Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Aralık 2020

Teoman Şaban Duralı-II

Geçtiğimiz hafta kaldığımız yerden, muhterem Prof. Dr. Teoman Şaban Duralı’nın “Öyle geçer ki zaman”ından çarpıcı, sarsan, irkilten satırları cımbızlamayı sürdüreceğim.

Ürdün’ün eski dışişleri bakanlarından yaşlıca bir zatla Kilyos’tan İstanbul’a yürürken günün modası gereği Osmanlı’ya atıp savuruyordum. Bakan bey birden durdu. “Senin o atıp savurduğun Osmanlı benim devletimdi. Anadilimiz Arapçaydı ama babam ve dedem yatmadan önce Türkçe okurlardı. O Ay Yıldızlı Albayrak benim bayrağımdı. Ürdün’ün üst düzey devlet adamıyım, dışişleri bakanlığı yaptım. Sorsan kadın çamaşırı gibi renk renk Ürdün Bayrağının renklerini bilmem” dedi.

1920’lerle Türklük berhava edildi.

— Meşrutiyetle birlikte “aman İslam’dan kurtulalım” denmeye başlandı.

Bizde çağdaş medeniyete kulaç atanlar dine karşıdırlar. Din denince Hristiyanlık ve Yahudilik değil, Müslümanlığa karşıdırlar. Bütün kötülüklerin başı Müslümanlık ve tabii onu çıkaran kişi Hz. Peygamberdir! Çocukluğumda o nesillerin sohbetlerini hatırlıyorum. Hz. Peygamber’in iler tutar tarafını bırakmazlardı. Bu çok belirleyici bir unsurdu.

— Bizde felsefi anlamda en önemli fikir hareketi Ziya Gökalp’in milliyetçiliğidir. Onu tetikleyen de Osmanlı Devletini bu yolla parçalama niyetindeki Moiz Kohen Tekinalp’dir.

— İngiltere Başbakanı Lloyd Geoge göre “Türkler, bu yabaniler, bu işe yaramaz vahşiler, geldikleri yere, Orta Asya’ya sürülmelidirler.”

Lozan’ın yazılı olmayan 3 maddesi:

* Hilafetin kaldırılması,

* Yazının değiştirilmesi,

* İslam Devletleriyle irtibatın kesilmesidir.

Bunların sonucu olarak 1920 sonrası artık İslam Medeniyetinin değil, İngiliz-Yahudi Medeniyetinin içindeyiz

— Öztürkçecilik Yahudi projesidir.

Türkçenin tarihi müktesebatı yok edilip üç kelimelik “kuşdili” yaratılıyor.

— Jandarma makasla başörtüsü keserdi.

— O dönemlerde Nihal Atsız ve benzerleri, her şeyimizi Orta Asya’ya bağlıyorlar, “Mekke’miz Orta Asya” mealinde ilahiler besteleniyordu.

İslam’ı çekip çıkardığınızda Türklükten eser kalmaz.

Yeniçağ dindışı Avrupa medeniyetini savunanlar, Fransızca eğitim veren Saint Josef, Saint Michel, Galatasaray çıkışlılardı. Robert Kolej ve benzerlerinin tezgahından geçenler ile NATO sonrası ABD’ye gönderilenler İngiliz-Amerikan zihniyetindendi. Kazanan Amerika’ydı.

— Köklerimiz koparıldığı için hangi okula gitsek o okulun milliyetine bürünüyoruz.

— 1959’da Demokrat Partinin iflahı kesildi. Akılsızca davrandılar. Boyumuzdan büyük muazzam israf yapıldı... Yollar açıldı, fabrikalar açıldı...

— Başkan Eisenhower, 1957 seçimleri sonrası kendisiyle görüşmeye giden Adnan Beyle görüşmeyi kabul etmiyor.

— 1959 sonrası göze çarpan uyuşturucu, fuhuş, asayişsizlikti.

— Türkiye’de Yeniçağ dindışı medeniyeti ile ondan sonra gelen İngiliz-Yahudi medeniyetini savunanlara göre İslam medeniyetinden kötüsü yoktur, olamaz da.

Müslümanlık düşmanlığımız o raddeye vardı ki Cezayir’in bağımsızlığına “Hayır” dedik!

— Bir zamanlar Ankara’nın gecekondu semtleri Nijerya semtlerinden farksızdı.

