Dolar (USD)
32.61
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2495.55
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 May 2020

Türküsü olan aşıkların dili: Türkçe

Dil, kültürün ilk ve temel ögesidir. İnsan sosyal bir varlık olarak toplumla etkileşim ve iletişim halindedir. Milli düşüncenin, milli birliğin ve milli direnişin en önemli aktarıcısı hiç şüphesiz ki dildir.

Bizi biz yapan pek çok değerimiz var. Ancak bu değerlerin en başında dilimiz “Türkçe” gelir. Dilimiz sayesinde medeni ve sosyal bir hayatın standartlarına kavuştuk. Ortak duygu ve düşüncelerimizi dilimiz sayesinde nesilden nesile aktardık. Milletimizin dini, tarihi, müziği, literatürü kısacası bütün ortak değerleri kelimeler aracılığıyla adeta havzasına süzülen ırmaklar gibi dil denizine akmış ve bize kadar ulaşmıştır.

Evet, tüm bu saydığımız değerlerin oluşabilmesi için millet olmamız gerekmektedir. Milletin ve öteki folklor unsurlarının oluşması için de ifade ettiğimiz gibi dil, en başta gelen unsurdur.

Türk Edebiyatı da her dönemde içinden çıktığı bu Aziz Milletin örfünü, adetini, gelenek ve göreneklerini yansıtmıştır. Halk Edebiyatımızdaki bir şiir; kitaplarla anlatılacak uzunca konuyu kendi akıcılığı içerisinde dile getirmiş, tadına doyulmaz keyifler bırakarak dilimize pelesenk olmuştur. Dilimizin güzelliği, saflığı ve muhteşemliği Ahmet Yesevi’nin “Hikmet”lerinde ve Yunus Emre’nin “İlahi”lerinde doruklara ulaşırken; toprak Aşık Veysel’in sazıyla konuşur hale gelerek dilimizin bütün güzellikleri zirveye yükselmiştir.

Milletimizin “ bayrak” aşkına Arif Nihat Asya tercüman olurken; ölüm, Erdem Beyazıt’ın mısralarında insanımızın zırhı olmuştur.

“Dalgalandığın yerde ne korku ne keder / Gölgende bana da bana da yer ver." dizeleriyle coşarken; "Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm/ Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.” mısralarıyla ölüme bile meydan okumuşuzdur.

Aziz Anadolu coğrafyasının tecrübesi atasözü ve deyimlerimizde veciz ifadelerini bulurken destanlar; uzun kış gecelerimizin sözlü sinemaları olmuştur.

Tüm bu söylediklerimizden hareketle ifade edecek olursak; duygu, düşünce, hamaset ve kahramanlığımız ancak dil sayesinde gelişip serpilmektedir. Şairin ay yıldızlı bayrağımıza atfen “ Söyle seni oraya dikeyim” dediği gibi ses bayrağımız Türkçeyi de yeryüzünde beğendiği her yere dikmek en önemli görevimizdir.