Türkçe Şûrası
Sosyal bir varlık olarak kabul edilen dil, zamanla kendisini geliştirip zenginleştirebilir. Dünya üzerinde konuşulan sayısız dil olmasına rağmen bu dillerden ancak bazılarıyla büyük edebî eserler vücuda getirilebilmiştir. Her dil, kültür ve sanat eseri üretmeye elverişli olamamıştır.
Dünya
dilleri içinde farklı coğrafyalarda kullanılan, edebiyat ve kültür dili olarak
da varlığını ispat etmiş olan Türkçe,
son yüzyıla girildiğinde bazı tehlikelerle baş başa kalmıştır. Türkiye
Türkçesi olarak isimlendirdiğimiz bugünkü Türkçe üzerinde çeşitli operasyonlar
da yapılmıştır. Osmanlı’nın sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla
beraber birçok alanda olduğu gibi dilde, kültürde, sanatta ve alfabede de
değişim ve dönüşüm yapılmak istenmiş, alfabe değişikliği ile yazılı
metinlerimiz zamanla okunamaz hâle gelmiş, eski ile irtibat kesilmiş, yeni yazı
dili ve öz Türkçe gibi akımlarla da eski metinlerimize, dilimize yabancılaşma
başlamıştır.
Dilimize
sahip çıkmak, kimliğimize sahip çıkmaktır. Bu sorumlulukla harekete geçen Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Dil ve Edebiyat
Derneği ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, 26-27 Kasım’da Ankara’da
dilimizin dünü, bugünü ve yarınının konuşulacağı geniş katılımlı Türkçe Şûrası
düzenliyor. Yûnus Emre ve Türkçe Yılı dolayısıyla toplanacak Şûra’da birçok konu gündeme
gelecek ve çözüm önerileri sunulacak.
Bir
dilin öğrenilmesi, anlam zenginliklerinin (mecazlar, edebî sanatlar, deyimler
vb.) kavranılması, günlük konuşma dili içinde doğru kullanılması ve sağlıklı iletişim
kurulabilmesi, o dilin “ana dili”
unsurlarının tüm zenginlikleriyle öğrenilebilmesine bağlıdır. Bunun için
de imkân ve ortamlar sağlanmalıdır. Edebî metinler, ders kitapları, sosyal
medya unsurları, gazete, dergi, video platformları ve TV gibi görsel medya
unsurlarında ana dilimizin ve söz varlığımızın tüm zenginliklerinin doğru
kullanımı yaygınlaştırılmalı, okul öncesinden başlamak üzere tüm eğitim
kademelerinde Türkçe hassasiyeti ve şuuru oluşturulmalıdır. Özellikle okul
öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerimizin Türkçeyi daha etkin, doğru ve tüm
zenginlikleriyle öğrenebilmelerine imkân tanımak için uygun ortamlar
oluşturulmalıdır. Mesela ders ve oyun materyallerine, metinlerine, sınıf
ortamlarına, kütüphanelere, bilmecelere, deyimlere, tekerlemelere dikkat
etmeliyiz. Böylece öğrenme ortamları hem keyifli hem de nitelikli hâle gelecek
ve çocuklarımız dilimizi daha doğru bir şekilde öğrenecektir. Çocuklarımız
öncelikle Türk masallarını okumalı ve ezberlemeli. Filmler, belgeseller,
tiyatrolar izlemelidir. Türk edebiyatından seçeceğimiz şiirleri ezberleterek
dilimizin inceliklerini öğretmeliyiz.
Çocuklarımızla tarihî mekânlarda, tabiî
güzelliklerin olduğu yerlerde, müzelerde, eski mahalle ve muhitlerde dersler
yapılabilir. Geleneksel bir oyunu bir mahallede oynayabiliriz. Yeme-içme, araç
gereç, renkler, meyveler, sebzeler, yemekler, eşyalar vb. alanlarda Türkçe isim
kartları oluşturarak çocuklarımızın ilgi ve dikkatlerine sunabiliriz. Sınıflarda,
koridorlarda, kütüphane ve oyun alanlarında uyarı levhalarından başlayarak
Türkçe kullanımını yaygınlaştırmak gerekir.
İnsan alışkanlıklarının çocuğudur, der İbn-i Haldun. Çocuklarımıza Türkçeyi doğru kullanmayı adeta alışkanlık hâline getirmeliyiz. Erken çocukluk dönemi bir çocuğun ileriki hayatının belirleyicisidir. Bebeklik döneminden başlamak üzere çalışmalar yapılmalıdır. Bebek ve çocukların bulunmaktan keyif alacakları ortamları sağlamalıyız. Beş duyunun harekete geçeceği ve çocukların rol alabileceği oyunlar oynatarak kalıcı öğrenmeler gerçekleştirebiliriz. Çocuklarımızın dâhil ve etkin olduğu etkinlikler yapabiliriz. Kelimelerin doğru telaffuzunu daha bu yaşlarda öğretmeliyiz.
Kültürümüzü, tarihimizi,
sanatımızı, zihniyetimizi, benliğimizi, vatanımızı kısacası ülke ve milletimizi
korumanın ve yaşatmanın temel unsuru dildir. Türkçe Şûrası bu sebeple adeta bir
istiklal hamlesidir. Bu hamleyi başlatan TYB’yi ve iş birliği yapan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinive
muhterem D. Mehmet Doğan’ı, bizleri Türkçe düşünmeye ve kimliğimizi korumaya
davet ettikleri için tebrik ediyorum. Hayırlı olsun!