Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2427.61
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Eylül 2022

Sovyetlerle dans ve Gorbaçov

Türkiye, Sovyetler ilişkileri daha Milli Mücadele günlerinde başlamıştır.

Ukrayna’nın Devlet Başkanı Zelensky nasıl bir Yahudi ise Sovyetler’ in kurucusu Lenin de bir Yahudi idi.

İsviçre’de yaşayan Lenin’i Alman istihbaratı gizli ve mühürlü bir trenle Rusya’ya ulaştırdı.

Amaçları savaş halinde oldukları Rusya’yı komünist darbe ile iç karışıklığa sürüklemek, parçalamak, zaafa düşürmekti.

Lenin’ in gizli trenle Rusya'ya sokulmasında yine bir Yahudi olan Parvus başrollerdeydi.

Bu transferin organizatörü Parvus Efendi, kısa süre öncesine kadar İttihat Terakki Partisi’nin ekonomi danışmanıydı ve gerçek ismi Alexsander İsrael Helphend idi.

Kılıçdaroğlu ‘nun unutulmaz gaflarından biri bu Parvus Efendi’yi Türk büyüğü sanmasıydı.

Lenin’in Rusya’ya ulaştırılması ile I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru 1917 de Rusya’da Komünist darbe gerçekleşti.

Rusya’nın o günlerde nüfusu 180 milyon idi.

Çar 180 milyonluk ülkeyi kendisi ile iş birliği halindeki 3 milyon elitle yönetmekteydi.

Rusya’da devrim günlerinde Komünist Partinin kayıtlı üye sayısı 23.000 idi.

İyi organize bu 23.000 kişi 180.000.000 kişinin hükümranlığını ele geçirdi.

Rusya’daki komünist devrim İngiltere’yi aşırı tedirgin etti.

İngiltere zamanın en büyük kapitalist ekonomisiydi. Komünizmin İngiltere’ye sıçraması İngiliz ekonomisini ve İngiltere’yi mahvedebilirdi.

Başlangıçta Yunanistan’ın Anadolu’yu işgalini destekleyen İngiltere, Sovyetler’ de gelişen Komünist ihtilaliyle hızla tavır ve taktik değiştirdi.

İngiltere, o zamanlar, bugünlerde Çin’e yapıldığı gibi Sovyetler’ i çevreleme politikalarına soyundu.

Komünist rejim ihracını engellemek adına Sovyetler güneyden de çevrelenmeliydi.

Yunanistan’ın Sovyetleri çevreleyecek cüssesi yoktu.

Tampon ve çevreleme görevini ancak Türkiye yapabilirdi.

Milli Mücadele günlerinde İngiltere bu nedenle Yunanistan’a desteğini kesti.

O günlerde Türkiye’yi ziyaret eden İngiliz gazeteci Grace Ellison anılarında bu konu ile alakalı olarak;

“Görüştüğüm, Yunanlı esirler, Türk ordusu ile savaşlarında kendilerine yardım etmedikleri ve arkadan vurdukları için İngiltere’ye acı suçlamalarda bulunuyorlardı” der.

Sovyet İşgaline giren Orta Asya Müslümanlarının Milli Mücadele için topladıkları nakdi yardım Moskova üzerinden Türkiye’ye ulaştırılırken isim değiştirir “Milli Mücadele’ye Sovyet-Rus yardımı(!)” adını alır.

Lenin’den sonraki Sovyet lideri Stalin bizden Boğazlarda üs talep eder, Kars ile Ardahan’ı ister.

Stalin’in bu istekleriyle Sovyetler-Türkiye ilişkileri buz keser.

İlişkilerdeki bu dondurucu kış Sovyetler yıkılana değin sürer.

Ancak Sovyet Komünist Partisi ile inanç ve fikir birliği içinde bulunan bizim “yoldaş” lar Sovyetlere ve komünizme hep aşererler.

Türkiye’ yi hep Sovyet yapma rüyaları görürler. PKK yı bile bu amaçla kurarlar. Kürtleri amaçları için tramplen olarak kullanacaklardır.

Bu “yoldaşlar” ülkeyi 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerine götüren yolların taşlarını ördüler, 1980 lere kadar Türkiye’ yi sıtmada tuttular.

Aynı yoldaşlar son zamanlarda bir ABD sevdasına tutuldular, Biden’le liseli aşıkları yaşıyorlar.

“Rusya’ya Sovyet olma” kâbusumuzun perde gerisinde ABD’nin eli hep hissedilmiştir. ABD okulu ODTÜ, nedendir(!) bilinmez hep Sovyet sempatizanı üretir.

Bizim “yoldaş” lar, 1980 lere ramak kala muratlarına erip Türkiye’yi Komünist yapabilselerdi, 3-4 sene sonra tarihe karışacak komünist bloka son katılacak ülke Türkiye,sayelerinde “dünyanın en şaşkın ülkesi” unvanıyla “Guiness Rekorlar Kitabı” na girecekti.

Sovyetler ve Komünist rejim 1980 lerde fiyasko ile neticelendi.

“Cennet” vadeden komünizm, insanları bir avuç buğdaya, bir dilim ekmeğe muhtaç etmişti. Sovyetlerdeki insanlar üst üste iki öğün yemek bulamıyorlardı.

Milyonlara kâbus yaşatan komünizmin bitiş düdüğünü Gorbaçov çaldı. Gulag takımadaları sonsuza kadar sessizliğe büründüler.

Gorbi bu hafta sessizce Dünya’dan ayrıldı.

Darısı ABD’nin ve dostlarının başına…