Dolar (USD)
32.32
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2282.86
BIST 100
8984.61
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yapay zekâ ile insanlık nereye sürüklenecek?

Yapay zekâ kısaca AI; günümüzde teknolojideki en popüler terimlerden biri olmakla birlikte elbette bunun çok önemli bir nedeni var. Son birkaç yılda, daha önce yalnızca bilim kurgu alanında olan birçok yenilik ve ilerlemenin yavaş yavaş gerçeğe dönüştüğü açık bir şekilde görülmektedir. Bu alanda çalışma yapanlar, yapay zekâyı yeni büyüme kaynakları sunma ve endüstriler arasında işin yapılma şeklini değiştirme potansiyeline sahip bir üretim faktörü olarak görmektedirler. Fakat artıları olduğu gibi eksileri de mevcut…

Mühendisin iddiaları gerçekse…

Google’da çalışan mühendis Blake Lemonie, şirketin kullandığı yapay zekâ sohbet robotunun adeta bir çocuk gibi düşünme potansiyeline sahip olduğunu dile getirmiş ve bu açıklama tüm dünyada büyük tartışmalara sahne olmuştu. Günümüzde birçok yapay zekâ tabanlı uygulama, insanlara kıyasla daha efektif yürütme hızına, daha yüksek operasyonel yeteneklere, akıllı çalışma fırsatına ve karar vermede daha net doğruluğa sahiptir. İnsan zekâsı kişisel deneyim ve uyarlanabilir öğrenme metotlarıyla oluşumunu sağlarken, yapay zekâ önceden aktarılmış verilere ihtiyaç duymaktadır. Yani insan zekâsıyla aynı durum söz konusu değildir.

Makineler insan davranışını taklit etse de, onlarda rasyonel kararlar verme kapasitesi hala eksiktir. Bilindiği üzere, yapay zekâ özellikli makineler, belirli görevleri insanlardan daha iyi yerine getirme ve insan eylemlerini taklit etme yeteneğine sahiptir. Ancak uzmanlara göre yapay zekânın bir türü insan zekâsının çok çok ötesinde olacaktır. Buna kısaca “Kendini Bilen Yapay Zekâ” adı verilmektedir. Bu tür yapay zekâ geleceğe ait bir formdur. Kendini bilen bir yapay zekâ bağımsız bir zekâya sahip olacak ve kendi kararlarını verebilecek potansiyele erişecektir. Bu makinelerin insan zihninden daha akıllı olacağı iddia edilmektedir. Yapay zekâ, insanların yapabileceği birçok şeyi yapabilmesine karşın, sınırlamaları da mevcuttur. Yapay zekâ sistemleri verilere dayalı mantıklı kararlar vermek üzere tasarlanmıştır, fakat insanların nasıl hissettiklerini anlayamaz veya sezgiye dayalı kararlar alamazlar. Bu nedenle, yapay zekânın tamamen insan karar vericilerin yerini alamayacağını ifade edebilmek mümkündür.

Şayet önüne geçilmezse ne olur?

Yapay zekâ aslında veri ile beslenmektedir. Kısaca bir yazılım ürünüdür. Yapay zekâ, birçok bireysel görevdeki sorunları çözmede insanlardan bir tık daha verimli olduğundan, yaşamın her alanında etkin bir duruma gelmiştir. Yeni botlar, metin çevirilerinde veya diyaloglarda otomasyona imkân tanımaktadır. Yapay zekânın sınırı olması gerekiyor. Zira bu konuya yönelik ciddi uyarılar geliyor. Oxford Üniversitesi ekibi; yapay zekânın kolayca kontrol edilemeyeceği ve gelecekte insanların veya insan varlığının anlamlı özelliklerinin olmadığı bir dünya inşa etmeye yönlendirileceği konusundaki endişelerini dile getirmektedir. Aynı şekilde dünyanın en zengin iş insanı Elon Musk ise yapay zekâ konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini belirterek potansiyel olarak nükleer bombalardan daha tehlikeli olduğunun altını çizmiştir. Unutulmaması gerekir ki; son derece gelişmiş ve karmaşık yapay zekâ sistemleri şayet kontrolsüz ve denetimsiz bırakılırsa, istenen davranıştan sapma ve görevleri etik olmayan yollarla gerçekleştirme riskiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Yapay zekânın yasal olarak düzenlenmesi ve yazılımların belli bir sınır içerisinde gelişim göstermesi gelecekte yaşanabilecek olası tehlike ve sorunların bir nebze de olsa önüne geçebilecektir.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan