Hangi birine yanayım
Ortalık toz duman. Bir tarafta malum zihniyetin iflah olmaz gafilleri, diğer tarafta bunak bidon kafalıya aklını kiraya vermiş devlet ve millet düşmanı hainler. Böyle zor bir sürecin girdabı içerisine çekilmişken piyasaya ha bire hezeyan kusmuğu süren bir psikopat. Bu yetmezmiş gibi bu kusmuktan beslenen trollerin toz dumanında sağa sola savrulan yumruklar....
Ortak payda ise Tayyip düşmanlığı. Büyük resimde ise din düşmanlığı.
Ülke biraz palazlanıp kendine gelince bin bir uyuşturucu ile yıllardır uyuttukları devin uyanma emareleri göstermesi ile başladı bunlar. Düne kadar bir şey yoktu. Körler sağırlar birbirini ağırlayıp duruyordu.
İkide bir ufak tefek uyanma emaresinde ise ya asker dipçiği veya bebek katillerinin sağda solda yaptığı tedhişler ile devlet yeniden o derin uykusuna dalıyor ve can derdine düşmüş millette olan bitenle ilgili ne göz ne kulak ne de akıl bırakılmadığı için her şey süt liman yurtta sus cihanda sus pus devam ediyordu.
Son 20 yıl tarihin akışında belki bir nokta değil ama bizim içinde yaşamış olmamız nedeni ile çok ama çok önemli ve uzunca bir süreç.
Neler yaşamadık ki?
Yakın geçmişten başlayarak bugüne gelelim.
Babalarımızın ve dedelerimizin ilayı kelimetullah uğruna canlarını ve kanlarını helal ederek gavur çizmelerine çiğnetmediği bir sürecin devamında dedelerimizin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti daha doğar doğmaz boğulmaya çalışılmış ve milletin dinini değiştirerek kamalizm ve laiklik dini ile uzun bir süre ekmeksiz ve dinsiz yaşamak zorunda bırakılmış.
Bu böyle gitmez diyen bir başbakan eften püften sebeplerle milletin gözünün içine baka baka idam edilmiş. Bu yetmezmiş gibi 27 Mayıs’ı hürriyet ve anayasa bayramı olarak uzun yıllar kutlanmış.
Daha neler neler...
Ama şimdi bugüne gelelim.
Çok olmazların olurunu gördük. Hayallerimiz bir bir gerçekleşti. Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığını gördük. Çamlıca’nın tepesine burası ‘İslam Beldesidir’in belgesi devasa bir caminin yapıldığını gördük. Taksim meydanında yapılması imkânsızlaştırıldığı halde yapılan Taksim camisinin açılışını bile gördük.
Daha neler neler.....
Milletin dini ile alay edenler elbette birden yok olmadılar ancak zaman içerisinde aklını kullanarak hakka hukuka, demokrasiye özgürlüğe saygı adı altında alışmaya çalıştılar.
Ama bugün maalesef tarih bir kere daha tekerrür ediyor ve bu kadarı da fazla diyenlerin gürültüsü patırtısı yeniden etrafı rahatsız etmeye başladı.
Olan bitenlerin hepsinin ortak paydasında Erdoğan var.
Tayyip gitsin de ile başlayan hezeyanların bini bir para. Sonunda devlet yıkılsına kadar giden bir savrulma ile bir kez daha karışı karşıyayız.
Bu kez durum gerçekten farklı. Milletin içerisinde uyuyanlar elbette mevcut ancak uyananlar çoğunlukta olunca hayalciler rüyalarında da görmeye devam edecek. Sağda solda kopardıkları yaygaranın içinin boş olduğunu görenlerde uyandıkça milletimiz zillet cehenneminde giderek daha da uzaklaşacak.
Halkın içinde bulunan bir vatandaş olarak hayalperestliğe karşı gerçekleri görmeye çalışan bir birey olarak şu cümlelerle makalemi sonlandırmak istiyorum.
Gün birlik ve beraberlik günün. Hangi safta olursanız olsun fark etmez aynı gemideyiz. Gemi örneğini çok sevmeme rağmen bir kez daha vereceğim. İçinde bulunduğumuz gemi engin denizlerde ve yine denizde dalgalar yükseldi ve hava bulanık. Batarsak elbette kurtulanlarımız olabilir ancak batırmaya çalışanlara elimizle dilimizle hiç olmazsa kalbimizle dualarımızla engel olmaya çalışalım.
Oyunda oynaşta olanlar lütfen aklınızı başınızın tam ortasında tutun.
Dünyamızı bir kez daha alçaklara puştlara acımasızlara teslim edip onlardan medet umar duruma düşmeyelim.
Onlar acımasız cani ve insan dışı yaratıklar.
Sadece öldürmeyi ve zulmü bilirler.
Tıpkı Filistin'de olduğu gibi..
sağlık ve mutluluk dileklerimle..