Şuşa ve Bursa
28
yıl sonra Karabağ / Şuşa’da ezan okundu.
Ezansız
yıllar…
16
Haziran 1950…
18
yıl ezan sesine hasret Anadolu 16 Haziran 1950’de Ezana kavuştu. Bayram günü…
Bursa’da
Ulu Camii’nde ikindi ezanı 7 defa okundu.
Şuşa ve Bursa…
Karabağ
ve Türkiye…
Paşinyandarlık: Türk ve İslam
düşmanlığının adıdır.
Cihat
kelimesine terör anlamı yüklemeye çalışarak “ Türkiye’nin Azerbaycan’a ‘cihatçı’lar gönderdiğini söyleyerek kendilerince
Türkiye’yi yasadışı unsurlarla iş birliği içinde bir ülke olarak göstermek
istiyorlardı.
Bu
aynı zamanda Azerbaycan ordusunu DEAŞ gibi gösterme densizliğiydi.
"Tek millet iki devlet" anlayışı
savaşa değil barışa hizmet etmeli” diyerek asıl kinlerini kusuyorlardı.
ASALA’nın çatı örgütü PKK, Karabağ’da Azerbaycan’a saldırırken
terörün siyasi uzantıları, Paşinyandarlar da algı oluşturmak için yalan ve
iftira kampanyası başlattılar.
Paşinyandarlık
böyle bir şey işte.
Azerbaycan
millî şairi Bahtiyar Vahapzade
1977’de Türkiye’de ilk defa ezanı duyar. 52 yaşına kadar hiç duymadığı ezanı
dinler. “ Hakk’ı dananların yüzüne
değmiş / Hakk’ın sillesidir Allah u Ekber” şiirini bu olay üzerine yazar.
15
Haziran 1950’de gelseydi Türkiye’de de ezanı dinleyemeyecekti.
Paşinyandarlık
ihanetin adıdır.
Ezandan
rahatsız olanlar 15 Temmuz’da
müezzinlere saldırdılar. Camii hoparlörlerinden komünist marşları çaldılar.
Deprem enkazından bir canı kurtarırken tekbir getiren kurtarma görevlilerini
linçe kalkışan nasipsizler birer Paşinyandardırlar.
Ermenistan,
Karabağ’da camiileri domuz ahırı yaptı,
Paşinyandarlar
da aynısını Türkiye’de aynı densizliği sergilediler.
24
Temmuz 2020’de Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi ibadete açılınca Türkiye’deki
Paşinyandarlar karalar bağladılar.
Provokatör
Joe Biden’ın ayaklarına kapanıp imdat istiyorlar.
Yeni
darbe şartları oluşturmak için yüzlerini AB ve ABD’ye döndürdüler; burunları
havada, gözlerini ve kulaklarını diktiler, verilecek bir emri işareti
bekliyorlar. “Darbe şartları oluşursa darbe meşrudur.” hezeyanını
kullanacaklar.
15
Temmuz öncesinde de böyle bir hava oluşturmuşlardı.
Mürted
Hüseyin Obama, Türkiye’nin seçilmiş cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nı
diktatör olmakla itham ettikten hemen sonra Türkiye’nin bir bankasının genel
müdür yardımcısını ABD rehin almış, uyduruk bir mahkeme kurmuş, bu uyduruk
mahkemeye sahte delilleri de Türkiye’deki malum terör yandaşı, millet düşmanı
Paşinyandarlar oluşturmuştu. Sonrasında da 15 Temmuz’da öldürücü darbeye cüret
etmişlerdi.
Yakın
zamanda İrini Tatbikatı adı altında,
Libya’ya gıda ve ilaç götüren Türkiye bayraklı gemiye saldıran AB, 1ve 19 Ocak
2014’te MİT trılarına da saldırmıştı.
MİT
tırlarına ihaneti gazetecilik adına savunmaya kalkışanların aynı odağın
beslemeleri oldukları unutulmamalı.
Azerbaycan
ordusu, Karabağ’ı 10 Kasım’da işgalden kurtarınca Paşinyandarlar kızgın saca
basmış gibi feryat ediyorlar.
8
Mayıs 1992’de Ermenilerin işgal ettiği Şuşa’yı, Azerbaycan ordusu 8 Kasım 2020’
işgalden kurtardı.
Baydındaroğulları’ndan tık yok,
ne bir tebrik ne de bir kutlama mesajı…
Ama
Provokatör Biden’ı kutlamak için sıraya girip izdiham oluşturmaktalar.
Bir
kez olsun dağa kaçırılan çocuklarını
isteyen ailelerin feryatlarına kulak vermediler.
Vekalet
savaşlarına karşı olduklarını da dillerinden düşürmüyorlar. Ama terör örgütüyle
de iş birliği içindeler.
Ne
şehitlerin kanı ne şehit ailelerinin ve gazilerin acısı ne Diyarbakır’daki
evlat nöbetindekiler ne de deprem enkazı altındakiler umurlarında…
Joe Biden, son umutları…
Hem
şehit tabutunu omuzlar hem de terörist geberiğinde gözyaşı döker.
Hem
“Müslümanım” der hem de Kur’an –ı Kerim’e ‘köhne
kitap’, Müslümana ise ‘mürteci’ der.
Başörtüsüne
düşmanlıkta sınır tanımaz.
Avrupa’da
100 mülteci çocuk kayıp…
-------------------------
TEŞEKKÜRLER:
13 Kasım’da Kovid -19 testim pozitif
çıktı.
Karantina günlerimde dualarıyla bana destek olan, telefonla arayan tüm dostlara teşekkür ederim.