İnişe geçmiş
AK PARTİ inişe geçmiş.. Öyle diyorlar. MHP’ye de demişlerdi. Meral abla geliyor, falan filan..MHP Barajı geçemez, diye. Ne oldu?
Yalan oldu.
Şunu anlamıyorlar ; Ak Parti de MHP de bitmez. Niye bitmez ? Çünkü Millet bitmez. O Milletin misyonu var, onun için bitmez.Her devir de bu partilerin fikirleri popülerdir, bunu silmedikçe su akar yatağını bulur.
Bu Coğrafya’da kavga bitmez, hani inişe geçti dedikleri şey aslında bu mübarek halkın inmesini istedikleri idealleridir. Ak Parti fani, Erdoğan, Bahçeli fanidir. Bu gün var yarın hak emri vaki olunca faniyiz işte.
Erbakan Hoca, rahmetli Başbuğ nerede? Hatta Atatürk? Lakin bakınız hepsi yaşıyor.. Nerede ? Halkın beyninde. Onlardan önce neredeydi? Fatih’in aklında, Beyazıt’ın kalbinde, Abdülhamit’in zekasında hep vardı.
Amaç bir.. Türk Milletinin dünyaya adalet getirme azmi.. Bunu kırmaya çalışıyorlar..
Hapsetmeye. Tehditlerle, rüşvetlerle, korku vererek. Aklına pranga vurarak bir iki asırdır muvaffak da oldular. Çünkü kafamız karışıktı.
Nasıl olur da yüzlerce yıl Dünya hakimi Türk, Batı ile yaptığı savaşta yenilirdi? Bu dehşet sorunun ilk kurbanı Merzifonlu oldu.
Canıyla ödedi. Son kurbanı da rahmetli Menderes... 15 Temmuz’da da mevcut yapı operasyon geçirdi. 251 şehit bu idealin merzifonlusudur.
Sorunu doğru tesbit edelim o halde. Bedel ödemeden bir yere varılamıyor. Biz bu bedelleri içeride kötüye fırsat vermeden yönetmemiz lazım. Nasıl olacak ?
Şu son seçimlerden ders çıkararak olabilir. Mesela basındaki, siyasetteki, ekonominin içindeki yalaka, yalama taifesini dinlemeyi bırakıp memleketin sorunlarına gerçekçi çözümler üreterek.
Üretime, yeniliğe odaklanmalıyız,tabi ki dış tehditleri de asla unutmadan. Geliniz 23 Haziran MİLAT olsun. İşinin ehli olmayan hiç kimseyi hatır gönül aşkına orada tutmayalım. Öncelikle evimizden, partimizden, başlayarak.
Sonrada kamu görevi erkini kimler elinde tutuyorsa.. Ayrıca muhalefet ile iktidarın kriz halinde koordinasyon kanallarını açık tutacak mekanizmaya ihtiyaç var.
Üretim bize ekonomik refah sağlar. Bizim sadece buna mı ihtiyacımız var? Değil..Bunu sağlamanın yolu nesillere bu aşkı aşılamaktan geçer. Bizim çağı iyi anlamamız lazım.
Çağı anlamanın yolu gençliği anlamaktır. Gençleri anlamak demek de marka meraklı nesil yetiştirmek değildir. Geçmişle geleceği harmanlayan, özgür beyinler bizi var edecek yegane umudumuzdur.
Bu gençliğin yetiştiği Aile mutlaka huzurlu olmalıdır. Toplumsal otokontrol yollarını açık tutmayan bir sistem hedefe kilitlenemez.
Bunları sağlayacak kurumsallaşmalara da ihtiyaç var. Ve her daim şu da akıldan çıkarılmamalıdır; sizi eleştirenlerden nefret etmeyin, sizi kusursuz gösterenlerden korkun..
ALLAH’A EMANET OLUNUZ