Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2492.79
BIST 100
9667.24
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Mart 2022

​Hâlâ Üşüyoruz!

Öyle anlar vardır ki bir bıçak gibi saplanır hafızanıza ve siz aradan yıllar geçse de o anı unutamazsınız. Dün gibi sıcaktır acısı ve dün gibi tazedir yarası, kanar da kanar… Çıkmaz içinizden bu hicranın yangısı… Her ne kadar soğuk bir gün de olsa, karlar yağsa da dağlara… Sönmez bu ateş içinizde, donsa da zaman… İçinizdeki feryatları döktüğünüz sayfaların mürekkebi kurumamıştır tıpkı yanağınızdan süzülen gözyaşı damlalarının kurumadığı gibi.

Daha dün gibiydi. Telefonumun çalıp ta bir arkadaşımın ağlayarak “Abi, Reis’in helikopteri düşmüş. Kimseden haber alamıyorum.” diye aradığında… Peşinden Hasan Çağlayan ağabeyi aradığım da bana; “Biz de tam ayrıntısını öğrenemedik ama Reis hastaneye götürülüyormuş diye bir haber var televizyonda” dediği zaman dün gibiydi.

Dün gibiydi, şehit gazeteci İsmail Güneş’in “Hanımefendi hâlâ bulamadınız mı yerimizi? Burada donacağız!” diye feryat ettiği o anlar…

Dün gibiydi, üç gün boyunca milyonların oyalandığı, avutulduğu, uyutulduğu ve koca bir helikopterin enkazından tam 115 km ötelerde aranıp bulun/a/madığı günler…

Daha dün gibiydi Döngel Köylülerinin televizyonlarda “Burada ne asker ne devlet var. Yanlış yerde arama yapılıyor. Bizi dinleselerdi daha önceden bulunurdu” şeklinde beyanat verdikleri günler…

Ve dün gibiydi, Kocatepe önünde binlerce insanın tekbirler ve tehliller ile namazına durduğumuz anlar.

Daha dün gibiydi gençlerin pankartlarında okuduğum satırlar:

“Artık Sivas’a yaz gelmeyecek. Üşüyeceğiz Koca Reis!”

“Ankara Reis’i üşütme!”

“Sen üşüdün… Biz yandık… Dağlar aman vermedi…”

“Soğuk zindanların güneş yüzlüsü, ruhun şâd olsun!”

“Başkanım hakkını helâl et bize!”

“Nasıl ki gülün güzelliği anlatılmaz, senin ki de öyle!”

BBP Genel Merkezi’nin önüne geldiğimizde, Yalçın Topçu’nun; “Hoş geldin Sayın Genel Başkanım! Sonsuzluğun Sahibine yapmış olduğun müracaat, yukarıdan tartışmasız kabul edildi. Vuslat Kurultayı burada toplanmış durumda. Ülkenin dört bir yanından 1 milyon yiğit insan kurultayımıza katılmıştır. Bu insanlar çocuklarının süt parasını keserek vuslat kurultayına geldiler. Onların adına, sana ‘Hoş geldin’ diyorum. Hoşça kalın Sayın Genel Başkanım, sizi Allah’a emanet ediyorum” diye konuştuğu anlar…

Daha dün gibiydi, Tâceddin Dergâhında onu toprağa verdiğimiz dakikalar.

Ve yıllar geçti, hâlâ mahkemeler bir hüküm veremedi. Onca delil, onca kahpelik belli iken… Okyanus ötelerinden yayınlanan “Bir Perşembe akşam vefat edersiniz, bir Cuma günü cenazenize ulaşırlar” içerikli iğrenç ses kayıtları dönerken sağda solda… Ve Hasan Celal Güzel’in köşesinde “Acı gerçek: Muhsin Yazıcıoğlu şehit edildi” diye manşet attığı yazısı daha dün gibi duruyorken yâdımızda.

Yazıcıoğlu'nun yanı sıra aynı helikopterde bulunan BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ ile yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneşi ve pilot Kaya İstektepe’yi de kaybettiğimiz günler sanki dün gibiydi.

Onun;

“İnanmadığım yolda milyonlarla yürüyeceğime, inandığım yolda tek başıma yürürüm.”

“Bu ülkede dürüst olmak başa beladır ama o bela başımızın tacıdır.”

“Bu bayrak öyle bir bayraktır ki; içinde VATAN vardır, dökülen KAN vardır, iki CİHAN vardır, DİN vardır, İMAN vardır.”

“Ordu gözbebeğimizdir ancak namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam!”

“Türkiye İran olmaz, Cezayir olamaz, Suriye yapılmasına da biz müsaade etmeyeceğiz”

“Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise; dünyanın şah damarını keseriz.”

“Firavuna karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir.”

“Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur.”

Tarihe mal olmuş bu sözleri dün gibi çınlıyor kulaklarımızda…

Tek tesellimiz, her gün onun kabrinin başında dua eden yüzlerce insanın ona duyduğu sevgidir. Belki hayatında onun partisine bir kez bile oy vermemiş olanından onu hayatında bir kez olsun görmeyeninden ve onun şehadetinde daha doğmamış olanlara kadar… Kabri nur, makamı âli, mekânı cennet olsun onun ve arkadaşlarının…

Daha dün gibiydi her şey. Unutmadık, unutturmayacağız!

Yüreğimiz yanarken hâlâ üşüyoruz.