İktidar Savaşı Ve Yerel Muhalefet ilişkisi 1

Bundan bir asır kadar önce imparatorluklar dağılırken ekonomiler de yeni şekiller alıyordu..

Sanayi devrimi, insanlığın sofrasında sayısız tüketim malı üretmek için olanca hızı ile gayret gösterirken, muktedirler siyasal iktidar modelleri üzerinde yoğunlaşmış, yeni dünyanın resmini çizmekle meşguldü!

Batı, mutlak galipti!

Öyleyse, nizamı da kendisi vermeliydi!

Üretim hususunda hızına yetişilemiyor, dolayısı ile kendinde her şeyi belirleme hakkı görüyordu..

İstediklerini komünist, liberal, yarı liberal, tek adam rejimleri, diktatörlükler ile donatırken kendisine DEMOKRASİ’yi layık görüyordu!

Biz de payımıza düşen “Uslu Çocuk” olmak düsturu ile 27 sene tek parti dönemi yaşadık..

Gel zaman git zaman, parlementer sistem ile NATO vesayetindeki Türkiye, Erdoğan’ın dönüştürmeye başladığı başkanlık sistemi ile daha çok istikrar arayan “Bağımsızlıkçı” olmak fikrini içselleştirdi..

Geçmişin şanlı hafızasını ruhunda hisseden Türkiye, küresel güç odakları için elbette tehlike arz etmektedir!

Durdurulmalıdır!!!

Mümkünse, “Ne işimiz var” noktasına döndürülmelidir!

Dünya beşten büyük olmamalıdır!

Ne ayıp şey!

Dostlar, Türkiye’nin 21. Yüzyıl aklı mazinin izlerini taşımazsa yok olur gideriz!

İddia sahibi olmak küresel güçlere çağın silahları ile cevap vermeyi gerektiriyor..

Türkiye de işte, tam da bunu yapıyor..

Zorlarına gitti adamların.. Gitsin.

Bugüne kadar yani Cumhuriyet döneminde bize ne lütfetmişlerse öyle yaşadık.. Şimdi ise bölgesinde kendi hak ve menfaatlerini güçlü bir ordu ile koruyan Türkiye var!

Zalimlere karşı sesini yükselten bir Türkiye, bütün insanlığın yegane umudu olmuştur. Tahtları daha da sallanacak..

Bunun belirli şartları var elbette..

Hayalle değil, gerçekçilikle..

Hiddetle değil, sevgi ile..

Bütün zorlukları aşmalıyız..

Nasıl? Soruna ise sonraki yazımda cevap arayacağız vesselam..

Allah’a emanet olunuz..