Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2426.51
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 May 2019

Kırılma

İnsan eliyle doğanın akışına müdahale gibi tarihin akışına da müdahaleler sonuçsuz kalır. Atalarımız bunu güzel ifade etmişler; su akar yatağını bulur, diye.

Milletimizin asırlar süren tarihe yön verme serüveni etken boyutundan edilgen fiiline döndürüldü. Bunda birçok ekonomik, sosyal, coğrafi, teknolojik ve kültürel faktör rol oynamıştır.

Şu da bir gerçektir ki alemlerin rabbi de ilahi hükmünü vermiştir. “ Biz zaferleri kavimlerin arasında döndürür dururuz”. Bu ilahi kaidenin mutlaka bir veya daha çok seküler sebebi de rabbimizce yaratılacaktır.
Çünkü hüküm onundur..

Oysa biz tarihi hafızamızdan kopamıyoruz. Kopmamalıyız da... Bizi biz eden değerler var.

Milletler mücadelesine tarihin kesintisi olarak bakarım ben kurtuluş savaşı ve devamındaki sürece.. Rolümüzü bize dayatıldığı ölçüde yaptık. Ne zamana kadar? 2003 İkinci Körfez savaşına kadar.

Türkiye kendi coğrafyasındaki oyunlara müdahil olmak zorunda bırakılmıştır. Yoksa...
Yoksa bizim bir şeye karışacağımız da yoktu.

Özellikle NATO’nun kendisine bir düşman bulma arayışı kendi açısından çok da zor olmadı. İsrail’in güvenlik merkezli etkileri ve komünizm sonrası Amerikan azgınlığı bölgede kırk yıldır sürecek kan ve gözyaşını getirmiştir. Elbette Filistin sorununu bir yana koyarsak..

Artık kendisine biçilen elbiseyi kabul etmek istemeyen bir Türkiye var. Öyle de olmalıydı kendi bekası açısından. Kapitalizm teoriği rekabeti, üretimi esas aldığını söylese de kazın ayağı hiç de öyle değil. İşin masal kısmı Batı mantalitesinde kendi çıkarları devam ettiği kadar bunu kabul etmektedir.

Yeni Dünyada Çin, Amerikan ekonomisini tehdit boyutuna ulaşınca tahtı sallanan Küresel şirketlerin sözcüsü Amerika kural mural tanımamaktadır. Bu liberalizmin felsefi olarak ölümüdür. Cenaze merasimi yakındır.

Bu arada bölgesel tehditleri küresel tehditlere dönen bir Türkiye resmi doğdu. Devlet Millet varlığına açıkça bir kasıt var. Bunu görmemek diye bir şey söz konusu bile değil ilgili çevrelerce. Amerika’nın PKK’ya verdiği silah ve malzemeler Amerika’nın bölgede kurmak istediği İsrail’in koltuk değneği bir terör devletini açıkça ortaya koymaktadır.

Oyunu on yıllardır perde perde kurgulayan bir “ müttefikimiz “ var..
15 Temmuz’da fiilen biten bir NATO ile yol ayrımındayız. Kurtuluş savaşında bizi enerji hatlarından koparan Batılı güçler NATO eliyle yıllarca Askeri vesayetin de koruyucusu ve kollayıcısı olmuştur.

DoğuAkdeniz Doğalgaz ve Petrolleri ihtiyacımı olan hayati bir can simidimizdir. Kuruluş döneminde düştüğümüz hatalara düşmek istemeyen bir Türkiye var artık. Gerekirse savaşı bile göze alan bir Türkiye.
Gerekirse NATO’dan çıkacak bir Türkiye.

Amerika Çin, Rusya ve Avrupa ile her cephede savaşırken Türkiye ile de çatışmayı göze alır mı? Ben alacağı kanaatinde değilim. Bir yerden Sonra Batı ile ipleri tamamen kopma noktasına getireceklerini sanmıyorum.

Bana göre bölgede İran aracılığıyla hakimiyet kurmaya yönelen bir Amerikan aklı S400’e bir formül bularak Türkiye’yi de bu enerji havzasında ortak yapmayı tercih edecektir. Bunun yanında Suriye’de de istediği hamleleri yapamayan bir Türkiye bu oldu bittilere de bu saatten Sonra geçit vermeyecektir.

Seçim sürecinde tüm bunlara yönelik ittifaklar tasarlayan bir üst akıl tamamen Amerikan menşeili idi. Çok şükür halkımız sağ duyu ile bu projelere geçit vermemekle Millet aklının da ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.

Bölge bu yaz sıcak gelişmelere gebe. Türkiye’nin istediğini alamadığı tüm senaryolar bunu kurgulayanlarca hayal kırıklığı ile sonuçlanacaktır. Kendi öz savunmasını sağlamak için her şeyi göze almış bir Türkiye hayat memat yani Beka davası vermektedir. Allah yardımcımız, adalet rehberimiz olsun. Allah’a emanet olunuz.