Tarihi yeniden yazalım
Fikren, siyaseten CHP’de yoğunlaşan kesimlerin millete dayattıkları “Dayatma Tarih” değişmedikçe Türk insanı tarihi ile barışamayacak, kökleriyle buluşamayacak ve Türk insanı 1000 yıllık tarihi mihverine dönemeyecektir.
“Dayatma Tarih” Türk Milleti’ni doğal ortamından alıp saksıya yerleştirmiştir, bu nedenle çiçek açamamaktadır.
“Dayatma Tarih”te 1923’ün öncesi yoktur. 1923’ten önce köleyizdir, millet değilizdir, Türklük 1923’le var olmuş, millet olmuşuzdur!!!
1923’te yeni devlet kurulurken “13 milyon Türkü nasıl hazır bulmuşlardır?” cevabı yoktur.
Osmanlı muhafaza etmediyse, Türklüğü Balkanlarda 500 yıl kim muhafaza etmiştir?
İddia edildiği gibi Osmanlı Türk düşmanı idiyse, Balkanlarda Müslüman olanlar neden “Türk oldum” demişlerdir?
Yeniçeri yetiştirilmek üzere devşirilen çocuklar ilk iş olarak Türk ailelerin yanına yerleştirilip ilk elden neden Lisan-ı Türki öğretilmiştir?
Tuna’da 500 yıl atını sulayanlar, Viyana’ya dayananlar, millet değildilerse neydiler?
Altı asır, tam altı asır Osmanlı şemsiyesi altında tutunan onca millet, hangi milletin şemsiyesi altındaydılar?
Böyle akla mantığa sığmaz, saçma sapan safsata hurafe ve hezeyanlarla milletin kafasını bulandırıyorlar. Ne yazık ki bu yalanların bolca alıcısı da bulunuyor.
“Dayatma Tarih” ile acımasız illüzyon yapmakta, CHP’nin 1923’te iktidar olduğu söylenmekte, “Milli Eğitim”imiz çocuklarımıza böyle öğretmektedir.
Oysa CHP 1908’de iktidar olmuştur.
Zira, İttihat Terakki Partisi (İTP) 1908’de iktidara el koymuştur.
CHP kadrolarının nerdeyse tamamını İTP’denalmıştır.
Tarık Zafer Tunaya’ya göre, İTP’den 80 milletvekili CHP’ye katılmışlardır.
CHP’nin kurucu kadroları neredeyse istisnasız İTP üyesidirler.
CHP, devrimleri bile İTP’den devralmış, sürdürmüştür.
Harf, dil, kıyafet, takvim gibi devrimleri İTP başlatmıştır.
1909’da İTP’nin başlattığı “23 Temmuz Hürriyet Bayramı”nı CHP 1935’e kadar sürdürmüştür.
İTP 1923’te isim değiştirerek yoluna CHP olarak devam etmiştir.
İTP fikren ve kadro olarak CHP’ye intikal ve hulul etmiş, İTP ruhu siyasi reenkarnasyonla CHP’ye geçmiştir.
CHP 1908’de iktidara geldiğinde teslim aldığı ülkenin sınırları 7,5 milyon kilometre kare olup Yemen’den Bosna’ya, Libya’dan Kafkaslar’ a uzanıyordu. Nüfusumuz 35 milyondu.
CHP başarısız yönetimi ile ülkeyi önce Balkan Savaşı’na sonra da 1. Dünya Savaşı’na sürükledi.
Bu iki savaşa girmekten kaçınılamayacağını söylemekle milleti kandırmaktadırlar.
Balkan Harbine bizzat kendileri davetiye çıkarmışlar, nerdeyse bütün Avrupa topraklarımızı kaybettirmişlerdir.
1.Dünya Savaşına sürüklenilmemiş, CHP kendi özgür iradesi ile koşturarak, hevesle gözü kara bu savaşa dalmıştır.
Padişaha bile haber etmeden, Meclisin onayını dahi almadan bir emri vaki ile bu korkunç savaşa katılmışlardır.
Türkiye’yi 1. Dünya Savaşına sokan 13 İTP’li, 1 Kasım 1918’de soğuk bir cumartesi gece yarısı İstanbul Boğazı’ndan Alman istimbotu ile mahvettikleri ülkeden kaçmışlardır.
Şimdi 1908’de teslim aldıkları ülkeyi mahvetmiş, yok etmiş, harap etmiş, yıkmış olmaktan mahcup ve sorumlu olacaklarken, yer yüzünde siz yoktunuz da 1923’te sizi biz var ettik diye milletten diyet istiyorlar, bu tarihin kaydettiği en trajedik pişkinliktir.
1908 ile 1923 arasında yaşananlar ile ilgili anlattıkları, söyledikleri hemen her şey yalandır, çarpıtmadır, uydurmadır.
Bu döneme ilişkin gerçekleri görmek isteyenler Yalçın Küçük’ün “Gizli Tarih”ine göz atabilirler.
Kendilerinden biri olan Yalçın Küçük, muhtemelen yalanlara artık katlanamadığından ya da gerçeklere olan merakından, kendini tutamayıp, döneme ilişkin gizlenen, çarpıtılan, örtbas edilen gerçekleri objektif olarak ortaya dökmüştür.
Küçük, dönemin gerçek kahramanları için şu acıklı ifadeleri kullanıyor:
Pek çok yiğit idiler ve hepsi asıldılar.
Tarihlerden kazındılar.
Geriye kalan, masaldır.
Hala yazılmadılar.
Gerçeklerden korkmayanlar Yalçın Küçük’ün “Gizli Tarih”iyle yüzleşebilirler.
Pol Pot, 1976 ilâ 1979 yıllarında başbakanıydı. İktidarı döneminde Kamboçya'da 1 milyonun üzerinde kişiyi katletti. Günümüz Kamboçyalılarından Pol Pot ve katliamları gizlenmektedir. Turistlerden ülkelerinin öyle bir dönem geçirdiğini duyduklarında Kamboçyalılar şok olmaktadırlar.
Bosna’da okullarda yeni nesillere sadece 25 sene önce yaşanmış Sırp katliamından hiç bahsedilmemektedir. Bosnalı yeni nesiller Sırpların yaptığı katliamları sokakta işitince, Sırplara iftira edildiğini zannetmektedirler.
Tarih böyle gizlenebilmektedir.
Milli Eğitimimiz gerçeklerle yeniden dizayn edilmedikçe, bol bol “CHP’li” üretmeyi sürdürecektir.
