Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2493.46
BIST 100
9464.69
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Nisan 2021

Niyet Ettim Aydınlanmaya…

Şeyh Sadi Şirazî Gülistan adlı meşhur eserinde: “Görünür âlemden hakikat âlemine yol bulamamış topluluğa kızgın ateş, yaş oduna tekabüldür. Körler mahallesinde ayna satmaktır. Oysa ümidi muhafaza edenler için hakikat kapısı açık, söz zinciri uzundur.” demektedir.

Düşünen bir dimağ kâinattaki muazzam dengeyi her gün biraz daha takdir edecek, anlamaya güç yetiremediği mevzularda bile bir hikmet arayışına girecektir. Hiçbir zerrenin sebepsiz yaratılmadığını, en cansız nesnelerin bile bir hizmete tevdi edildiğini idrakle, sonsuz kudrete tutunacaktır.

Yarım ve yaralı bir duygu durumuyla “öğrenmek ve kendini tamamlayabilmek için” dünyaya gönderilen insan bazen duraksar. Hoyrat, bencil, serseri tabiatlarca yavaşlatılır. Sendeler, yolunu şaşırır, yalnızlaştırılır. Hâli, yuvasına rızık taşıyan bir karıncanın yoluna konulan dal parçasıyla karşılaşması gibidir. İşte öyle zamanlarda insan tıpkı büyük planı göremeyen küçük karınca misali tıkanıklık yaşar. Ancak dışardan bir nazarla haritanın bütününe bakıldığında, karıncanın önüne çıkarılan dal parçasının dar bir mesafeyi ihtiva ettiği ve ince bir yağmur, zamansız bir rüzgârla uzaklaşıp gideceği anlaşılır. Kalbi yorup üzen kimi duyguların misafirliği de haritadaki dal parçasından farksızdır. Yazık ki kişi, belli periyodlarla kendi hayatında deveran edip duran bu duygu hâlini hadiselerin uzağında kalınca idrak edebilir. Zayıftır çünkü, korunaksızdır. Ne güzel söyler Tolstoy İtiraflarım’da: “Cehalet sürekli söylemekte olduğum şeyleri tekrar ediyordu. Ne zaman bir şey bilmiyor olsa, bilmediği şeyin aptalca olduğunu iddia ediyordu. (s. 43)”

Anlayamadıklarının cahili olduğunu idrak ederek sıcak hadiseleri selim bir ruh haliyle karşılayabilmek, ancak kâmil insanın meziyetidir. Öyle ise insan kemâlât mertebesine nasıl yükselebilir?

İnsanlar, zamanlar, mekânlar, mütemadiyen bir arınma ihtiyacı içerisindedirler. Arınmak, aydınlanmayı getirir. Yağmur gelsin, rüzgâr essin de yoldaki dal parçasını oradan kaldırıversin. Çünkü zordur insanoğlu için bekleyiş, gücü yetmez parçanın bütünü kavramaya. Bir ömür elindeki ince mum ışığıyla arasa da tamamını göremez, o büyük kudretin bir uzvu olduğunu idrak edemez parça. Sadece hissedebilir. Bu ince sezgi de en çok arınma mevsimlerinde kendini ortaya koyabilir. Zira insanın kalbi üzerindeki kalın dünya perdesi arınma zamanlarında incelir.

Özellikle son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar fizikî ve ruhî pek çok rahatsızlığın, detoks programları ile giderilebileceğini ortaya koyuyor. Kapitalizmin pençesinde kıvranan insanın, sadece tüketmek için kazanmaya ve sürekli harcamaya odaklı bir çerçeve içine çekildiği üzerine ciddi okumalar gerçekleştiriliyor. Bedeni ve ruhu arındırmak için açlığı ilke edinen pek çok program Batı dünyasında yeni bir keşifmişçesine türlü isimlerle pazarlanırken, Doğu’da “Tıbb-ı Nebevi” ye dönüş ile bağdaştırılıyor. Şüphesiz bedenî bir temizlenmenin yanında manevî doygunluğa erişebilmek için başlıca amil “uzun süreli açlıklar” olarak karşımıza çıkarılıyor. Yüce İslâm’ın yanı sıra, Hristiyanlık ve Musevilik gibi dinlerde de farz kılınan orucun, Budizm, Hinduizm, Taoizm, Maniheizm gibi sistemlerde de önemli bir alan kapladığı görülüyor. Bununla birlikte Batı’da özellikle 2007’den sonra Ori Hofmekler’in The Warrior Diet adıyla yayınladığı kitapla popülerlik kazanan “intermittent fasting” yani aralıklı oruç, sağlıklı bir yaşam için kitlelerin uyguladığı bir yöntem olarak önümüzde duruyor. İntermittent fasting bedeni belli saatlerde aç bırakarak sağlıklı ve uzun bir yaşamı hedefliyor. Kilo kontrolü, berrak bir zihin, kandaki şeker seviyesinin dengede tutulması ve bedendeki iltihabın atılması gibi faydalar 10 saat açlık orucundan başlayarak bedenin kapasitesine göre 12, 14, 16, 18 saatlere kadar çıkarılabiliyor. Buradan ulaşabileceğimiz netice, Allah’ın emir ve yasaklarının insan sağlığı üzerindeki tesiri, daima model alınan Batının ve modern tıbbın da kabulleri arasına girmiş oluyor.

Arınmak, aydınlanmanın çağrısıdır, aydınlanmak insanın ihtiyacı. Sadece midenin değil, gözün, dilin, zihnin, gönlün berraklaşması için Halık’ın insanlığa ikram ettiği kutlu bir aydır Ramazan. Anladıklarımızla değil, anlamada yetersiz kaldıklarımızla da kalbinde “bin aydan daha hayırlı gece” yi taşıyan bu mübarek zaman aralığı, dua ve keşif kapılarının ardına kadar açıldığı ve dileyene hudutsuz bir akışın sağlandığı kıymetli bir zamandır. Ruhaniyetinden hisse alabilmek ve yenilenmek dileğiyle…

Selam ile.