Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.94
Gram Altın
2427.18
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Aralık 2020

Tek parti dönemi provası mı yapılıyor

CHP’nin zaman zaman tek parti dönemi aşkı depreşiyor. Bundan bir türlü vazgeçmiyor. Suriye’de Esed, Mısır’da Sisi, Libya’da Halfter gibi diktatörleri savunmasının sebebi de bu olmalıdır.

Tek parti dönemi…

Seçim yok, sandık yok, demokrasinin ‘D’si bile yok...

Peki, ne var?

Hastane, ilaç, su, ekmek kuyrukları var. Yoksulluk ve yolsuzluklar diz boyudur. Zulüm var, baskı var, terör ve anarşi var. Sağ sol çatışması var. Bir Sağ’dan bir Sol’dan masum insanların idamı var. Her gün evlere şivan düşer.

Kürtleri, Alevileri, dindar kesimi, hatta gayrimüslimleri, kendinden olmayan aydınları, liberalleri, sosyalistleri, demokratları, özetle; CHP uygulamaların karşı çıkan kim varsa hepsini ezdi ve ötekileştirdi. Devletin gücünü ideolojik ve psikolojik baskı aracı olarak kullandı.

"Bir gün Bayburt’a senfoni orkestrası gelir. Tüm Bayburt halkı bu konseri izlemek için davetlidir. Konseri merak eden Bayburtlular salonu hınca hınç doldurur. Konser sonunda bir gazeteci, Bayburtlu bir vatandaşa senfoni konserini nasıl bulduğunu sorar. Bayburtlu cevap verir: “Bayburt, Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” CHP tarihinin özeti budur…

Tek parti döneminde çile ve yasaklar var. 24 yıl boyunca Kur’an’ın öğrenilmesi ve okunması yasaklandı. Arapça ezan okuyanlar hapse atıldı. Bir gün dahi CHP döneminde milletin yüzü gülmemiştir. O günleri yaşayanlar kalbi sökülmüş ya da büyük bir felaketi yaşamış gibi korkuyla anlatıyor.

Tek parti döneme provaları mı yapılıyor…

İmamoğlu yönetimindeki İBB, Şeb-i Arus vesilesi ile bir anma törende düzenledi. Törende ezan ve Kuran Türkçe okutuldu. Bu, hala diktatörlük heveslerinin sürdüğünü gösteriyor. Bu vesayetçi anlayış, tek parti rejim kimliğini kendi kimliği görüyor. CHP bundan hiç vazgeçmiyor...

CHP yenilgiyi bir türlü hazmetmiyor…

14 Mayıs 1950 seçimlerinde Adnan Menderes yönetimindeki Demokrat Parti, İnönü’nün tek parti iktidarına son verdi. On yıl sonra da Menderes, 27 Mayıs cuntacılarının eliyle asıldı. Rahmetli Erbakan’ı 28 Şubat darbesiyle devirdiler. Süleyman Demirel askere teslim olana kadar baskı altında tutuldu ve nihayet teslim alındı. Özal ölene kadar diktatörlükle suçlandı. Şimdi de aynı şeyleri Sayın Erdoğan’a yapıyorlar.

AK Parti de kurulduğundan beri vesayetçi zihniyetin hedef tahtasındadır. Kapatma, tehdit ve türlü psikolojik baskılarla hizaya çekme baskısını yaşıyor. Anlaşılan CHP’nin geçmişi bir türlü peşini bırakmıyor. CHP’deki üslupsuzluğun, gerginlik ve stresin sebebi olmalıdır.

Çok partili hayat CHP’ye iyi gelmedi. “CHP devlettir, devletin partisidir” olmadığı görüldükçe CHP’nin ruh hali bozuluyor. Saldırganlığının, ruh hali bozukluğunun ve seviye düşüklüğünün bir diğer sebebi de budur.

Ya şuna ne demeli?

CHP liderinin akla ziyan, ‘mafyadan ve uyuşturucudan vergi alınsın’ teklifi kahkaha konusu oldu. Bu teklif, yeniden o pis günlere dönülsün demektir. 1926 yılında, bir Japon firması ile ortak, bugünkü İstanbul Taşkışla mevkiinde Mecidiye Kışlası diye bilinen yere ilk eroin fabrikasını CHP’nin kurduğunu biliyor musunuz?

Daha sonra eroin fabrikalarının üçe çıkarılıyor. Böylece bir nesil içki ve uyuşturucu ile çürütülüyor!

CHP neyi örtbas etmeye çabalıyor?

Belediyecilikteki başarısızlıklarını, yolsuzluk ve cinsel taciz olaylarını örtmek için çabalıyor. CHP cadı kazını gibi kaynıyor ve kopanlar parti kuruyor, kan kaybını durdurmak ve tabanını domine etmeye çabalıyor. Bunun boş bir çaba olduğu görülecektir.

CHP normalleşmelidir. Yıkmanın değil yapmanın yanında olmalıdır. Toplumsal barışımız için bu önemlidir. Bu hem CHP adına hem de ülkemiz adına kazanç olacaktır.

Bizim de tavsiyemiz bu yöndedir.