Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Şubat 2014

ÖNCE İŞ

2013 Kasım döneminde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 154 bin kişi artarak 2 milyon 784 bin kişiye yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı yüzde 0,5 puan artışla yüzde 9,9 seviyesinde gerçekleşti.

15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,5 puan artışla yüzde 19,3 olurken, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12 olarak tespit edildi.

İstihdam edilen 25 milyon 443 bin kişinin yüzde 22,5'i tarım, yüzde 19,4'ü sanayi, yüzde 7,4'ü inşaat, yüzde 50,7'si hizmet sektöründe kaldı.

Verileri yorumlamadan önce işsizlik oranının nasıl hesaplandığını açıklayalım.

Türkiye'de 15 yaş üstü çalışabilecek nüfus 55 milyon 935 bin.

Bu nüfusun ancak yarısı, yani 28 milyon 227 bini iş piyasasına çıkıyor

Buna işgücü deniyor.

İşgücünün 25 milyon 443 bini iş bulabilmiş.

Geriye kalan 2 milyon 784 bin işsiz sayılıyor.

İşsiz sayısı, işgücüne bölününce işsizlik oranına ulaşılıyor.

Bu hesaplamada üzerinde durulması gereken hususlardan biri şu:

İşgücüne katılım oranının yüzde 50,5 gibi çok düşük seviyede olmasıdır.

Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 60-70'lerdedir.

Eğer işgücüne katılım, bizde de bu seviyelerde olsaydı işsizlik yüzde 25-30'lara çıkardı.

Avrupa ile mukayesede bu noktayı aklımızda tutalım.

Dikkat çeken bir husus da, 27 milyon 707 bin kişinin çalışma hayatının dışında kalmasıdır.

Birinci neden, kadınların yüzde 70'inin-ki sayıları 11 milyonu aşıyor-çalışmaması, ev hanımlığını tercih etmesi.

İkinci neden, sayıları 12 milyonu geçen öğrenciler, emekliler, engellilerin de çalışmıyor olması.

2 milyon kişi de iş bulma ümidini kaybettiği için iş aramıyor.

Çalışabilir nüfusun yarısının üretime katılmadığı bir ekonominin sağlıklı ve hızlı büyümesi düşünülemez.

Çalışan nüfusun yaklaşık dörtte birinin tarım sektöründe istihdam edilmesi de büyüme önünde bir handikap.

Tarımın milli gelire katkısı sadece yüzde 10'dur.

Bu durum hem gizli işsizliği hem de verimsizliği gözler önüne seriyor.

2013'e ilişkin yıllık işsizlik verileri 6 Mart'ta açıklanacak.

Hükümetin 2013 için öngördüğü işsizlik oranı, başlangıçta yüzde 8,9 iken sonradan yüzde 9,5 olarak revize edildi.

Yüzde 4'lük büyüme hedefi gerçekleşecek gibi görünmesine rağmen işsizlikte bir sapma olacağı, çift haneye çıkacağı tahminleri ağır basıyor.

2014 yılında cari açık korkusuyla büyüme hızının yüzde 4'ün altına düşürülmesi halinde ise, işsizlik oranın yüzde 10'a yerleşme riski var.

Esasında İŞKUR'a başvuran işsiz sayısıyla TÜİK'in açıkladığı rakamın neredeyse aynı olması, fiili işsizliğin resmi verilerin çok üzerinde olduğunu gösteriyor.

Çünkü biliyoruz ki, işsizlerin çoğunluğu İŞKUR'a uğramadan eş dost vasıtasıyla, gazete ilanlarıyla iş arıyor.

Ayrıca iş aramaktan umudunu kestiği için işsiz sayılmayan 2 milyon da hesaba katılırsa, işsiz sayısının 5 milyon olduğu, oran olarak da yüzde 16,7'ye çıktığı, zaten görülecektir.

Ekonominin en önemli sorunu işsizliktir.

GSYH, büyüme, enflasyon, cari açık, borç stoku, faiz, kur, ihracat, bütçe bütün bu göstergeler ne kadar parlak olursa olsun, eğer milyonlarca insan karınlarını doyuracak bir bulamıyorsa bunların hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.

[email protected]