Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2495.42
BIST 100
9507.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Eylül 2021

​İktidar ve muhalefet tepkileri

Bir ülkenin maddi manevi siyasi güç seviyesi, ülke ve dünyaya etkisi, siyasetçilerinin iç ve dış meselelere ve birbirlerine karşı verdiği tepkilerle ölçülebilir, değerlendirilebilir.

Bu durum, hem iktidar hem de muhalefet temsilcilerinin o meseleler nezdindeki sözleri ve eylemlerinden anlaşılır. Dolayısıyla siyasetçilerin ürettiği politikalar, politikaların icrası ve bu politikalar nezdinde meselelere vereceği tepkilerle o ülkenin siyaset ve siyasetçi kalitesi belli olur. Bu politikalar ve tepkiler için siyasetçilerin bilmesi elzem olan alanlar vardır.

Siyasetçilerin çok iyi bilmesi gereken önemli alanlarından birisi tarihtir. Gerek kendi ülke ve gerekse dünya tarihini mutlaka bilmeli ve tarih şuuruna varmalıdırlar. Tarihin bir ibret kaynağı olduğunu ve bu yönden hem toplumlarının hem de ülkelerinin geleceğine çok büyük katkı sağlayacağının farkında olmalıdırlar. Çünkü tarihten kendi ülkelerinin tarihi, Müslümanların tarihi çıkarıldığında noksan bir Asya, noksan bir Avrupa ve noksan bir Afrika tarihi kalacak demektir.

Tarihi bilen ve anlamlandıran siyasetçi; dünyayı, ülkeleri ve toplumları çok yönlü olarak anlayabilir ve bu doğrultuda ülke siyasetlerine yön vermede zorlanmazlar. Binaenaleyh çok güçlü ordu, çok güçlü milletleri olduğunu bilir ancak sadece bunlara bel bağlamazlar. Bir anda kurulan veya bozulan dünya siyasi dengeleri neticesinde bazen dünyanın bir kısmı bazen de tüm dünyanın kendi ülkesine saldırabileceğini bilir ve ona göre tedbir alırlar.

Bir diğer husus, bir din adamı kadar bilgin olamasalar bile din konusunda, inançlar konusunda gerektiği kadar bilgi sahibi olmak zorundadırlar. Kendi toplumları, diğer toplumlar neye inanır neye inanmaz, ortak inanç taşıdıkları ülke ve milletlerle iş yapabilecek noktaları adları gibi bilmelidirler. Din ve inançlardan dolayı yaşanan ayrılık ve savaşları, din ve inanç farklılığı yüzünden ülkelerine yapılan tarihi saldırıları bilip güncel saldırılara karşı çağlarında tedbir almalıdırlar. Kendi ülke ve diğer ülkelerin karışıklığa girmemesi için gerektiğinde üretecekleri her politikanın dine ve inançlara saygısı konusunda titiz olmalıdırlar.

Bir diğer bilmeleri gereken ise hem kendi ülkelerinin hem de diğer dünya ülkelerinin kültürleridir. Hangi millet hangi milleti sevmez, nelere tepki verir, barış ve savaş kültürleri nedir, nereye kadardır gibi konuları da adlarını bildikleri gibi bilmelidirler. Toplumların kültürünü çok iyi bilmek, ülkelerin güçlü, zayıf ve aç kaldıklarında neler yapabileceklerini bilmek demektir. Böylece “ne bir çiğnemlik et ne de diş geçirilemez ülke” tarzı yaklaşımlardan uzak durulacaktır. Çünkü aç kalan veya güçlü olanların kendi ülkelerine saldırılarını ancak her ülke ile alakalı doğru bir yol takip ederek rahatlıkla bertaraf edebileceklerdir.

Bunları bilmek demek; eski hataları yapmamak demektir. Ticaret yapılacağı, ürün satılacağı veya stratejik bir kararla o ülke ile alakalı gerek askeri gerekse yatırım faaliyetine girişileceği zaman eski ve yeni doğruları yapmak demektir.

İster iç meseleler olsun ister dış meseleler olsun mesele ne olursa olsun güç, adalet ve ahlak açısından iktidar ve muhalefetin tepkileri ortak olmalıdır. Muhalefet, tüm meselelerde her zaman iktidarın alternatifi olarak gözükmelidir. Maalesef bu makalenin yazıldığı tarihlerde durum böyle değildi. Sizlerin bu makaleyi okuduğunuz tarihte de iktidar ve muhalefetin verdiği tepkiler, bu dönemdekiler gibi olabilir.

Oysa verilecek tepkiler ortak, dengeli ve adil olmalıdır. Çünkü kızılacak yerde baş okşanmaz, baş okşanacak yerde kızılmaz. Hak alınacak yerde pusulmaz, ileri gidilecek yerde haktan vazgeçilmez.

Bir siyasetçiye, bir siyasi partiye bu tepkilerde ne kadar güveniliyorsa ve o/onların bu tepkilerinden ne kadar emin olunabiliyorsa o kadar güzel politikaları ve tepkileri vardır denilebilir. Ve bu durum yüksek bir ahlak barındırabilir. Eğer muhalefet, politika ve tepkileri ile iktidarın alternatifi gözükmüyorsa iktidarın en az bir adım önünde gözükmüyorsa ülkedeki siyaset de politika üretme de de siyasi kalite de kesinlikle gelişmemiş demektir. Böyle bir durum da ülkenin ilerlemesine büyük bir engel demektir.