Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2426.73
BIST 100
9694.72
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Temmuz 2022

Kâinat kitabının bir ayeti: ARILAR

Kâinat kitabının ayetlerini keşif yolculuğundan herkese selamlar sayın okur. Yaratılışın, varlığın ve yaşamın hayranlık uyandıran işleyişini keşfetmeye devam ediyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki bu keşif yolculuğu, eşhedünün (ben şahidim) içini dolduracak. Böylelikle Yaratıcıya olan hayranlığımızın, sevgimizin ve de saygımızın içi dolacak ve sağlam bir alt yapıyla donanmış iman kalemiz olacaktır. İmanının sorumluluğunun bilincinde olan bir Müslüman için çok keyifli ve heyecan verici bir konu ile karşınızdayım: Arılar…

Bilindiği üzere gezegenimizdeki bitkilerin dörtte üçü polenleme için hayvanlara bağlıdır. Arılar da bu polenleme işinin hatırı sayılır bir kısmını, bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak üstlenmiştir. Zira genel olarak çiçekli bitkiler arılar tarafından polenlenir. Polen üretimi verimli erkek bitkilerindedir ve bunların dişi bitkilere taşınması gerekmektedir. Tek başına rüzgâr bunun için yeterli değildir. Tam bu kısımda böcek familyasının büyük çoğunluğunu oluşturan arılar devreye girmektedir. Tozlaşmayı gerçekleştirerek bitki, hayvan ve insan neslinin devamlılığı için önemli bir tuğla bırakmaktadırlar. Aynı zamanda bitki çeşitliliğine de katkı sağlamaktadırlar. Yani demem o ki; Büyük bir keyifle ısırdığınız kırmızı elmadan tutun da etinden ve sütünden faydalandığınız hayvanların bile besininin oluşmasında arıların bir parmağı vardır. Küçücük bir arının, kâinat üzerindeki etkisinin bu denli önemli olduğunu öğrendikten sonra, zihin merceklerimiz kendi üzerimizde toplanmış olabilir.

Yaratılmış bütün varlıklar, kendi fıtrat kodlarına uygun hareket ederken, insan, amacından sapmış, fıtratından uzaklaşmıştır. Kendisine verilen her türlü nimete nankörlük edip, Allah’a, kendi fıtrat koduna sadık kalmamıştır. Yüce Allah her bir insan topluluğunu kendi kodlarına dönmeleri için hatırlatıcı, yol gösterici vahyini göndererek, biz insanları başıboş bırakmamıştır. Gerçeği bizlere büyük bir ustalıkla hatırlatan Yüce Rabbimiz, Kur’an Kitabı ile de vahyini tamamlamıştır. Kur’an, muhteşem öğretmen, rehber. Muhatabıyla her zaman için konuşan, ihtiyaçlara cevap veren, yeri geldiğinde muhatabıyla savaşa giren, bazen hicrete hazırlanan, bazen fetihlere çağıran ama hep doğru yolun izini sürmeye teşvik eden bir öğretmendir. Kendi ayetleriyle( işaretleriyle) sınırlı kalmayıp, muhatabını kâinat kitabının ayetlerine de yönlendirerek, gerçeği keşfedip şahit olmamızı ister. Böylelikle öğrencisine sadece bilgi yüklemesi yapıp teoride bırakmıyor, onu yaratılmış gerçek hayat ile buluşturup, uygulamaya, deneyimlemeye, gözlem yapmaya, keşfetmeye çağırıyor. Kâinattaki diğer varlıklardan veya olaylardan misaller vererek, benzetmeler yaparak bizi diğer işaretlere (kâinat kitabının ayetlerine) yönlendiriyor ki biz üzerinde düşünüp ders çıkaralım.

