Dolar (USD)
34.26
Euro (EUR)
37.60
Gram Altın
2910.74
BIST 100
9031.64
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (59)

Dünyâya istikâmet verenler, hep gizli cem’iyetlerdir

Pierre Mariel (Pâris, 15.5.1900 – a.y., 22.10.1980), muhtelif sâhalarda eser vermiş pek velûd bir mason müelliftir. 2. Cihân Harbi senelerinde Yahûdi aleyhdârı iken, bilâhare Tashîh Edilmiş İskoç Riti’nin (Le Rite écossais rectifié) bir Locasına intisâb etmiş, Masonlukta çok ileri giderek, meşhûr Mason müellifleri Paul Naudon, Jean Baylot ve daha birkaç Birâderiyle berâber, (Muntazam Masonluğu temsîl eden) Fransız Millî Büyük Locası’na (La Grande Loge nationale française) tâbi Villard de Honnecourt Araştırma Locası’nı têsîs etmiş ve bunun Üstâd-ı Muhteremliğini deruhde etmiştir. (Bu Loca, Türkiye’deki İngiltere’ye tâbi Masonluğun -22 Ağustos 1965’te, 40 Âzâyle mahdûd olarak têsîs edilen- Mimar Sinan Araştırma Locası’nın bir benzeri olsa gerek…) Temmuz 1976’da, Martinist Tarîkatin Yüksek Şûrâsı’na Âzâ intihâb edilmişti.

(https://fr.wikipedia.org/wiki/Pierre_Mariel#:~:text=Pierre%20Mariel%2C%20n%C3%A9%20Pierre%2DMaurice,autres%2C%20de%20l'occultisme.; 21.8.2024)

Bizim istifâde ettiğimiz bir eseri, Fransa’da Farmasonlar ismini taşıyor. Bu eserinde, Masonluğun “Demokrasi” kisvesi altında nasıl Fransa’nın siyâsî hayâtı üzerinde nüfûz têsîs ettiğine dâir [tabiî, bu yorum bize âiddir] câlib-i dikkat bir hâdise naklediyor:

Fransa’da 1848 İhtilâli esnâsında teşkîl edilen Muvakkat Hükûmetin 11 Âzâsı Farmasondu: Ledru-Rollin, Arago, Garnier-Pagès, Crémieux, Marie, Pagnère, Louis Blanc, Marrast ve Albert. II. Cumhûriyet îlân edilir edilmez, bir Mason hey’eti, Mason kıyâfetiyle (önlükler ve kordonlar –sautoirs- ile) ve ellerinde Mason bayrakları olduğu hâlde Muvakkat Hükûmeti tebrîk ziyâretine gidiyor. Adliye Vekîli, Hâkim Büyük Âmir Üstâd-ı Âzam, Siyonist Lideri Adolphe Crémieux, onlara hitâben îrâd ettiği nutukta: “Cumhûriyet, Masonlukta mündemicdir (La République est dans la maçonnerie)” diyor ve nutkunun devâmında, Cihânşümûl Cumhûriyet’i (la République universelle) têsîs edinciye kadar dünyânın her tarafında mücâdele edeceklerini, ihtilâller çıkaracaklarını, hükûmetleri devireceklerini îmâ eden beyânâtta bulunuyor… (Pierre Mariel, Les Francs-maçons en France, Verviers –Belçika-: Éditions Marabout, 1972, pp. 85-87)

Bir dîğer Farmason müellif, Serge Hutin (Paris, 2.4.1929 – Prades, 1.11.1997), ondan şu tesbîti naklediyor:

“Hakîkatte, her devirde ve şu ânda her devirden daha fazla, dünyâya istikâmet verenler, gizli cem’iyetlerdir. (En réalité, de tous temps –et maintenant plus que jamais-, les sociétés secrètes mènent le monde.)” [Cümlenin son kısmındaki “mener le monde” tâbiri, “dünyâya hükmedenler”, “dünyâyı güdenler” şeklinde de ifâde edilebilir.] (Pierre Mariel, L’Europe païenne du XXe siècle – Le Paganisme du XXe siècle – XX. Asrın Müşrik Avrupa’sı – XX. Asırda Müşriklik”, Paris: La Palatine, 1965, p. 170; Serge Hutin, Gouvernants invisibles et sociétés secrètes –Görünmiyen İdâreciler ve Gizli Cem’iyetler-, Paris: Éditions J’ai Lu, 1972, p. 4)

Alain Guichard da, W. Wilson’ın Farmason olduğunu kaydediyor

Yukarıda, Masonların müzâheretiyle kaleme aldığı Farmasonlar isimli eserine atıfta bulunduğumuz Alain Guichard’ın mezkûr eserinde rastladığımız câlib-i dikkat bir bilgi de, Cem’iyet-i Akvâm ve Woodrow Wilson hakkındadır. Aşağıdaki pasajdan, Cem’iyet-i Akvâm projesinin, Wilson (ve Siyonist avenesi) ile Farmasonluk tarafından ortaklaşa gerçekleştirildiğini öğreniyoruz. Müellif, bu meyânda, Wilson’ın da Mason olduğunu kaydediyor.

