Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2431.90
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Ocak 2021

Eğitim sorunu ve üniversiteler

Herkesin “doğrusunu” kutsal bir zırhla koruduğu- kolladığı, doğru bildiğine itirazı olanları da yok etmeye çabaladığı ülkemizde sorun; tam anlamıyla olgunlaşamama sorunudur.

Hâl böyle olunca da insanlaşma yolunda gösterilen her türlü gayretin önü kapatılıyor.

Oysa düşünme, ifade etme, üretme ve ürettiklerinin karşılığını alma haklarının olduğunu, insanlık değerleri için aklıselim bir tavır ortaya koymayı, ülkesini her bakımdan geliştirmeyi, olgun ve şahsiyet sahibi olma bilincini eğitimle elde eden bir birey hem yaşadığı toplumdaki konumunu netleştirecektir hem de kendi özgür iradesiyle gelişen ve değişen olaylar karşısında gerçek tavrını ortaya koyacaktır.

Bugün sırça köşklerinde gençlere nanik yapan sözde entelektüellerin anlamadığı şey tam olarak budur.

Bir ülkenin eğitim sistemi ne kadar yaralıysa demokrasisi de o kadar yaralıdır. Bir ülkede eğitimin temel sorunları neyse o ülkenin siyasi, sosyal ve kültür hayatının da temel sorunları odur.

Oturdukları yerden gençleri hakir görmek, onları eften püften sebeplerle aşağılamak kolaylarına geliyor.

Bir yazımda ifade ettiğim gibi bu ülkenin çocukları, elli yıldır ölüm bayraklarıyla donatılan devrimci ideolojilerin, üniforma manyağı kafası kırık meczup ideologların tuzağına düşürüldü.

Eğitim sistemiyle zayıf bırakılan, idrak ayarları bozulan gençlik elli yıldır terör örgütlerinin kucağına itildi/itiliyor.

Kendi siyasi çıkarları için “ölün” diyorlar gençlere! Geleceğinizi, iradenizi, özgürlüğünüzü, idrakinizi, şuurunuzu yakın! Yani mensup olduğunuz partilere, cemaatlere, ideolojilere sonsuz itaat edin.

***

Yıllardır sıkılmış yumruklarıyla, aydınlık, ilericilik ve özgürlük gibi kavramların arkasına sığınarak üniversitelerde gençlerimizi zehirleyen dar ideolojilerin militanları vazife yaptı ancak biz bir şey yapamadık.

Üniversitede terör örgütlerinin sembolleri eşliğinde olay çıkartan gruplara polis müdahale edince bir siyasi parti “eğitim hakları engellenemez “diyerek tepki gösterebiliyor mesela.

Çünkü bu tür partiler şahsiyetli, olgun bir gençlik istemiyor. Kendini devrime adamış, ölüme hazır kurbanlar istiyor.

AK Parti’nin medyasının da, sivil örgütlerinin de anlamadığı tam olarak bu. Erdoğan’ın eğitimde reform açıklamalarının üzerinden aylar geçti ancak bu mesele henüz kimsenin dikkatini çekemedi.

Eğitim, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu kadar ilgilerini çekmiyor. Ama Boğaziçi Üniversitesi’ni genelleyerek topyekûn terör yuvası demeyi iyi biliyorlar.

Medyası CHP’ye laf yetiştirmekten, sendikaları mülakat peşinde koşuşturmaktan, siyasetçileri polemik yapmaktan bir türlü eğitim meselesine gelemiyorlar.

Bu ülkede FETÖ işe önce eğitim kurumlarından başlamadı mı? Dershaneler neden kurulmuştu? Yıllardır üniversite sınavı, jandarma sınavları, askeri lise sınavları, polis koleji ve akademi sınavları, ALES, KPSS gibi ÖSYM ve farklı kurumların yaptığı birçok sınavın sorularını çalarak devletin kurumlarına militan yerleştirilmedi mi?

Sadece 2002-2016 arası devlet kurumlarında en az 500 bin kişinin FETÖ eliyle istihdam edildiği tahmin ediliyor.

***

Mevcut eğitim sisteminin zayıflığından istifade edilerek bu ülkenin çocukları terör örgütlerinin tuzağına düşürüldü.

Bu sorunun birden çözülebileceğine inanan varsa yanılıyor. Bu üniversiteler için yıllardır ne yaptık sorusunu önce kendimize sormak durumundayız. Çünkü sorun bir zihniyet sorunudur.

“Bu ülkenin çocukları neden kolaylıkla terör örgütlerinin avı olabiliyor” sorusunu önce kendimize sormalıyız.

Bu ülkede hala başörtüsünü, kılık kıyafeti sorun olarak gören beyinleri, kendi ülkesinin kıymetini bilmeyen yabancılaşmış insanların durumlarını önce kendi içimizde sorgulamalıyız.

Eğitim kurumlarınız küreselcilerin emperyalist tuzaklarına uygun zayıflıkta bireyler üretmeye devam ettikçe bu soruları bir ömür boyu kendimize sorarız.

Günlerinizi Kılıçdaroğlu’nun bundan on yıl evvel başörtüsü hakkında söylediği olumsuz cümleleri aramakla geçirmek daha kolayınıza geliyorsa elbette buna diyecek lafımız olmaz.