Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.61
Gram Altın
2480.47
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Aralık 2020

'Seni Hakkıyla Tanıyamadığımız İçin Hakkını Helal Et Allah'ım!...'

Belki tüm insanlığın en büyük hak ihlali, kendilerini yoktan var edip, yediren, içiren, büyüten, hastalandıklarında şifalarını veren rablerini tanıma ihtiyacı hissetmemeleridir... Bundan daha büyük bir cürüm yapılmış mıdır bilmiyorum...

Düşünsenize yaptığınız bütün alışverişlerinizde ücretinizin ödendiği haberi size veriliyor ve siz de kimin ödediğini merak etmiyor alışverişlerinize devam ediyorsunuz... Sanki bütün alışverişlerinin ödemesini yapma zorunluluğu varmış gibi... Bunun tek bir adı vardır:

Nankörlük!”

Allah’a karşı nankör olan bir insan ne yaradılış gayesini düşünür, ne İslam dininin kurallarını merak eder ne de hak ve hukuklara dikkat eder... Yani nereden bakarsanız bakın Allah’ı tanımayan bir insan hesap gününde karşılaşacağını da düşünemez... Ölüm sonrası gerçekleri düşünecek ne vakti vardır ne de merakı... hayvanlar gibi bir yaşamdır bu..

Oysaki İnsanın bu hayatta merak etmek zorunda olduğu üç soru var:

1- Kendisini kim, niçin yarattı?

2- Kendisini yaratanla nasıl tanışabilir?

3- Geçici olan bu dünyadan alnı ak olarak nasıl göçebilir?

İşin ilginç tarafı bu üç soru çok da merak edilmedi... Gerçekten hayret verici bir durum!... İnsanın hayvanlardan bir farkının olması gerekmez mi? Gerçi hayvanlar kulluklarını harfiyen yapıyor... Ama iş insana geldiğinde bu dünyadan az sıyrık- bol mutlulukla nasıl faydalanabileceğinin hesabını yapıyor... Tek bir hedef var:

“Kimseye muhtaç olmadan bu dünyadan göçebilmek...”

İnsan neden şu soruya cevap aramaz?:

“60-90 yıllık bir dünya hayatı mı önemli yoksa sonu cennet ya da cehennemle bitecek ebedi bir hayat mı?

İnsan neden geçici bir hayatı önemser?... Ve neden ölüm sonrasını merak etmez?

Ölüm sonrasını merak eden bir insan sağlam deliller bulduğunda dudaklarından çıkacak ilk cümle şu olurdu:

“Bu dünya, ben ve öteki âlemin yaratıcısını acilen tanımam lazım... Çünkü Allahın diledikleri hidayet bulurken, dilemedikleri ebedi bir cehenneme sevk ediliyor... Bu işin kilit noktası Allah’ın tanınmasıdır.”

Allah’u Teâlâ sistemi o kadar güzel kurmuş ki... Sürekli kendisinden bahsedilen, sürekli kendi adı anılan ve sürekli isim ve sıfatlarının tecellilerine şahit olunacak bir sistem kurmuştur...

Oysaki doğduğumuzda kulağımıza okunan ezana baktığımızda dört defa “Allah’u Ekber!”zikrinin olduğunu görürüz... Yine günde beş defa okunan ezanlar... Her mahallede en az bir tane Allah’ın anıldığı camii ve mescidler... Her kitapçıda her boydan Kur’an’ı Kerimler ve onlarca tefsirler... Yine her evde duvarlara asılan ve çeyiz sandıklarına konulan Kur’an’ı Kerim’lerin varlığı... Allah ismi ve bu ismi çağrıştıran binlerce malzemelerin varlığına rağmen nasıl olur da bir insan Allah’ı merak edipte tanımak istemez!

Evet...

Bütün insanlık tarihinin en büyük hak ihlali kendilerini yaratanla tanışmak istememeleridir... Tüm insanlığın hemen şimdi Allah’ın huzurun geçip ciddi manada özür dileyip Allah’ı gereği gibi tanıma sözü vermelidir...