Dolar (USD)
34.26
Euro (EUR)
37.60
Gram Altın
2886.08
BIST 100
9044.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Eylül 2024

Küresel kuşatmaya karşı iman savunması

Başını ABD ve Batı’nın çektiği Siyonist ve emperyalist güçlerin küresel kuşatmasına karşı, ancak güçlü bir imanla karşı konulabilir.

Türkiye yapay gündemlerle haftalardır meşgul edilirken ABD, kaşla göz arasında Rumlarla sinsi bir savunma işbirliğini imzaladı. Böylece ülkemizi dört koldan kuşatma altında tutmak isteyen Batılı işgalcilerin geleceğe dönük kirli amaçlarını ve emellerini görebiliyoruz. Şüphesiz idarecilerimiz bu tehlikenin farkındadır ve gerekli önlemleri almaktadır. Yeni bir vatan savunmasında en çok muhtaç olacaklarımız, imanlı insanlarımızdır. Böyle bir tehlike ile karşılaşıldığında tıpkı Çanakkale, İstiklal Harbi ve 15 Temmuz’daki gibi canını gerektiğinde vatanı için feda edebilecek gençlerimiz şükürler olsun var. Yeni nesillerin inançlı şekilde yetiştirilmesi çok önemlidir. Bu bakımdan büyük âlimlerin kıymetli eserleri, yeni nesillere yol gösterir, yön verir ve idealist olarak yetişmelerini sağlar.

Dadaşlar diyarı Erzurum’un yetiştirdiği en büyük allamelerden biri de Mehmed Kırkıncı’dır. Gençlik yıllarımda okuduğum ilk kitabı Hikmet Pırıltıları’ydı. Herkesin çok sevdiği bu özel eser, defalarca basıldı ve büyük bir okuyucu kitlesine ulaştı. Hocamızı vefatından kısa bir süre önce Bâbıâli Sohbetleri’ne davet etmiştik. Mekânımızı şereflendirmiş ve unutulmayacak bir sohbet lütfetmişti. Henüz 15 Temmuz ihanetini yaşamamıştık. Konuşmasında, o zaman ‘paralel yapı’ olarak adlandırılan gruba karşı olduğunu, devletinin ve milletinin yanında saf tuttuğunu herkesin huzurunda açıklamıştı.

Büyük İslam âlimi Bediüzzaman Said Nursî’nin talebesi olan ve Anadolu’da “Kırkıncı Hoca” olarak efsaneleşen merhumun ‘bütün eserleri’ yayımlanıyor. Doğrusu benim son zamanlarda aldığım en büyük müjdelerden birisidir bu. Zira bu eserlere büyük ihtiyaç vardır. Yeni kurulan Erzurum Kültür Eğitim Kitap ve Kırtasiye müessesesi tarafından aziz milletimize ve irfanımıza kazandırılan bu eserlerden ilkini, yani Hayatım Hâtıralarım’ı daha önce tanıtmıştım. Türkiye’nin son yarım asrını en iyi anlatan hatırattan biridir. Herkese tavsiye ettiğim bu mühim eserlerden şimdi alfabetik sırayla bahsedeceğim.

KARDEŞLİK ÇAĞRISI

Türkiye’de birlik ve beraberlik ruhunun sağlanması için hayatı boyunca gençliğe büyük telkinlerde bulunan Mehmed Kırkıncı Hoca, Alevi-Sünni tartışmalarında da akl-ı selimle konuşmuş, “sahabe ihtilâflarından bahsetmeyi” gereksiz hatta zararlı görmüştür. Alevilik Nedir? eserinin telif amacı da budur. Ona göre, “Sünnî-Alevî ihtilafını canlı tutmak, Müslümanlığa zarar vermekle beraber, Alevîliğe de bir şey kazandırmış değildir.” Bu konudaki çağrısı şöyle: “Ey bu milletin birlik ve beraberliğini, sükûn ve huzurunu, hâl ve istikbalini, dünya ve âhiret saadetini düşünen yüksek nazarlı hamiyetperver zâtlar! Geliniz, Kur’ân’ın ve Sünnet-i Seniyye’nin irşad metotlarına samimiyet ve ciddiyetle sarılalım, geçmişteki bu yaraları acilen saralım. İhtilâf ve tefrikalara fırsat vermeyelim. Meselelere itidal, sevgi ve ilim ile yaklaşalım. İslâm’a bin yıldır hizmet eden bu vatan evlatlarını dine ve memlekete zararlı cereyanların kucağına düşmekten muhafaza edelim. Sine-i Milleti onlar için bir şefkat ve huzur membaı hâline getirelim. Aksi takdirde, Allah korusun, bu vatan ve milletin başına gelebilecek zararlar, telâfi edilemeyecek bir noktaya varır. Ortada ne vatan, ne millet kalır. Dolayısıyla dünya ve âhiretimiz harâb olur.”

