Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.95
Gram Altın
2425.66
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Kasım 2020

Reform Dönemi

Son günlerde ekonomi alanında yapılan ve yapılacak reformlar gündemde… Bu bağlamda Hazine ve Maliye Bakanı sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yaparak reel sektörün isteklerini dinleyerek yapılması gereken reformlar için ön hazırlık yapıyor. Reform denince akla Merkez Bankası’nın faiz artırımı gibi konular gelmemeli. Merkez Bankası’nın faiz artırımı para politikası tercihidir. Reformlar daha yapısal konularda gerçekleştirilir. Bazı dönemler reform yapmak için siyaseten zor zamanlardır ancak bazı dönemler de tam zamanıdır.

Trump’ın ABD Başkanı olduğu dönemde reform yapmanın zor olduğu bir dönemdi. Ekonomik spekülasyonlar, yaptırımlar, tehditler gibi birçok konu ile mücadele etmek ile uğraşmaktan reform yapmak kolay değildi. Ancak Biden döneminde reformları yapmak için biraz daha alan açılmış olacaktır.

Siyasi ve uluslararası mücadeleler elbette kolaylaşmayacaktır ancak konjonktür buna müsait olacağı için Türkiye de dümeni bu doğrultuda kırdı.

***

Türkiye’nin hem bugününe hem de geleceğine katkı sağlayacak en önemli unsur, şüphesiz ki gençlere yapılan/yapılacak yatırımlardır. Ancak gençlerin özellikle pandemi döneminde aldıkları eğitim kalitesi maalesef ki düştü. Uzaktan eğitim teknolojinin sunduğu imkânlar ölçüsünde devam ediyor. Ancak uygulamalı bölümlerde okuyan öğrenciler için bu eğitim süreci bir hayli zor geçiyor.

Tıp, mühendislik, gastronomi, fizik, kimya gibi özellikle fen bilimlerinde okuyan gençlerin uygulamalı dersleri bir hayli aksıyor. Gerek YÖK, gerekse üniversiteler muhtemelen bu eksikliğin telafisi için planlama yapıyorlardır. Ancak dersin derste öğrenildiğini ve bir uygulamalı dersin öğrenilmeden bir diğerine geçilmesi de ayrı problemler oluşturacaktır. Pandemi dönemi olması dolayısıyla hareketliliğin azaltılması elbette önemlidir. Ancak uygulamalı dersler için en uygun formülün bulunması da gerekiyor.

***

Ülkemizdeki en önemli problemlerden biri de şüphesiz ki istihdam hususudur. Özellikle gençlerin iş dünyasına katılımı giderek kronik bir sorun haline geliyor. Bu bağlamda hükümetin 1 milyon yazılımcı genç projesi oldukça önemli bir adım olmuştur. Ancak sadece yazılım alanında değil her alanda böyle projelere ihtiyaç var.

Gençlerin iş dünyasına katılımında yaşanan en büyük problem, gençlerin tecrübesiz olması dolayısıyla iş dünyasının çekimser olmasından kaynaklanıyor. İş dünyasının haklılık payı yok değil elbette. Ancak bu sorunun çözümü de yine karşılıklı iş birliğinden geçiyor.

YÖK başkanlığında üniversitelerin ders müfredatlarını güncelleyerek gençlerin lisans eğitimleri sürecinde yarı zamanlı çalışmalarını sağlayacak bir forma dönüştürmeleri gerekiyor. Cumartesi günlerinin de eğitim günlerine dâhil edilerek teorik bilgilerin pratiğe dönüştürülmesi gençlerin mezun olduktan sonraki tecrübesizlik durumunu ortadan kaldıracaktır. Bu bağlamda YÖK/TOBB ve Üniversiteler/Ticaret, sanayi, ziraat vb. odaları iş birliği ile bu konuya makul bir çözüm bulunabilir.

Yarı zamanlı çalışma ile hem gençlerin uygulama konusunda eksikleri giderilirken hem de finansal anlamda burs desteğine çok fazla ihtiyaç duymayacakları bir imkân olmuş olur. Bu bağlamda il/ilçe merkezlerinde ticaret ve sanayi odaları çatısı altında üniversite ile koordinasyonu yapılarak bir organizasyon yapılabilir.

***

Bu öneriye elbette birçok eleştiri gelebilir. Olmalıdır da… Örneğin üniversitelerin meslek edindirme yerleri olmadığı, bilim üretme yeri olduğu gibi argümanlar öne sürülebilir. Ancak özellikle 28 Şubat süreci sonrasında meslek liselerine uygulanan kat sayı eşitsizliği meselesi sebebiyle üniversiteler adeta meslek edinme eğitim merkezleri haline dönüştü. Bu nedenle bazı üniversiteler diğerlerinden ayrışarak “Araştırma Üniversiteleri” olarak dönüştürülmeye çalışıldı. Bu bağlamda eğitim konusunun topyekûn ele alınarak gençlerin iş dünyasına katılımı sağlanacak şekilde bir alt yapı hazırlanmalıdır.

Reformların yapıldığı/yapılacağı böyle bir dönemde bu gibi reformlara ihtiyaç var…