Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2490.57
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 May 2023

Seçim bitti şimdi sıra geçimde

Bilindiği gibi geçtiğimiz Pazar günü ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Öncelikle seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Hiçbir partiyi ayırmadan ve bir bütün olarak milletimizi tebrik ediyorum. Gerçekten büyük bir olgunluk içinde seçimini yaptı. Aynı olgunluğu siyasetçilerimizden de bekliyoruz.

Seçim sonuçlarıyla Milletimiz, hem siyasi partilerimize hem de dünyaya verdiği önemli mesajlar var ama bu konuyu başka bir yazıda belki değerlendiririz. Ancak şuan halkın gündeminde en önemli ve en öncelikli konu: Seçim bitti şimdi sıra geçimdedir. Zira tarih boyunca ekonomik ve siyasi faktörlerin birbirleri üzerinde karşılı etkileşimleri olmuştur. Ancak modern dönemden sonra bu etkileşim belli başlı yol ve yöntemlere dönüştü. Geçen birkaç yüzyıl içinde, büyük oranda gelişen ticaret akışı, finans ve teknolojik gelişmeler, ulusal ekonomilerin karşılıklı bağımlılığını arttırdı.

Dolayısıyla siyasi konuların ekonomik anlamı konusunda, kamu bilinci de geçen zaman içinde arttı. İnsanlar artık ekonomik hoşnutsuzlukların nedenlerini ve belirli grupların yurt içinde ve yurtdışındaki yatırımlarını daha kolay takip edebilmekteler.

Tabi bu durum, devletlerin ekonomik sonuçları nasıl etkileyebildiği, zenginliği nasıl bölüştürdüğü gerçeğinin dünya çapında kavranmasını kolaylaştırdı. Bu da ekonomik ilişkilerin kaçınılmaz olarak politikleştiği anlamına gelmektedir.

Modern devlet ve piyasa ilişkilerine baktığımızda özellikle 2000’li yıllardan sonra, derin değişiklikler yaşadığını görürüz. Bu iki unsurun karşılıklı etkileşimi, devletlerarası ilişkilerin dinamikleri ve karakteri için gittikçe önemli bir hâl aldı. Bir taraftan sosyal organizasyon olan devlet ve piyasa, diğer taraftan insan bilinçliliğindeki bu değişiklikler, ekonomik konuları dış politikanın temel konusu hâline getirdi. Hatta sadece dış politikanın değil, sade vatandaşların ekonomik refahı ve milletlerin akıbeti de piyasanın işleyişine ve de sonuçlarına sıkı sıkıya bağlı hâle geldi.

Bu sağlıklı bir durum değildir elbette. Bütün dünya bundan şikâyetçi ama şuana kadar çözüm öneren de olmadı. Bu konuda dünyada bir tek Mustafa Kutlu’nun ‘’Kanaat ekonomisi’’ bağlamında ‘’Toprağa dönüş’’ önerisi var. Ancak ekonomik ve kültürel olarak birbiriyle bu kadar bütünleşmiş bir dünyada Kutlu’nun önerisinin tek başına bir ülkenin uygulaması zor görünüyor. Bütün bir insanlık ailesi olarak buna karar verirlerse mümkün olur.

Tekrar konumuza dönecek olursak mevcut şartlara göre, devletin ve piyasanın paralel varlığı ve karşılıklı etkileşimi ekonomi politiği yaratmaktadır. Zaten devlet ve piyasa olmadan ekonomik politiğin varlığı da söz konusu olamazdı. Burada Max Weber’in ‘’ideal tipler’’ dediği, Adam Smith ve klasik iktisatçılar arasındaki teorik tartışmalara girmeden şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum: Devlet siyasetin, piyasa da ekonominin en somutlaşmış şeklidir. Günümüz modern devlet sisteminde bu iki unsur birbirinden ayrılamaz. Çünkü devlet ekonomik davranışları yönlendirir, piyasa da siyasetin sonuçlarını etkiler. Nitekim seçim sonuçlarında Millet İttifakının Türkiye’ye dair doğru düzgün bir projesi olmadığı hâlde %47, 83 oy alabilmesinin ciddiye alınması gerekir. Bu piyasadaki pahalılığın siyaset üzerindeki olumsuz etkisini gösteriyor.

Ancak Pandemi nedeniyle tedarik zincirinin bozulması, Ukrayna Savaşı’nın Avrupa’da enerji krizine yol açması, tüm ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkiledi. Milletimiz bu hususu da göz önünde bulundurarak seçimini yaptı. Şimdi Cumhurbaşkanı’ndan rahat geçimini sağlayacak icraat bekliyor.

Allah yar ve yardımcısı olsun…