşan üniversitelerimiz
-bırakın uzaya füze göndermeyi-, havada uçacak bir oyuncak dahi yapamadılar. Bu
ezikliği bildiği halde türbanla, türbanlı rektörle dalgasını geçecek kadar
terbiyesizleşmek ancak Kaftancıoğlu’na yakışırdı.
Demezler mi adama (tabi,
adama)?
90 yıl boyunca başörtüsü
düşmanı rektörlerinizin yönettiği üniversitelerimiz uçak değil, 1 adet uçan
teneke bile yapabildiler mi?
Tıpta bir buluş,
Hukukta bir teori,
… uzatabiliriz, çeteleniz aya
kadar uzar gider, var mı bir başarınız?
İşte Canan Kaftancıoğlu,
Bu işler teröristseviciliğe
benzemez.
Bu işler yüzünü kapatıp terör
örgütleri ile birlikte devlete isyan etmeye benzemez.
Bu işler sizi aşar Bayan
Kaftancıoğlu, çok aşar.
Ya Fikri Sağlar’a ne demeli?
Diyor ki Fikri Sağlar, “Ben
yargılandığım zaman, türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili
haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceğinden kuşkum var…”
İnsan kendinden bilirmiş,
diyorlar ya, öyle işte.
Bu ülkede Başbakan ve bakanları
idam edenler, gençleri darağacına asanlar, Orgeneral Çevik Bir’den talimat alıp
hukuksuzluklara imza atanlar türbanlı değil, türban düşmanı hakim ve
savcılarınızdı Fikri Sağlar.
Bu ülkede Milli Şef’iniz
İnönü’ye, “Ne ceza verelim Paşam?” diyerek Adnan Menderes’in
hukuksuz yargılanması için emir alanlar, başı kapalı kadınlarımızı “irticacı,
gerici” gören hakim ve savcılarınızdı Fikri Sağlar.
Ne anlatıyorsun sen?
Biz sizin cemaziyelevvelinizi
biliriz Fikri Sağlar, cemaziyelevvelinizi.
Fikri Sağlar,
Geçen gün Kılıçdaroğlu’nun
katıldığı açılışta, sizin hezeyanınızdan dolayı oluşan infiali yatıştırmak için
başörtülü iki kızı da yanına aldı. Ağır metallerin altında yapılan açılışta,
düşme, çarpma gibi olası tehlikelerden dolayı herkes başına çelik baretler
giyiyor, ama o programa çağrılan başörtülü iki bayanı (sırf fotoğraflarda
başörtülü oldukları görülsün diye) başlarına baret giymelerine izin verilmiyor
ve o 2 genç bayanı baretsiz bir şekilde fotoğraflıyorlar. Bu fotoğrafla CHP;
-Bakın biz başörtülüleri
programımıza alıyoruz, onlara karşı değiliz, diyerek ikiyüzlülük yaptı,
-Başörtülülerin durumu şekilde
görüldüğü gibidir: Herkes tehlikeden dolayı başını baretle korurken
başörtülüler geri zekalı oldukları için baret takmayı akıllarından
geçirmiyorlar,
mesajını verdi.
O başı örtülüler bu “geri
zekâlı”lık görüntülerini benimseyebilirler,
Peki, parti kurduktan sonra
ikide bir, “Benim halam üniversitede çok zulüm gördü…” diyerek ağlaklık
sergileyen Ali Babacan da mı benimsedi ki bu alçaklığa sessiz kalıyor?..
Yazık! Ahlakınızı ihtirasınıza
kurban ettiniz!..