Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2438.46
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Aralık 2021

Eğitim Şûrası'nda konuşulmayan

20. Milli Eğitim Şurası Ankara'da toplandı. Şurada,"Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği, Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi ve Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi başlıklarında komisyonlar kuruldu ve tavsiye kararları alındı.

128 tavsiye kararı arasında; ücretsiz öğle yemeği, 3-4 yaş için eğitime erişim imkânı, 5 yaş okullaşma oranının arttırılması, öğretmenlere sınav kazanmaları durumunda ödenecek para miktarları ve teftiş sistemi gibi daha birçok başlık bulunmaktadır.

Yalnız ben meseleye çok farklı bir yerden giriş yapmak niyetindeyim.

Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım ortaokul öğrencilerine geçmişte yaşamış Müslüman bilim adamlarımızı soruyorve sonra bu konu hakkında herhangi bir fikre sahip olmadıklarını fark ediyor.

İnanın bu hususta çocuklarımızın bir kusuru yok. Onlara Müslüman bilim adamlarımız ve tarihimiz yeterince öğretilmedi. “Bu ülkenin çocukları neden tarihlerinden kopuk yetişiyor? Bu konuda bir şeyler yapılmalı” dediğimizde aldığımız cevap da; ardı ardına çekilen tarihi diziler oldu.

Newton’un başına bir elma düşmesiyle yerçekimini bulduğunu sanan çocuklarımız, ondan çok önce yerçekimini bulan Hazini’niyi tanımıyorlarsa, ilk katarakt ameliyatının1846’da Balanchet tarafından yapıldığını öğrenen çocuklarımız,bunu içi oyuk bir tüple ilk yapanın Ali Mevsiliolduğunu bilmiyorlarsa suç onların değil.

Bundan 1200 yıl önce, “Bütün varlıklar ve varlığın fiziki olayları izafidir. Yani görecelidir” diyen El Kindi’yi tanımayan çocuklarımız Albert Einstein’i gelmiş geçmiş en zeki insan olarak biliyorlarsa, Dalton, Thomson veEinstein’den çok önceatomla ilgili ilk bilimsel çalışmayı yapanınCabir bin Hayyan olduğunu bilmiyorlarsa suç kimin?

Bugünkü sibernetik, bilgisayar ve robot biliminin temelleri atan El Cezeri’yi tanımayan çocuklarımız, James Watt’ın buhar motorunu keşfetmesiyle birlikte Sanayi Devrimi’nin başladığını düşünüyorsa buradaki eksiklik kime ait?

Mikroskobun bile olmadığı bir zamanda mikroplara ve virüslere dikkat çeken, “mikrop ve bulaşma” tezini ortaya atan Akşemsettin’i bilmeyen, Fransız cerrahı Pare'ye büyük ün kazandıran ve 1552 yılında ilk kez onun tarafından yapıldığı sanılan büyük damarların bağlanmasını aslında ondan 600 yıl kadar önce yapan hekimimiz Zehravi’yi öğrenmeyen çocuklarımızın aldığı eğitim nasıl bir eğitimdir?

Galileo'dan 600 sene önce Dünya`mızın küreye benzediğini ve "döndüğünü” yaptığı bilimsel araştırmalar sonucu bulan kişinin aslında Müslüman bilim adamlarımızdan El-Birüni olduğunu bilmeyen, Maragha, Bağdat, Kurtuba ve Semerkant gibi bilim ve teknoloji merkezlerinden yetişen bilim adamlarımızı tanımayan bir nesilde özgüven oluşur mu?

Tarihte ilk üniversiteyi kuranın Müslüman bir kadın olduğunu bilmeyen, tarihlerinden, kültürlerinden kopuk bir nesil en çok kimlerin işine yarar?

Bu tür soruları devam ettirsem sayfalar yetmez.

Rahmetli Fuat Sezgin, “Batı Medeniyeti, İslam Medeniyeti’nin çocuğudur” derken bir bakıma bu cephede uğradığımız yenilgiye de dikkat çekiyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da benzer bir hakikati şu sözleriyle ifade ediyordu; “Batı dünyası, tıptan sosyolojiye kadar pek çok alanda ilhamını bizim köklerimizden almıştır.”

Ne var ki " Medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla faaliyete geçiremiyoruz" diyereko da acı gerçeğimize dikkat çekiyordu.

Bugün ise eğitimde bir sorunumuz olmadığı ifade ediliyor. Oysa var. Ve ne yazık ki yüzlerce insanın katıldığı şurada bu sorunlar konuşulmadı.

Örneğin, neden eğitim sisteminin felsefesini sorgulayan bir öneri yok? Türk eğitim sisteminin Tanzimat’tan bugüne kendine özgü bir felsefesinin olmadığı bilinmiyor mu?

Ve bu sistem bugüne kadar hiç değişmemiştir, batı değerlerini esas alır ve ideolojiktir.

Asıl sorun da bu değil midir?

Diğer taraftan sınavla öğretmen kalitesi belirleyen bir sistem ne işimize yarayacak? Eğitim kalitesini arttırmak gibi bir niyetimiz varsa bunun yolu evvela çocuklarda bir merak uyandırmak değil midir?

Teoman Duralı Hoca’nın dediği gibi;“Merak yok. Merak olmadığında ne yapıyorsun? Taklit ediyorsun. Biz bütün geçmişimizi havaya uçurduk.”

Taklitçi eğitim sisteminden bize özgü, hakiki, bu toprakların değerleri, birikimi üzerine inşa edilen bir eğitim sistemine geçiş yapmadığımız sürece bu ülkenin çocukları ezberledikçe ezilecek, ezildikçe de aidiyet duygularını yitireceklerdir.

Evet, neden bunları konuşmuyoruz?