“Sulhden sonra teşkîl edilebilecek bir Cem’iyet-i Akvâm’ın ilk taslağı, Haziran 1917’de ortaya çıktı. (En juin 1917 apparaît la première ébauche de ce que pourrait être, après la paix, une Société des Nations.)

“Bu maksadla, [Fransa Meşrik-ı Âzamı’nın merkezi olan] Cadet Sokağı’nda, Fransa Meşrik-ı Âzamı Üstâd-ı Âzamı Georges Corneau ile Fransa Büyük Locası Üstâd-ı Âzamı General Peigne’in riyâseti altında, ABD Cumhûr Reîsi Wilson Birâder tarafından teşvîk edilen ve Îtilâf Devletleri ile Tarafsız Devletlere mensûb yirmi kadar Obediyansı bir araya getiren bir Mason Kongresi akdedildi. (Encouragé par le président des États-Unis, le frère Wilson, un congrès maçonnique où sont représentées une vingtaine d’obédiences alliées et neutres, se tient rue Cadet sous la présidence du grand maître du Grand Orient, Georges Corneau, et du grand maître de la Grande Loge de France, le général Peigne.)

“Wilson’dan mülhem müstakbel Cem’iyet-i Akvâm’ın Mîsâkı, işte bu kongrede ortaya konulmuştur. (C’est au cours de cette manifestation qu’est présentée la charte de la future SDN, inspirée par Wilson.)” (Guichard 1969: 187)

Siyonistler ve Farmasonlar (ki, ikisi birbirinden ayrılamıyor), têsîs hazırlıklarından îtibâren Cem’iyet-i Akvâm’da pek nüfûzlu oldukları gibi, Birleşmiş Milletler Teşkîlâtı’nda da aynı ağırlıklarını muhâfaza ettiler. Bu husûsta şöyle bir bilgi var:

“Birleşmiş Milletler’in her kıt’adan temsîlcilerinin %65’i, Localara kayıdlı bulunuyorlar. (65% des représentants de l’ONU, sur tous les continents, appartiennent à des loges.)” (Les Francs-maçons, Paris: Éditions C.A.L., Collection L’Histoire des idées, des héros, des sociétés de la France secrète et de l’Occident, 1970)

İnsanlığın sonunu hazırlıyan cinsî sapıklık bayrakdârları

“Bir ahlâk mektebi” olmakla öğünürler, fakat şu övündükleri şeylere bak: nikâhsız berâberliği (union libre, concubinage), kürtajı (hâmileliğin gönüllü olarak sonlandırılmasını), sapık evliliği (ki onlar buna mürâîce “herkes için evlilik –mariage pour tous-” diyorlar!) meşrûlaştırmışlar! Dîğer taraftan da, İnsan Hakları tarafdârı geçiniyorlar! İnsanın tabîatine, fıtratına bu kadar zıdd olan, bütün beşerî münâsebetleri altüst eden, en ulvî güzellikleri, fazîletleri, ahlâkî kıymetleri berhavâ eden, bu kadar müstekreh, bu kadar denî, çirkef, rezîl şeyler nasıl oluyor da bir “İnsan Hakkı” kabûl edilebiliyor?

Biz, Avrupa’da biteviye hayâ, iffet, nâmûs hislerini tahrîb etmelerine, fuhşu yaygınlaştırmalarına esef ederken, onlar, çeşid çeşid cinsî sapıklığı meşrûlaştırıp (“Medenî Kânûn”larına dâhil edip) bütün dünyâyı da peşlerinden sürüklemiye çalışarak, denâatin had derecesine ulaştılar! İşi o raddeye vardırdılar ki –insanların hakîkatleri öğrenmesinden ödleri koptuğu için- “Yahûdi jenosidi”, “Ermeni jenosidi” iddiâlarını sorgulamayı suç hâline getirdikleri gibi, aynı sahtekârlık ve fanatizmi cinsî sapıklıkların, fuhşun, zinânın, iffetsizliğin tenkîdine de teşmîl ettiler!

Vahyin nûrundan mahrûm kalan insanoğlu ne büyük dalâletlere sapıyor!

