Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2507.10
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Şehir biliminden bilim şehrine

Yüksek binalardan ve kompleks yapılardan oluşan şehirlerde yaşıyoruz. Şehrin binaları, sokakları, parkları, ulaşımı, kısacası her şeyi, bizim duygu, düşünce ve davranış dünyamızı köklü bir şekilde etkilemektedir. Şehrin binalarının, parklarının, sokaklarının, kısacası şehrin bir bütün olarak bizim için ilham ve yaratıcılık kaynağı olup olmadığı büyük önem taşımaktadır. Şehir, bizi bilgiye ve bilime yönlendiren ve harekete geçiren önemli bir motivasyonel güç olmak zorundadır. İnsanı daha fazla bilgiye ve bilime motive etmeyen şehir, sahici anlamda işlevsiz ve işlemsiz bir yerdir.

İnsan, doğa ve diğer insanlarla sürekli etkileşim, iletişim ve ilişki içinde olan bir varlıktır, İnsanın doğayla ve diğer insanlarla iletişim ve etkileşiminin büyük bölümü şehirde gerçekleşmektedir. İnsan, şehirde kendisini, insanları ve doğayı keşfetmektedir. Şehrin en önemli işlevi, kendimizi, doğayı ve toplumu keşfetmemizi sağlamasıdır. Bilim ve sanat, şehirde doğan, gelişen ve devam eden faaliyetlerdir. Doğayı, tarihi ve toplumu keşfetme, araştırma faaliyetleri, bilimsel faaliyet olduğu gibi, insan olma çabamızın da en yüksek ifadesidir. Bilimsel faaliyet, insan olma faaliyetidir.

Bilim, insanın merak, hayret ve hayranlık duyguları ve düşünceleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Kendimizi, toplumu ve doğayı merak etmekte, içinde bulunduğumuz doğa karşısında hayret içinde ona hayranlık duymaktayız. Merak, hayret ve hayranlık halimizin sistematik meyvesi bilimdir. Bilim, tecrübi, sistemsel, metodik, rasyonel ve gerçekçi olmak zorundadır. Şehir, aklın, gerçekçiliğin ve tecrübenin hakim olduğu yerdir. Şehir ve bilim, ortak karakteristiklere sahiptirler. Akıldışı, gerçek dışı, tecrübe edilmeyen, metodu olmayan bir faaliyet bilimsel olmadığı gibi, akıl, gerçek ve mantıktan uzak şekilde oluşturulan yerler de şehir olarak nitelenmeyi hak etmemektedir. Bilimin ve şehrin aklını, gerçekçiliğini ve metodunu keşfettikçe derin bir kavrayış ve anlayış geliştirmenin mutluluğunu, zevkini ve hazzını yaşıyoruz. Şehir ve bilim sonucu kazandığımız derin anlayış ve kavrayış, bize sahici anlamda haz ve hayat vermelidir.

Bilime önem veren şehirler, tarih boyunca insanlık medeniyetinin merkezi olmuşlardır. Antik çağda Efes, Atina ve Roma gibi şehir devletleri, bilime verdikleri önemden dolayı dönemlerinin medeniyet merkezleri olmuşlardır. Pisagor ve Hipokrat gibi etkileri günümüze kadar devam eden bilim insanları, antik dönem bilim şehirlerinde yetişmişlerdir. Şehir, bilim insanı yetiştiren mekanlar olmalıdır. Bilim insanları yetiştirmeyen ve bilim insanlarının yaşamadığı şehirler, aslında nefes alıp vermeyen cansız bedenlerden farksızdır. Şehir, bilim ve bilim insanlarıyla canlanmakta ve gelişmektedir.

Şehir, bilimsel zihniyetin kaynağı olmalıdır. İnsanlar yaşadıkları şehirde kendilerini okumaya, araştırmaya, incelemeye, yapmaya ve görmeye motive eden kaynaklar bulmalıdırlar. Şehir, insanın hayret ve hayranlık duygularını tahrik etmelidir. Şehir, kişiyi bilime davet etmelidir. Kişi, şehirde yaşamayı bilime davet olarak okumalı ve kavramalıdır. Şehirde yaşamanın bilimle bütünleşme olduğunu kavramayan bir anlayış, kişiyi yanılsamaların, yalanların ve cehaletin kucağına çok kolaylıkla itmekteditir. Şehirde sağlıklı ve yapıcı bir şekilde yaşamanın yolu, şehirde yaşamayı bilimsel bir perspektife dayandırmayı gerekli kılmaktadır. İnsan, şehir ve bilim, birbirinden ayrılmayacak olgulardır.

Şehir ve bilimin arkasında çözülmeyi bekleyen sorunlar vardır. Şehirde yaşayan bireyler, günün her anını ulaşım, çalışma, sağlık, eğitim, ekonomi ve kültür başta olmak üzere ağır sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Şehir yaşamı, kişinin karşılaştığı sorunları çözmek için kişilerin karşısına sürekli olarak meydan okumalar koymaktadır. Bilim, akla, bilgiye ve deneye dayanarak insanın hayatta ve doğada karşılaştığı sorunlara yeni çıkış yolları bulmaya çalışan insani tecrübedir. Şehirde karşılaşılan sorunlar gerçek olduğu gibi, bilimin çalışma alanı da sahici gerçeklerdir. Bilim, insani ve doğal gerçeği keşfetmektir ve bilmektir. Bilim, sahici sorunlara sahici çözümler bulma çabasıdır. Şehirde hayatta kalmak için, kişinin karşılaştığı sorunları çözme kapasitesini ve yeteneğini sürekli olarak geliştirmesi gerekmektedir. Bilim sayesinde şehir hayatının ağır sorunlarını çözmek mümkündür. Bilim, şehir hayatıyla başa çıkmanın çok verimli bir yoludur, çünkü problemlerimizi çözmenin en sağlam yolu bilimden geçmektedir. Şehir hayatında bilimi kendimize yoldaş edinmek, şehrin yollarında kaybolmamamızı ve çıkmaz sokaklara sapmamamızı sağlamaktadır.

Şehrin varoluşunun, gelişiminin ve geleceğinin dinamik gücü, bilimdir. Şehir bilimi artık yerini bilim şehrine terk etmektedir. Bilim şehri, üretken, yenilikçi, dinamik ve geleceğe bakan yeni bir insan ve yaşam stili anlamına gelmektedir. Bilimsel bilgiye, bilimsel bilginin uygulanmasına ve sürekli kendisini yenileyen bir bilimsel hayata sahip olan ve içinde bilimsel zihniyete sahip insanların yaşadığı şehirler, bilim şehri olabilirler. Bilim şehri, özgürlüğü, barışı, araştırmayı, hukuku, aklı ve üreticiliği içinde barındıran ve geleceğe bakan yeni bir perspektif ve meydan okuma olarak hepimizi bilimle yenilenmeye çağırmaktadır.