Tank paletin altında kalanlar
Bundan 20 yıl önceydi. Sakarya Arifiye’de bulunan tank paleti fabrikasında
-dikkatinizi özellikle buraya çekmek istiyorum- her yıl yüzlerce tank
üretiliyordu.
Üretilen bu tankların bir kısmı sınırlarımızda güvenliğimizi sağlarken, bir
kısmı da savunma sanayi ihracatını artıran bir kalem olarak yurt dışına
satılıyordu.
Savunma sanayimizin yüzde yetmişine yakınının yerli olduğu günlerdi. Sihaları,
ihaları falan söylemeye gerek yok, o günün teknolojisinin elverdiği ölçüde
göklerde uçuşuyorlardı zaten.
İşte bu parlak günler Ak parti’nin iktidara gelmesiyle son buldu. Her yıl
yüzlerce tank üretilen, CHP’lilerin namusu olan fabrika Katar’lıların
yönetiminde yer aldığı BMC firmasına 25 yıllığına kiralanmış ve üretim
durmuştu.
Sınır ötesi harekatlarda kullandığımız obüsler artık burada üretilmeyip
Almanya’dan alınırken, canları sıkıldığında vermeyiz diyerek de atar
yapıyorlardı. Bu durum Chp’li vekillerin adeta içini parçalıyordu.
Savunma sanayisinde yerlilik oranımız Ak partinin 18 yıllık iktidarı döneminde
yüzde yetmişlerden, onyedilere kadar gerilemişti.
O günün zor şartlarında göklerde sınırlarımızı koruyan yerli sihalardan eser
yok şimdi. İsrail’in sihalarını kullanmak zorundayız artık. Onlar da
görüntüleri kontrol ettikten sonra ister verir, ister vermez. Güneydoğu’da askerlerimizin güvenliğini elini
gavuruna teslim ettiler.
Peki bunlar yaşanırken CHP’li milletvekillerinin eli armut mu topluyordu
dersiniz ? Tabi ki hayır...
Söz konusu vatan olduğunda gerisi teferruattır diyen vekiller amansız bir
mücadele başlatmışlardı. Yerli savunmada yüzdeler bu kadar düşmüşken,
garip gurebanın parası yurt dışından alınan silah ve mühimmatlara yatırılırken
CHP’li vekillerin boğazından lokma geçer mi sandınız ?
Yıllarca hazır palet yapıyorken ‘’neden tankı da yapmıyoruz’’ diyerek aşkıyla
başlanan üretimin durması dertlerine dert katmıştı.
Bir kanaldan diğerine koşuyorlar, tank paleti fabrikası namusumuz ve biz de
namuslu vekiller olarak buraya sahip çıkacağız diyorlardı .
Halk partisinin bu yerli ve milli muhalefet anlayışı, adından da anlaşılacağı
üzere halkın her kesiminden olumlu destek görüyordu haliyle.
Ak Parti’ye oy verenler bile elimiz kırılsaydı da bu namuslu Chp milletvekilleri
dururken, savunma sanayimizin yerlilik oranını yerlere düşüren Akparti’ye oy
vermeseydim diyorlardı.
Bir de Ak Parti teşkilatlarında ardısıra çıkan taciz ve tecavüz olayları artık
halkı bıktırmıştı. Başka bir vakıf veya dernekte yaşanmış bir olay ağızlara
sakız olup fail en ağır şekilde cazalandırılırken, kendi teşkilatlarında
nerdeyse her hafta bir yenisi çıkan olayların üstünü örtme çabaları artık mide
bulandırıcı bir hal almıştı.
Kısacası artık bu ilkesiz siyaset anlayışı can sıkmanın ötesine geçip bir milli
güvenlik sorunu halini almaya başlamıştı.
Şimdi derin bir nefes alın ve rahatlayın...
Gerçeklerin yukarıda yazdıklarımın tam tersi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Chp’nin yaptığı muhalefete bakarak, yaşanılanların bir an olsun yukarıda
yazdıklarım gibi olması gerektiğini zannediyor insan...
Zira bir ülkenin belki de bağımsızlığında en büyük aşamalardan biri olan
savunma sanayinde yerlileşme oranını nerdeyse üç kat artıran bir hükümete bu
kadar düşmanlığın ne yazık ki bir tarifi yok.
Eğer Ak parti yukarıda yazdıklarımın tam tersini gerçekleştirmiş bir partiyse,
o zaman CHP için de yukarıda yazdığım sıfatların tam tersini düşünebilirsiniz…
Libya’da, Suriye’de ve son olarak Azerbaycan’da savunma teknolojisinde nasıl
bir atak yaptığımızı görmeyerek, yıllarca tek bir tank üretimi yapılmamış
fabrika üzerinden kıyametleri koparıp, son dönemde destanlar yazan ordumuza
satılmış demek için bu ülkenin değerlerine düşman olmak gerekir.
Son dönem duyduğum ve durumu özetleyen bir söz ile yazıma son vermiş olayım...
Askere düşmanlık, düşmana askerliktir…