Şikâyet nasıl yapılır öğren!
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre bir adam:
- Ya Resûlallah! Benim akrabam var.
Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara
iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı
davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- “Eğer dediğin gibi isen, onlara
sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninle
beraberdir.”[1]
Açıklama:
Kendisi iyi davrandığı halde gerektiği şekilde ilgili
davranmayan bir akrabasına karşı bu tutumunun caiz olup olmadığını öğrenmek
isteyen bir sahabe… Bu sahabenin adı zikredilmemiş. Bu sahabe, akrabasının kim
olduğunu gizleyerek anlatmış. Bu, bir insanın hatasını gizlemektir.
Akraba ziyaretinin önemli olduğu, kendileri bu
ziyarete karşılık vermediği halde ziyarete gitmeye devam ettiğini ve bunun da
gerçekten doğru olup olmadığını öğrenmek istemesi… İşte sahabeler böyle derin
düşünen insanlardır…
İşledikleri her amelin Allah katında makbul olup
olmadıklarını hep merak ederler ve bunu da Resulullah aleyhisselamla
paylaşırlar. Kendisine iade-i ziyaret yapılmamasına rağmen su-i zanda bulunup
ziyareti kesmemesi, ibadette sabır
örneği verir bizlere…
Kendilerine iade-i ziyaret yapmayan akrabalarına karşı
kalbinde bir kırgınlık yaşamayan bu sahabe kendilerine iyilik etmelerine karşı
onların kendisine kötü davranmaları bile akraba bağını kesmemiş. Oların bu
ikinci hatasını bile olgunlukla karşılamasına rağmen başına gelen üçüncü
musibet; ‘kaba bir davranış’
Bu sabır taşı olan sahabemiz akrabalarına karşı
davranışlarını bahsederek herhangi bir suç çeşidiyle suçlayıp hakaretler
yağdırmıyor… Bu, kalbine kin tohumu atmadığını gösterir. Aksi halde şöyle
derdi; ‘onlar da baha böyle davranınca
kızdım ve ilişkimi kestim’ derdi…
Ama sadece yaşanılanları anlattı… Ve ne yapması
gerektiğini öğrenmek istedi… Ne yapması gerektiğini öğrenmek istemesi bu
sahabemizin takvasının ne boyutlarda olduğunu gösterir… Hiçbir şeyi küçük
görmeyen, hiçbir ibadeti nefse ağır gelen ibadetlerle kıyas yapıp küçük
görmeyen bir sahabe…
Sahabemiz başından geçenleri Allah resulüne anlatması
ve onun vereceği cevaba göre hareket etmek istemesi bizlere en az iki ders verir;
1- Resulullah
aleyhisselam yaşadığı müddetçe vahiy akmaya devam eder.
2- Resulullah
aleyhisselam’ın ağzından çıkan sözler bağlayıcıdır.
Sözlerini bitiren sahabemiz Resulullah
aleyhisselam’dan şu sözleri işitir;
“Eğer dediğin gibi isen…” Söze böyle
başlaması şu mesajları verebilir; yani sen büyük bir iş başarmışsın. Yaptığın
şey çok önemli ve nefse ağır gelen bir ibadet… Eğer gerçekten böyleyse…’
Devam edelim;
“onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun.” Senin onların yanlışlarına karşı böyle olgun davranman onlara sıkıntı
verecektir… Bu sıkıntı, yaptıklarına pişmanlık duygusu vereceği gibi
davranışlarında sertliğe de yol açabilir… Her halukarda senin davranışın sana
sevap olarak döner… Çünkü
“…Allah’ın yardımı seninle beraberdir.”
Sahabenin durumuna karşılık Allah resulünün; ‘madem
sana böyle davranıyor artık gitme onlara’ diyebilirdi. Ama yapıcı olan dinimiz yıkıcılığa asla müsaade etmez ve o mübarek
ağızdan bu türden sözler çıkmaz…
Bir akrabanın kötü davranması ve ziyaret etmeye davam
etmek… Vallahi nefse ağır gelen ibadetlerden biri… Ama sahabeler bundan kat kat
daha ağır amellere talip olmadılar mı?
Allah-u Teâlâ’nın bizlere şu adresi göstermesini şimdi
çok daha iyi anlıyorum;
“Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile
onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O'ndan
hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından
ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.”