İyi ki de gittiler!
Bakıyorum da Ak Parti’den ayrılanlar için ne çok beklenti varmış. Parti içinden sevinenlerin yanında diğer çevrelerden de mutlu olan epey var. Herkesin bir beklentisi var elbette.
Kimi Parti içinde koltuğuna ortak olacak birini Parti’den göndermenin sevinci ile kimi 2023 Başkanlık seçiminde karşısında daha zayıf bir Cumhur İttifakı bulma beklentisi ile bilimum memnunlar ordusu bu duruma alkış tutuyor. Oysa kazın ayağının öyle olmadığını en iyi Parti içindeki kalanlar da biliyor.
15 Temmuz kalkışmasından Sonra sayın Devlet Bahçeli Bey Başkanlık Sisteminin yanında yer alınca, CHP ve diğer muhalif partiler derin bir endişeye kapıldılar. Sebebi bu sistemle artık kendilerinin iktidar olamayacağı tahminleri idi. Haksız da sayılmazdı elbette çünkü normal Parlamenter Sistemde Başbakanlık görmeyen bir CHP yüzde elli bir nereden alacaktı ki ?
Devlet, ülkenin on yıllardır siyasi istikrarını sağlayamamaktan çok çekti. Çözüm bu olmalıydı. Öyle de oldu. Ak Parti çevrelerinde Sayın Erdoğan’ın liderlik karizmasının arkasına saklanan kadrolar Parti içindeki olumsuzluklara veya ülkeye ilişkin yanlış tasarruflara ses çıkarılmasını istememektedir.
Bu konu üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir ülke sorunudur. Israrla söylüyorum ki bu sorun yalnız Ak Parti’nin değil ülkenin sorunudur. Cumhuriyet dönemi jakobenizminin tetikçisi CHP ile Milli Varlığımızın silahlı yerel tetikçisi PKK, el birliği ile küresel odakların amaçlarına hizmet etmek için canla başla çalışırken siyasi istikrara zarar verecek girişimleri önlemek herkesin üzerine düşen bir görevdir.
Kaldı ki Ak Parti % 34’den % 50-55 bandına çıktıysa her kesimi içine alan söylem ve eylemlerle başarı elde etti. Bunun yerine giderseler gitsinler, iyi ki gittiler, zaten FETÖ’cü idiler türünden ifadeler ne ahlaki ne de pratik akıla uyan söylemler.. Ülkenin binlerle seçim kazanıp-kaybettiği bir modelinde bu yaklaşım tarzı yanlıştır.
Onun yerine, bana göre Millet İttifakının partilerini de dinlemek, sormak, görüşlerini almak Türkiye İttifakını güçlendirmek, olması gereken tavırdır.
Ülkenin dış dünya tarafından kuşatıldığı bu dönemde içeride iktidar zaafı var, algısını vermemek lazım. Birliğe ve beraberliğe çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde giden gitsin kalan sağlar bizimdir, felsefesi bu sistemde her şeyi berbat eder. Ak Partinin bir çok yanlışı da eksiği de kusuru da vardır. Bu menfi unsurlar ülkenin de sorunudur. Çünkü Ak Parti ülke nüfusunun en az yarısını temsil ediyor.
Son bir görüş olarak şunu ifade etmeliyim ki toplumsal mutabakat zeminini ne kadar geniş tutup onu beslersek, iktidar o denli elini güçlendirmiş olur, ona göre rahat hareket edebilir.
Yol yakınken Sayın Cumhurbaşkanımız, yeni bir parti oluşumunu engellemeli, parti içinde çatlak sesleri susturmalı ve etrafımızı saran dış tehditlere içeride zaaf oluşturacak gelişmelere meydan vermemelidir. Vesselam.
Allah’a emanet olunuz...