Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.82
Gram Altın
2423.34
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Aralık 2020

İnanç, her eylemin başıdır

İnsan bir şeyler yapmalı, en iyisini yapmalı. En iyisi bir şeyler yapmalı. Bir şey yapmak için en iyisi olmalı. İnsan olmalı mesela… Bir iş yapmalı, en iyisinden başlamalı, iyi para kazandırmasa da bir iş yapmalı. Bir iş yaparken en iyisini yapmalı ve buna inanmalı...

Birbirine benzer böyle cümleler kurup konuyu uzattıkça uzatabiliriz. Ama sözün özüne varıp oradan yola koyulmak lazım:

En iyi bildiği işi “inanarak” yapmalı insan!

Evet, inanç muhakkak olmalı, bir işin en iyisini yaparken. Buna gönülden inanmalı ve ilk önce insan olmaktan başlamalı. İnanan bir insan olarak yapılacak işe başlamalı insan. Edilgen değil, etken ve etkin olmalı. Yaptığı işin hem mimarı hem ustabaşı hem de çırağı olmalı.

İnsan olmanın ilk gerekliliği olarak inancı başına taç yapmalı. İnanarak yaşamaya ve yapacağı işe başlamalı insan. Yaptığı işin en iyi iş olması için çalışmalı, işini en iyi şekilde yapmalı.

Mesela bir çocuk düşünün. Biraz uzaklara, kendi çocukluğunuza gidin. Hani psikologların çocukluğuna inelim dedikleri ve bilinçaltınızın mahzenlerinde bir yerlere gizlediğiniz çocukluk anılarınız var ya, işte oraya bir yolculuk düzenleyelim. Sonra o çocuğu oradan bulup çıkaralım ve bu çocuk şimdiki çocukluklara inat kendi oyuncağını yapmaya koyulsun.

İşte o çocuk, telden araba yaparken mahallede en iyi arabanın kendisinin arabası olacağına inanarak işe koyulmalı. En iyi arabayı kendisinin yapacağına inanmalı. Herkesin telden bir arabası varken o da en iyi telden arabayı yapmaya inanmalı ve gözünde bu inancın şimşeklerini çaktırmalı. Alnından ter bulgur bulgur akarken, dökülen her ter damlasında daha da yeşermeli bu inanç.

En nihayetinde yaptığı işte muvaffak olunca şöyle göğsünü kabarta kabarta sürmeli arabasını, varoş mahallelerinin dar sokaklarından aldığı ehliyetle.

Çocuk, sonra gülmeye inanmalı -ki bir çocuk inanarak gülerse tüm dünya gül bahçesine döner.-.

Çocuğun hayaline ayaz vurmamalı, don tutmamalı hayali. Yoksa hiç gözünü kırpmadan bomba yükler o telden arabasına ve tüm dünyayı havaya uçurur. İnanın buna. Gözüne gelmez arkada bırakacağı hiçbir şey.

Çocuğun yüzünden tebessümü aldığınız an sadece çocuğun değil, bütün dünyanın kıyameti başlar.

Bebekken ağladığında her türlü çabanızı kullanarak güldürmeye çalıştırdığınız çocuğun gülerken ağlamasına sebep olup dünyanın kıyametini koparmayın. Bırakın çocuklar inandıkları için gülsünler ve gülmeleri için onlara gül bahçesi bırakın.

İnanın çocukların güldüğü dünyada herkes güler.

***

Çocukken, daha zihnimiz taze iken yeşerir en güzel duygular içimizde. Güzellik adına, başarmak adına, mutluluk adına, inanç adına neyi almışsak dünyamıza onlar büyür içimizde bizimle beraber. Bizim olduğuna inandığımız ne varsa ona sahip çıkabildiğimiz ölçüde insan kalabilir ve onunla olduğumuz yerden ötesine, daha ileriye emin adımlarla yürüyebiliriz. İnandıklarımıza sırt döndüğümüz an başlar felaketi ruhumuzun.

Bir çöküşe şahit olmamak için insanlık binasını inancın temeli üzerine kurmalıyız. Temeli sağlama alınmamış hiçbir eylem başarıya ulaşmaz ve sonu mutlulukla bitmez. Bunu yaparken de bu, şu veya o ne der diye değil, inandığımız değerler bize neyi öğütlüyor diye düşünmeliyiz.

Kendi elimizle beslediğimiz “el âlem” diye bir put büyütüyoruz içimizde. Hem de öyle büyüyor ki her geçen gün iliklerimize kadar işliyor ve bizi kendisine köle ediyor. İçimizde büyüttüğümüz “el âlem” putunu kırıp inanç olgusuyla ruhumuzu süslemeli ve yaşamaya en iyi bildiğimiz işi yaparak başlamalıyız.

Bu anlamda da her ne işi yapıyorsanız ya en iyisini yapmalısınız ya da en iyi bildiğiniz işi yapmalısınız. Bu eylemi gerçekleştirirken yoğuracağınız hamurun içine inanç mayasını koymalısınız. İnanç, her eylemin başlangıç noktasıdır. İnanç olmadan yapılacak her eylem temeli sağlam olmayan bir yapı misali en küçük depremde hatta artçı bir sarsıntıda yerle yeksan olmaya mahkûmdur.