Ve her fırsatta Avrupa Birliği’ne aşk îlân eden, millî şahsıyetimizi ve târihimizi görmezlikden gelerek Türkiye’yi o dalâlet âlemine dâhil etmiye çalışan şu “Müslümanlar”a da bin kerre yazıklar olsun! O beldelerin daha nice ahlâksızlıkların yatağı olduğunu bilmiyor musunuz? Avrupa Medeniyetinin asırlardır Mazlûm Dünyânın kanıyle beslendiğinden habersiz misiniz? Geçmişteki zulümleri yetmiyormuş gibi, emperyalist siyâsetleri devâm etmiyor mu? Hayâsızca gözlerimizin içine bakarak İsrâil’in jenosidci harbini destekliyen mücrimler bunlar değil mi? “Millet-i Sâdıka” ile aramızı açıp sonra da bize “Ermeni jenosidi” yalanını dayatan bunlar değil mi? Kıbrıs’ı elimizden almıya çalışanlar bunlar değil mi? Hattâ, hepimizi, millî, târihî şahsıyetimizle yok etme emeli güden bunlar değil mi? Haydi Sabataîsini, Masonunu, Kemalistini, her renkden Avrupacısını anladık; ya size ne oluyor? Bu kadar mı kör, bu kadar mı idrâksizsiniz? İşte bunun da bir “sapık evlilik” olduğunu anlıyamıyor musunuz? (Lutfen, Fransa Cumhûr Reîsi Jacques Chirac’ın, 15 Aralık 2004’te kendisiyle TF1 televizyon kanalında yapılan mülâkatta, Türkiye’nin AB’ye dâhil olabilmesi için, AB nâmına Türkiye’ye karşı ileriye sürdüğü şartları, mülâkattan tercüme ettiğimiz başka pasajlar ve îzâhatımızla berâber, Milletimize Revâ Görülen Kültür Jenosidi kitabımızdan –Ankara: Hitabevi Yl., Mayıs 2014, ss. 599/612- okuyunuz! O mülâkattan sâdece şu cümleyi nakledelim –ki, Kemalizmin bir asırdır tatbîk ettiği topyekûn kültür jenosidi siyâsetinin de bir ifâdesidir-: “Türkiye’nin AB’ye girmesi, bizim arzû ettiğimiz her şeyi kabûl etmesine, yânî kendi kâidelerini, değerlerini, hayât tarzlarını derinlemesine değiştirmesi şartına bağlıdır.”)

1_8c8ab8ced408de3d0e2388407b7e4932.jpg

(https://www.lisez.com/ebook/ce-que-la-republique-doit-aux-francs-macons-2e-edition/9782412061084; 6.8.2024)

Farmason Yahûdi müellifi Laurent Kupferman’ın bir dîğer Farmason müellif olan Emmanuel Pierrat ile ortaklaşa têlif ettiği kitabın kapağı: Üzerinde, Fransa’da Masonluğun damgasını taşıyan reformların bir kısmı zikrediliyor… (Mücâdele edilmezse) İnsanlık Âlemini izmihlâle götürebilecek birçok ahlâksızlığın meşrûlaştırılmasının fâili olduklarını iftihârla îlân ediyorlar! Dünyâ hamiyetli Müslümanlara muhtâc!

***

“Wilson Umdeleri”: Yine ikiyüzlülük!

4 Mart 1913 – 4 Mart 1921 devresinde sekiz sene ABD’nin başında bulunmuş olan Woodrow Wilson, 8 Ocak 1918’de, Amerikan Kongresi huzûrunda îrâd ettiği bir nutukta, Cihân Harbi sonrasında Avrupa’ya ve dünyâya yeni bir nizâm vermeyi hedef alan 14 maddelik bir program ortaya koymuş, bu program “Wilson’ın 14 Maddesi (les quatorze points de Wilson) veya “Wilson Umdeleri” ismiyle meşhûr olmuş ve bir kısmı tatbîk edilmiştir. Tatbîk edilenler cümlesinden olarak, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tasfiye edilerek yerine Macaristan ve Çekoslovaya gibi yeni Devletlerin kurulması ve Romanya, Sırbistan, İtalya gibi Devletlerin hudûdlarının –eski İmparatorluk sâhası içinde- genişletilmesi, bu meyânda, Almanya üzerinden –Dantzig vâsıtasıyle- Baltık Denizi’ne açılan müstakil bir Polonya’nın têsîsi, Belçika’nın, Romanya’nın, Karadağ’ın istiklâllerinin muhâfazası ve işgâl edilmiş arâzîlerinin kendilerine iâdesi, Alman ve Osmanlı İmparatorluklarının tasfiyesi gibi projeler tahakkuk ettirilmiştir.