İşte bunlardan biri de Nahl Suresine ismini veren dişi arılar (bal arıları)’dır. İlgili ayet şöyledir:

“Rabbin bal arısına şöyle vahyetmişti (bildirmişti): ‘Dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) yaptıkları çardaklardan kendine yuvalar edin! Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarına gir!’ Karınlarından renkleri çeşitli bir içecek (bal) çıkar ki onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için bir delil vardır.” (Nahl /68-69)

Görüldüğü üzere Yüce Rabbimiz, arıya vahyettiğini ve onun fıtratına kodlar yüklediğini haber verip bizim bunun üzerinde düşünüp ders çıkarmamızı istiyor. Rahmet elçisi Peygamberimiz de bu ayet üzerine düşünüp bir rivayete göre şöyle buyurmuştur:

Mü’min bal arasına benzer. Temiz olanı yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve konduğu yeri ne kırar ne de bozar”. (Ahmed bin Hanbel, II, 199)

Efendimizin hadisinde de belirttiği gibi arılar, temiz yerlere; daha önce bir arının konmadığı bir çiçeğe konar ve bu konma esnasında çiçeği incitmez. Arının ağırlığından çiçek incinip kırılmasın diye bir yandan polen ve nektar alırken bir yandan da arı kanat çırpmaya devam eder. Peygamberimiz, İnanan Müslümanların da kendi insan ilişkilerinde, sosyal hayatta arılar gibi olmalarına dikkat çekmektedir. Müslümanlar olarak, kurduğumuz ilişkilerde arı örneğinden hikmetler çıkarmakta fayda görüyoruz. İnsanlarla kurduğumuz iletişime bu örneği taşıyabiliriz. Arılar gibi temiz yerlere konmalı yani, temiz, güvenilir, sorumluluk sahibi ve bize zararı değil faydası olan insanlarla iletişime geçmeliyiz. Temiz olan şeyler ortaya koyar; arılar son derece faydalı bal, bal mumu ve arı sütü meydana getirmektedir. Hatta arı venomlarının (zehir) bazı kanser hücrelerini yok ettiği de araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bununla da yetinmeyip gezegendeki biyoçeşitliliğe, bitkilerin üremesine büyük katkı sağlar. İnanan insanlar da faydalı işler peşinde koşmalı, toplumun huzuru, refahı ve dünyamızın yaşanılabilir bir yer olarak devam edebilmesi için çaba sarf etmelidir. Sürekli tüketen, hiç üretmeden tüketen biz insanların, bu konuda arılardan alacağımız ders büyük. Arılar gezegenimize büyük hizmetler sunmakla birlikte bunu yaparken çiçeklere zarar vermiyor, incitmiyor aksine çiçeklerin üreyebilmesi için onlara yardım ediyor. Yani çiçekten faydalandığı gibi ona fayda da sağlıyor. Yine arılar, bir arı kovanının inşası için ekip halinde çalışırlar. Arı topluluğunda herkes üzerine düşen görevi titizlikle yerine getirir. Rekabet ve yarıştan ziyade birlik ve beraberlik söz konusudur. Arı yeni keşfettiği bir çiçeğin yerini kovan arkadaşlarının yanına gelip dans ederek tarif eder. (Çember ve kuyruk sallama dansı). Bu şekilde yardımlaşarak mükemmel bir iş meydana getirmektedirler. Biz inananlar da yeryüzünde halife olabilmek için üretiriz. Yaşamımızı daha kolay hale getirebilmek için üretir ve tüketiriz. Üretirken diğer insanlarla iş birliği içinde olmamız gerekirken çoğunlukla rekabet halindeyiz. Yine biz insanlar üretirken doğaya, insana, hayvana ve de değerlere zarar verir, onları incitiriz. Bencilliğimizin, açgözlülüğümüzün bedelini ziyadesiyle ödüyor ve ödemeye de devam edeceğiz. Zira biz biliyoruz ki doğa, intikam alıcıdır.

Velhasıl sayın okur, kâinat kitabının ayetlerinden (işaretlerinden) biri olan arılar üzerinde derin tefekküre dalmalıyız. Onlarda bizim için hikmetler, güzel örnekler vardır. Bunları keşfedip hayatımıza alabilmemiz temennisiyle, sağlıcakla, bilinçle ve sorumlulukla kalın...