Bir milletin fertlerinin, birbirlerini aynı ailenin fertleri gibi kabul etmedikçe, hayatlarına bir nizam ve ahenk veremeyeceklerini, batmaya ve sönmeye yüz tutacaklarını belirten müellifimiz, şu ikazda bulunuyor: “Batmamak ve sönmemek için gençliğimizi din aşkı, vatan sevgisi, namus duygusu gibi ulvi mefkûreler etrafında toplamaya ve onları üstün ahlâklı, tarihine, sahip, milletine ve devletine bağlı fertler hâline getirmeye mecburuz.” Eserin üçüncü bölümünde, “Dört Halifenin Faziletleri” anlatılıyor. Alevilik Nedir? Müminlerin kardeşliğini en güzel biçimde dile getiren eserlerden biridir, okunmalı.

HİKMET PIRILTILARI

Hikmet Pırıltıları’nda iman hakikatları, Müslümanlar arasındaki bağlar anlatılıyor. Bir bölümün başlığı şöyle: “Din Kardeşlerimizin Güzel Hasletlerinden İstifade Etmek” En ağır imani meseleler, misaller dürbünüyle akla yakınlaştırılıyor. Şu örneği görelim: “Selimiye’nin kubbesinin elbette bir mimarı olduğunu bedahetle gören akıl, ondan çok daha bariz şekilde, bu gök kubbesinin bir mimarı olduğunu görüyor.” Merhum Necip Fazıl’ın “mantık küpü” dediği Mehmed Kırkıncı Hoca’dan “Kayyûmiyet Sırrı”nı öğrenelim: “İnsanın kalbi durunca, bütün hücrelerin de hareketleri son bulur. Bu cihetle kalp, Kayyum isminin tecellisine mazhar olmaktadır.” Bu arada eserleri neşredenler çok hayırlı bir hizmette bulunarak orijinal ifadelere dokunmamışlar. Bugün gençlerin zor anlayabileceği bütün kelimelerin açıklamalarını sayfa altlarında vermişler. Türkçenin nefasetini fark edebilmek için dahi olsa bu eserler okunmalı.

Dinî ilimlerle uğraşanların hep tartıştıkları “İçtihat kapısı açık mıdır, kapalı mıdır?” sorusuna İçtihat Nedir? eserinde çok güzel, ikna edici cevaplar veriliyor. İlk yazıda: “İçtihat Nedir? Şartları Nelerdir?” sorusuna karşılık buluyoruz. “Müçtehit Kimdir?”, “Asr-ı Saadette İçtihat”, “Amelî Mezhepler”, “Mezheplerdeki İhtilafın Rahmet Ciheti”, “Meclis-i Şûra”, “Ehil Olmayan Müçtehitler”, “Bu Millet İçtihaddan Ziyâde İrşada ve İkaza Muhtaçtır” ve “Dört İmam” bölüm başlıklarından bazıları. Kırkıncı Hoca’nın en büyük özelliği en ağır meseleleri, en çetrefil konuları son derece sade ve anlaşılır bir dil ve üslup ile anlatmasıdır. Ömrü boyunca üniversite öğrencilerine en ağır imani konuları anlatan müellifimizin eserleri sade, yalın ve açıktır.

İNSAN, MİLLET VE DEVLET

Külliyatın hacimli kitaplarından biri İnsan, Millet ve Devlet adını taşıyor. Birinci bölümde “Kâinat Sarayında İnsan” anlatılıyor. İnsanoğlunun yaratılış hikmeti, vazifeleri dile getiriliyor. İkinci kısım “İnsan ve İslam” başlıklıdır. Hayatın, dinin, aklın, neslin ve mal-mülkün korunmasının şart olduğu vurgulanıyor. Bir başka kısımda “Güzel Ahlak”ın mahiyeti naklediliyor. Ardından “Kötü Ahlak”a dikkat çekiliyor. Altıncı Bölümde “Toplum Hayatı” var. Bazı başlıklar şöyle: “İnsan Fıtraten Medenîdir”, “Devlet Millet İlişkisi”, “Örnek İdareci Nasıl Olmalıdır?”, “İstişare”, “Zulüm”, “Gerçekçi Olmak.” Son kısımda “İnsanlığın Zirve Noktası” Peygamber Efendimiz anlatılıyor. Müellif, “sebeb-i telif”i şöyle açıklıyor: “Bu kitabı kaleme almamızın asıl maksadı; insanın derecesini, ehemmiyetini, şeref ve haysiyetini ve hakiki vazifesinin ne olduğunu anlatıp, iki dünya saadetine vesile olacak hakikatleri ortaya koymaktır. Ta ki, ahsen-i takvimde yaratılan bu insan, bu şerefini iman ve ubudiyetle muhafaza etsin, âlâ-yı illiyyîne çıksın ve cennete layık bir kıymet alsın.”

KADER NEDİR?

