Dolar (USD)
32.43
Euro (EUR)
34.45
Gram Altın
2487.06
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Ekim 2021

​Kılıçdaroğlu'nun tehlikeli söylemleri...

Değerli okurlarım, Genel Başkan olduğu günden bu yana, Kemal Kılıçdaroğlu'nu takip eden ve hakkında yazılar yazan bir gazeteciyim...

Bu tecrübeler ışığında diyebilirim ki, Kılıçdaroğlu'nun siyasi geçmişinde iki farklı figür vardır.

Birinci figür, ortamı çok fazla gerdirmeyen siyaset diline sahipken, ikincisinde ise, bunun tam tersi bir durum söz konusudur.

İkinci figür ne zaman oluştu derseniz, 15 Temmuz darbesinden sonra derim.

Hani beyefendinin, tankların arasından, gayet normal bir şekilde geçtiği darbe var ya... Hani beyefendinin, milletin darbecileri durdurmaya çalıştığı görüntüleri kahvesini yudumlayarak izlediği darbe var ya...

İşte bu darbe, Kılıçdaroğlu'nun siyaset değişikliğine götüren darbedir.

Herhalde, siyaset eliyle oluşturulacak gerginliklerle, Erdoğan'ı iktidardan düşürmek istiyorlar. Sözün daha doğrusu, darbeyle başaramadıklarını, siyasi gerginliklerle başarmayı planlıyorlar.

Gerçi, Erdoğan'ın iktidardan gitmesi için, deprem,yangın benzeri afetlerin duasına çıkan siyasi anlayıştan başka ne beklenir?

Kemal bey ve avaneleri bilsin ki, bu siyaset anlayışının, ne CHP'ye, nede ülkeye bir yararı olur.

Bu sıradan bir söylem değildir...

Değerli okurlar, "Önümüzdeki günlerde siyasi cinayetler işlenebilir" söyleminin memleket düşmanlarının ekmeğine yağ sürmekten başka bir faydası olmaz...

Buradan bir TC. vatandaşı olarak, Savcılarımızı göreve davet ediyorum. Kendilerinden, Kemal beye neden böyle bir söz ettiğini sormalarını istiyorum.

Acaba ortada bir duyum mu vardır? Yoksa, birileri Kılıçdaroğlu'nun kulağına bir şeyler mi fısıldamıştır?

Hiç kusura bakılmasın, siyasi cinayetler işlenebilir diyen kişi, sıradan bir isim değildir. O kişi ki, memlekete ters gözle bakan herkesin dostudur.

Aslına bakarsanız, birileri Kılıçdaroğlu'nun ağzından, Erdoğan'a mesaj mı gönderiyor. Acaba, O mesajda denilmek istenen, siyasi cinayetlerle ülkeni karıştırırız mı?

Yazıyı noktalamadan önce, tekrar yazıyorum. Savcılarımız bu sözü sıradan bir söylem olarak değerlendirmesinler...