Wilson’ın Programı, ayrıca, “gizli diplomasi”nin reddi, açık denizlerde serbest seyrüsefer, serbest ticâret ve bir Milletler Cem’iyeti’nin (Cem’iyet-i Akvâm’ın) teşkîli gibi esâslar da ihtivâ ediyordu. Bunlardan Cem’iyet-i Akvâm 1919 Versay Muâhedesine dâhil edilerek kuvveden fiile çıkarılmışsa da, bu teşebbüsde öncü rolü oynıyan ABD teşkîlâta âzâ olmamıştır. Mâmâfih, 1919 Nobel Sulh Mükâfâtına, bu “büyük hizmet”inden dolayı Wilson lâyık görülmüştür.

14 Maddeden altıncısı pek şâyân-ı hayrettir: Bolşevik Rusya’nın can düşmanı olması lâzım gelen, daha doğrusu öyle propaganda edilen Kapitalist Amerika, Bolşevik Rusya’nın arâzî tamâmiyetinin tanınmasını, işgâl altındaki bütün arâzîlerinin boşaltılmasını, Rusya’daki yeni rejimin tanınmasını, rejimi yüzünden Rusya’ya herhangi bir zorluk çıkarılmamasını, hattâ “kendisine, ihtiyâcı olabilecek ve arzû edebileceği her çeşid yardımın yapılmasını (lui assurer l’aide de toute sorte dont elle pourra avoir besoin et qu’elle pourra souhaiter)”, dahası, ona “akıllıca ve cömerdce sempatiyle muâmele edilmesini (la traiter avec sympathie intelligente et généreuse)” taleb etmektedir… Üstelik o Bolşevik Rusya, Orta Asya ve Kafkaslar’daki birçok Müslüman-Türk memleketi ile daha birçok milletin vatanlarını yutmuştur! Wilson ve Siyonist avenesi, Filistin’i bin küsûr senedir vatan edinmiş Müslüman Arablar gibi, Bolşevik Rusya’nın boyunduruğu altındaki on milyonlarca Türkü ve sâir milletleri de yok farzediyor! Kudsî “adâlet” kelimesi dahi, ellerinde bir istismâr vâsıtasıdır!

Yapılan ikiyüzlü propagandaya aldanınca çok şaşırtıcı olan bu madde, Çarlık Rejiminin, başta Amerika olmak üzere dünyânın muhtelif memleketlerindeki Siyonist para babalarının yardımını arkasına alan Menşevik ve Bolşevik Yahûdiler tarafından devrilmiş olduğunu nazar-ı dikkate alınca hiç de şâyân-ı hayret olmuyor! (Bu mevzûda, Mart 1979’da Yeni Devir gazetesinde tefrika edilen Sovyetler Yahûdi Aleyhdârı mı, Âleti mi? başlıklı geniş araştırmamızda mevsûk tafsîlât mevcûddur.)

Wilson’ın 5. Maddesi, müstemleke arâzîleriyle alâkalıdır:

Bütün müstemleke arâzîlerinin mes’elelerinin, şu umdeye istinâd edilerek, serbest, âşikâr, kat’iyen bîtaraf bir sûrette hâlli: Hükümrânlığa dâir bütün mes’eleler üzerinde durulurken, alâkadâr toplulukların menfâatleri de, hangi hükûmet bahis mevzûu ise onun hakkâniyetli talebleri kadar dikkate alınacaktır. (Un ajustement libre, ouvert, absolument impartial de tous les territoires coloniaux, se basant sur le principe qu'en déterminant toutes les questions au sujet de la souveraineté, les intérêts des populations concernées soient autantpris en compte que les revendications équitables du gouvernement dont le titre est à déterminer.)”

Birçok müstemleke halkı, bu maddeye ve “14 Madde”nin umûmî başlığı olan “milletlerin kendi istikbâllerini tâyîn hakkı” esâsına bakarak, istiklâllerine kavuşacakları ümîdine kapılmışlardır. Fakat ne İngiltere, ne Fransa, ne de sâir Avrupa Devletleri müstemlekelerinden vazgeçmişlerdir. Buna rağmen, bu müstemlekeci Devletlerin Harbi kazanmasında tâyîn edici bir hisse sâhibi olan Wilson, bu vazıyete îtirâz etmemiş ve müstemlekeci Devletleri müstemlekelerine hürriyet vermiye zorlamamıştır… (Bittabi, sûretâ îtirâzın bir kıymeti yoktur; bu da, bir ikiyüzlülük tezâhürüdür!) Dahası, Bolşevik Rusya’nın boyunduruğu altında yaşıyan ve nüfûsları on milyonları bulan mazlûm milletleri bütünüyle görmezden gelmiş, hattâ onları Bolşevik boyunduruğu altında yaşamıya mahkûm etmiştir!