Kader konusunda bazen inançlı insanların bile kafası karışabiliyor. Kader Nedir? kitabında bütün sorular cevaplanmakta, istifhamlar ve şüphe bulutları dağılmaktadır. Eserin ilk makalesinde başlık bile ferahlatıcı: “Kaderin Her Şeyi Güzeldir.” İslamiyet zaten ‘teslimiyet’ten gelmiyor mu? Bir Müslüman da kaderine razı olacak ve her şeyin Allah’tan geldiğine tam iman edecek. İlk sayfanın ilk satırlarını okuyalım: “Cenab-ı Hak, her hayat sahibine bu dünyada hayatını devam ettirebilmesi için gerekli bütün şartları en güzel bir surette ve en mükemmel tarzda hazırlamıştır.” Kitaptan birkaç makale başlığı: “Kader ve Kaza Ne Demektir?”, “İnsan İradesi ve Kudreti”, “Ehl-i Sünnet”, “Kader ve Tevekkül”, “Kalplerin Mühürlenmesi”, “Rızık ve Ecel”, “Musibetlerin Kader Açısından Bazı Hikmetleri”.

NÜKTELER

Nasıl Aldanıyorlar? kitabında “aldanma sebepleri” üzerinde etraflıca duruluyor. Dine ve imana dair yöneltilen belli başlı sorulara güzel ve ikna edici cevapları bu eserde buluyoruz. Okuyucuyu tefekkür ummanında gezdiren müellifimiz, kafa karıştıranlara akl-ı selime ve kalb-i selime davet ediyor. Nükteler’de kısa dokunuşlar var. Bu cismen küçük ama etkisi büyük yazıların başlıkları bile sarsıcı ve uyandırıcıdır. Bir kaçını örnek verelim: “Safsataların En Acibi, Hurafelerin En Çirkini İnkârdır”, “Ebedî Saadeti Dünyada Arayanlar”, “Şükür Vazifemiz”. “Güzel Bir Harf”de insan şöyle tarif ediliyor: “İnsan, kâinat kitabının güzel bir harfidir. Kendi güzelliğiyle ve kemâliyle iftihar edemez, gururlanamaz. O güzellik onun kâtibine aittir.” Nükteler’de “Ahiret Yolcusu” dikkatli ve rikkatlidir: “Bir gelin, babasının evinden gelini kolunu sallayarak değil, arkasında bir araba çeyizle ayrılır. Ahiret yolcusu olan insanların çeyizleri de ibadetleridir.” Sizinle birlikte biraz da “Kalp Bahçesi”nde dolaşalım: “İnsanın kalbi bir bahçe gibidir; onda mutlaka bir şeyler bitecektir. Eğer o kalp, marifetullah ve muhabbetullah ile doldurulmazsa, orada ya dikenler biter veya düşmanlar ona muzır şeyler dikerler…”

RUH NEDİR?

Geçen hafta, Yeni Dünya Vakfı’ndaki “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programımızın hatibi, gazetemizin kıymetli köşe yazarı Prof. Dr. Sefa Saygılı idi. Bize “ruh” hakkında bilmediğimiz hususları anlattı. Malum, Kur’an-ı Kerim’de ‘ruh’dan bize çok az şeyin öğretildiği buyuruluyor. Mehmed Kırkıncı Hoca Ruh Nedir? kitabında inandığımız ama dünya gözüyle göremediğimiz ‘ruh’u anlatıyor. Dikkatinizi çekmiştir mutlaka. Müellifimiz makalelerinde olduğu gibi kitap isimlerinde de soruyla başlıyor: Ruh Nedir? Hangimiz merak etmedik ki bugüne kadar ruhu. İnsanların öldüklerinde sadece bedenlerinin hayattan koptuğuna ama ‘ruhun hay’ olduğuna inanırız. İşte ruh gerçeğini, ömrünü ilme adamış Hocamızdan öğreniyoruz. Kitaptaki bazı başlıklar belki merakınızı celbedebilir: “Ruhun Mahiyeti Meçhuldür”, “Ruh-Beden Münasebeti”, “Ruhun Akılla Münasebeti”, “Ruhun Kalple Münasebeti”, “Ruhun Vicdanla Münasebeti”, “Ruhun Gayesi”, “Ruhun Tekâmülü”, Ruh Çağırma Nedir?”, “İslam Âlimlerine Göre Ruh”, “Filozoflara Göre Ruh”.

SİYASETTE ÖLÇÜ

Sadece siyasette mi ölçü bulunmalı, hayır! İnsanın bütün hayatında sağlam ölçüler hâkim olmalıdır. Zaten ne çekiyorsak ölçüsüzlükten, ifrat ve tefrite düşmekten, istişaresizlikten çekmiyor muyuz? Nitekim müellifimiz “İslam Dininde Meşveretin Ehemmiyeti”ni 17 sayfa hâlinde ayet ve hadislerin ışığı altında açıklıyor. Keşke politikayla uğraşanların hepsi Siyasette Ölçü kitabını alıp okusa. Sanıyorum çok daha seviyeli, dürüst, mantıklı, insaflı ve doğru bir siyasi yolda ilerleyeceklerdir. Siyasette Ölçü, Siyaset Okulları’nda ders kitabı olarak okutulmalıdır. Rahmet, hürmet ve muhabbetle andığım Mehmed Kırkıncı Hoca’nın bu seçkin külliyatını bütün okuyucularımıza tavsiye ederken merhumun diziye ilave edilecek yeni eserlerini de büyük bir merak ve heyecanla bekliyorum.