Sondan bir öncesi!
Seçim haftasına girdik. Bu seçim ülkemiz ve Müslüman dünya için aşılması gereken sondan bir önceki eşik belki de!
Bir tarafta İslâm ve vatan düşmanlarının da içinde olduğu Batıcı
bir ittifak. Diğer tarafta 20 yıllık iktidarında doğrusu ve yanlışıyla ama
Müslüman olduklarına şahit olduğumuz, Müslümana Müslüman olduğu için
zulmetmeyen, vatanın ve milletin çıkarlarını üstün tutan, bağımsız iç ve dış
politikalar geliştirerek hem ülkemizde hem bölgemizde Türkiye ve Müslüman
dünyayı savunan Cumhur İttifakı var.
Biz Müslümanız. Bizim için en öncelikli belirleyici kriter
İslâm’dır. Ekonomi, zenginlik, patates soğan vesair hususlardan önce inancımız
gelir.
İslam’a düşman olan ve on yıllardır her söz ve eyleminde İslâm’ın
hükümleri ve yaşama tarzına karşı olduğunu milyon kere ikrar eden bir zihniyete
destek vermeyiz.
"Küfrün müminler
üzerine velayet hakkı yoktur" hükmüyle; bu konu bizim için siyaset meselesi değil,
itikat meselesidir.
Bugün bile aynı söylem ve eylemi tekrar edenlerin, fırsat
bulduklarında inancımıza dair her şeyi yok edeceklerini açıkça dile
getirenlerin seçim dönemi Müslümanlara şirinlik yapmasına aldanacak kadar da
saf değiliz.
Diğer nokta ise:
Sistemin İslâmi bir sistem olmadığını ve sistemin yürütücüsü
olarak iktidarın İslâm’a mugayir bazı uygulamalarını, olması gerekenden uzak
kanunları veya kişi ve kurumların yaptıkları yanlışları görmüyor değiliz.
Ve gördüklerimizi de yıllardır gerektiğinde en sert şekilde
yazıyor, çiziyor, haykırıyoruz.
Mesele sistem sorunu
En öncelikli
meselemiz sistem sorunudur. Sistemi bir zemin olarak düşünürseniz, o zemine
basmadan kimsenin yürüyemeyeceği ortadadır. Kim olursa olsun bu sistemde o
pisliğe, çamura, kötülüğe bulaşmama şansının olmadığını görürsünüz. Ve bu
yüzden sistemi değiştirmeden kötülüğün önüne geçebilmenin muhal olduğunu da
anlarsınız.
Mücadelemizin en temel rüknü, egemen emperyalist düzene
eklemlenmiş, kanunlarını o düzene göre belirlemiş, yaşama tarzını o düzene göre
dayatmış, eğitimden ekonomiye ticaretinden hukukuna, her unsurunu o düzene göre
dizayn etmiş sistemi değiştirmektir. İnancımıza, tarihimize, dünya görüşümüz,
kültür ve geleneklerimize uygun ve tarihi misyonumuzun hakkını verebileceğimiz
bir sistem inşa etme hayaliyle yaşıyor, bunun mücadelesini veriyoruz.
Tayyip Erdoğan;
liderliğiyle ve ekibiyle, bu geçen süreçte Müslüman Anadolu insanı için çok şey
yaptı. Müslümanların hayal ettiği birçok şeyi hayata geçirdi. Müslümanları
ikinci sınıf gören böcek zihniyetin gücünü kırdı. Batıyı ve Batıcı olmayı
üstünlük zannedenlerin ezik ve zavallı olduklarını yüzlerine vurdu. Siyasi ve
askeri olarak vatan ve milletin gücüne güç katarak uluslararası arenada
şahsiyet kazandırdı. Ama en önemlisi, bazılarının “yıkılmaz, bin yıl sürecek” dediği İslam ve insan düşmanı Batıcı zihniyetin kemikleşmiş kurumsal yapısını
darmadağın etti.
Batıcıların “dokunamazsın” dediği her şeye dokundu! Bugünün
rahat ortamında gevşek gevşek üstelik “İslâmi bir söylemle” karşı tarafa güç
vermeyi maharet zannedenler, dün neredeydik, tanklar, idam sehpaları, zehirler,
sürgünler, zindanlarla Müslümanlar ne haldeydi unuttular mı? Bu zeminde Tayyip Erdoğan’ı desteklemek İslâm
düşmanı zihniyetle hesaplaşmanın gereğidir.
O tankların,
işkencecilerin, İslâm ve insan düşmanlarının içinden geçti Tayyip Erdoğan. Bakın,
en azılı İslam düşmanları, domuz yemeyi maharet zanneden, ezanı, Kuran’ı
yasaklama hayali kuran zihniyet, cami cami dolaşıp, umrelerden şirinlik yapıyor
gücü ele geçirmek için.
Bu bir süreç!
Tanzimat’la başlayan
ve Batıcı kadroların iki yüz elli yıldır emperyalist batı desteğiyle
arkalarında ne sağlam bir idrak ne sömürülmemiş toprak bırakmadan, İslam
topraklarının her noktasını işgal ettiği dönemden bu günlere gelmek bir süreçti..
Batı kuklası Mason ittihatçılar koca imparatorluğu on yılda
paramparça etti. İki yüz yıllık yıkımı düzeltmek, hele ki Hareket Ordusu artığı, her biri bir toprak parçamızı vatandan kopartmak
için çalışan zihniyet hâlâ içimizde faalken, bu noktalara gelebilmek
gerçekten başarı ve Müslümanlar için fırsattır. Su yatağına girdi. Devamı da
gelecek inşallah…
Biz hiçbir parti ve
kişinin kadrosu değiliz. İslâm nizamını ülkemiz başta olmak üzere
yeryüzünde hâkim kılmak isteyen ve bu uğurda mücadele eden Müslümanlarız. Tayyip Erdoğan’ı, bizim bu idealimize
uygun, inancımızı önceleyen ve vatanımızı düşünen politikalar uyguladığı için
destekliyoruz. Gayemize yol açtığı, inancımıza inandığı için arkasında
duruyoruz. Bu yolda yürüdüğü müddetçe de sonuna kadar arkasında duracağız.
Sondan bir önceki
eşikteyiz. Ölmezsek o sürecin nereye götüreceğini de konuşuruz.
La Gâlibe İllallah!