— Yassıada’da idamlar belli olduğunda direnme gibi bir şey yoktu. Tünel açıp kaçıracağız vs. hepsi sadece palavraydı. Yakın zamanda da iki darbe oldu, kim ne dedi? 28 Şubat 1997’de paldır küldür indirdiler Erbakan’ı... Erbakan, Demirel’i “şapkasını alıp kaçtı diye eleştirmişti; o ne yaptı? “Halkı savaşa sürüklememek için” iyi bir bahane değildi. Aynı kabahati çapulcular Yeşilköy’e dayandığında Abdülhamit de işledi.

— Sonradan anladım ki Türk komünistleri 3-5 i hariç hepsi Yahudi’ymiş...

Türk solunun 1960 sonrası Kürtçülüğü kaşıması bir hata değil, cinayetti.

— Osmanlı döneminde kimse takmazdı, Türk mü, Arap mı, Kürt mü, Acem mi?

— Ağalık, derebeylik değildir.

Yahudilik 2 yerde öç almıştır. 1917’de Romanov’lardan, 1923’te Osmanlı Hanedanı’ndan...

— 600 küsur yıl bu devleti namusuyla haysiyetiyle şanın şerefin zirvesine taşımış bir hanedana reva görülür bir davranış mıydı bu? Türkiye, hanedana vefasızlığın, ihanetin cezasını çekiyor.

— Teknik afyondur.

Yahudiler ele geçirmeye çalıştıkları ülkeleri soysuzlaştırmakta mahirdirler.

— Rusya çakma imparatorluktur, taşra imparatorluğudur. Dünyada 3 imparatorluk mutbağı vardır; Fransız, Osmanlı, Çin mutbağı.

— Bizde Avrupa’yı bilen, anlayan, içselleştiren Allah’ın kulu yoktur. Kuru özentidir. Evine gidersiniz, başköşede kültür işareti olarak bir piyano. Piyanonun üstünde bir taş bebek. Duvarlarda onuncu sınıf bir ressamın rezalet çizimleri. Üstü kaval altı şişhane dedikleri. Çünkü resmi takdir edecek zevke sahip değil. Bizde resim yok, hat var tezhip vardır.

Ticaret Yahudi işiydi. Savaşçı için ticaret rezilliktir. Türk, ticaret yapmazdı.

— Harf devrimi, ne Fransız, ne Sovyet devrimine benzetilebilir, bir kültür soykırımıdır.

— Bu kadar kültür soykırımına uğrayan bir millet, nasıl oluyor da bazı şeyleri hatırlayabiliyor?

— 1934’te Şah Rıza Pehlevi Ankara’ya gelir. Mustafa Kemal, Şaha “yazınızı değiştirmiyor musunuz” diyor. O Pehlevi’deki bilince bakın: “Biz bu yazıyı değiştirirsek, Firdevsi’yi, Hafız’ı, Sadi’yi Ömer Hayyam’ı nasıl okuyacağız” diyor. Mustafa Kemal’in söyleyecek sözü kalmıyor.

— “Osmanlı büyük düşmanımızdı, bizi ezmiş, mahvetmiştir.” Siz kimsiniz peki? “Türk’üz”. Nereden gelir bu Türk?Orada duruyor. 60- 70 yıllık geçmişi olan sözümona bir millet.

— İslam’a küfretmek biraz zor olduğundan Arap üzerinden Osmanlıya küfrediliyor.

— Yahudi bir kız vardı, evlenseydim, “Nobel” alırdım.

— Hep Rusya’dan, Moskova’dan idare edildiklerini sandıklarımız, Londra’dan Washington’dan idare edilirlermiş meğer...

— Zaten asilzade olup, servete malikseniz, onu daha fazla büyütme çabası içinde olmazsınız.

— Bir toplumu mahva, çürümeğe sevk edecek iki tavır vardır; biri, kadını hiçe saymak kaba kuvvete başvurmak, diğeri, erkeği kadınlaştırmak, kadını havalara çıkarmak.

— Osmanlı, Selçuklu geleneğini sürdürmüştür. Mısır’ı aldığında Memlukleri, korumuş sürdürmüştür. Osmanlı Selçukluyu, Selçuklu da bir öncesini devam ettirir. Osmanlının böyle bir siyaseti vardır.

Muhterem Duralı Hoca’dan aktaracaklarımı burada noktalarken, Hoca’dan aktardığım son cümleye atfen şu soruyla yazıyı noktalayayım.

Osmanlı Selçukluyu, Selçuklu da bir öncesini sürdürmüşse, Türkiye neyi sürdürüyor?