Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2324.44
BIST 100
9107.68
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Ağustos 2015

Molla Güran\u00ee ve Aksemseddin İle Yola Düşmek

Kürt ve Alevi meselesi bugünün değil eziyet eden devletin varlığından itibaren ortada olan bir sorundur. Sorunu besleyen bellice unsurlar;

- Tek dilli-tek uluslu kurulan ve dayatılan devlet,

- Red ve inkar politikaları,

- Irkçı ve mezhepçi yaklaşımlar,

- Sahte kutsallık ve sloganlara feda edilen evrensel insan hakları,

- İdeolojik baskı araçlarının Kürtler ve Aleviler üzerinde kullanılması,

- Özgürlük taleplerinin yok sayılması, insanların olağanüstü rejim ile sürekli denetim altına alınması,

- Güvenlik eksenli politika,

Ve darbeler, muhtıralar. Tüm bunlar her iki meselemizi çözümsüz kılmış, millet devletine güvenini kaybetmiş, sadece devlet ile millet değil yurttaşlar arasına da fay hatları döşenmiştir.

Doğal olarak iki meselemiz ülkeyi sarmış, hatta uluslararası bir sorun haline getirilmiştir.

Reçeteyi ise neredeyse yüz yıl sonra AK Parti bulmuş; "Kadim iki sorunu çözmenin yolu kerim bir devlettir" anlayışıyla sahaya inmiştir.

Ceberrut devletten Kerim devlete geçiş için 13 yıldır siyasi iktidar yoğun mücadele vermektedir. Mücadelesi defalarca kesilmek istense de hükümet, "koruyan esirgeyen devlet" modeli için hiç geri adım atmamıştır. Devlet kavramı üstünde doğru dürüst düşünmeyenler bile sergilenen duruştan etkilenip, yaşanan yüzleşmeye ve paradigma değişimine destek vermiştir. Millet, devleti ile buluşmanın heyecanını yaşarken, medeniyet dili barışı kucaklarken;

Bürokrasi direndi,

Paralel tuzaklar kurdu,

Örgüt her defasında karşı koyuş sergiledi,

Devletin içine çöreklenmiş olan yapılar kerim devlete savaş açtı,

Ulusalcılar statükolarını kaybetmemek için değişime Cumhuriyet mitingleri ve Gezi eylemleriyle karşılık verdi.

MHP ve CHP omuz omuza dönüşümün önünde durdu, HDP kendi özgürlüğünü PKK'ya teslim ederek kaos arayışlarının vazgeçilmez malzemesi haline geldi.

Küresel şebekeler "Yeni Devlet", "Yeni Türkiye" yürüyüşünden rahatsız olarak taşeron olarak kullandıkları yapıları sahaya sürdü, uyandırdıkları hücrelerle karanlık operasyonlara başladı.

Medya süreci anlayamadı, anlatamadı,

Aydınlar 90'lı yıllara takılıp kaldı,

Bahçeli oy devşirdi,

Kılıçdaroğlu korkulara sarıldı,

Demirtaş bir yandan mazlumu oynarken bir yandan da savaş çığırtkanlığına soyundu.

Hepsi aslında koltuklarına sarıldı.

Çünkü kerim devlet ve yeni Türkiye'de onlara yer yoktu.

Türkiye'nin geleneksel sorunlarından beslenerek kendilerine düşen rolü yerine getirmekten başka çareleri de yoktu.

Sorunların panzehiri olan "demokratikleşme" ve "özgürlükler" onların zehriydi. Kardeşlik ve birliktelik tükenişlerinin işaretiydi.

Toplumsal uzlaşma, özgürlükler ve kardeşlik ekseninde barışçı bir çözüm zemini onların ayağın kaydıran bir zemindi. İşte onun için 13 yıldır bir karşı koyuş içerisindeler. Onun için sürekli zig zag çizip "U" dönüşü yapıyorlar. Millete dönecek yüzü kendilerinde bulamadıklarından son günlerde mesajlarını sosyal medya üzerinden veriyorlar.

Biz onları yalnızlıklarına mahku00fbm edelim; yolumuza bakalım. Onlar milliyet meselesine takıla dursun biz; Fethin görünmez mimarları Molla Güranu00ee ve Aksemseddin'in gösterdiği yolda ilerlemeye devam edelim.

Ne diyor Akşemseddin; "Adalet nedir? Ağaçları sulamak.. Zulüm nedir? Dikene su vermek..."

Biz dikene değil ağaçlara su vermeye devam edip, adaletin temsilcisi, zulmün def edicisi olacağız. Red ve inkar politikalarını ayakları altına alan ve hukuk devleti içinde eşit vatandaşlık diye haykıranların, vesayet kurumlarını ortadan kaldırmak için direnenlerin, halkı taşeron örgütlerin esaretine teslim etmeyenlerin yanında duracağız. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları kaybetmemek için direneceğiz, çözüm iradesinin sahibi olanlarla hep birlikte yeni bir medeniyeti inşa edeceğiz.

-ZEYNEP ALKIŞ-

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan