Yarın''dan sonra
Herkese nasip olmaz 17 yıl iktidar olmak.Ak Parti’ye nasip oldu. Kurucu irade bile 15 yıl kaldı ülke yönetiminde. Emri hak vaki olunca herkes görevi bırakacak birilerine.
Elini çabuk tutmak isteyenler var gibi,
görev değişimi için. Küresel hamlelerin zorladığı bir değişime zorlanıyoruz. Tepkimiz nasıl bu baskıya ? Paralel talepler geliyor ardından, tıpkı “ Paralel Yapı “ gibi...
Cumhur İttifakının doğduğu şartlarda bir değişim var mı ülkemizde? Daha da ağırlaşan koşullar görünüyor büyük resimde.
Değişim talepleri nereden geliyor? Kritik soru bu. Avrupa ve Amerikan hegemonyası, eksenlerinden çıkan bir Türkiye istemiyor.
Örneğin, kraldan çok kralcı olan bir Türkiye, Amerika’nın israil hamlelerine aykırı ses çıkarmakta, Arap Halklarına kötü! örnek olmakta direnmektedir. Oysa “Araplar bizi arkadan vurdu” politikası ne de güzel uygulanmıştı yüz yıl boyunca...
Şunu herkes bilmeli ki Türkiye’de değişime zorlanan bir iktidar varsa bunun kaynağı dış baskı merkezlidir.
Halk ısrarla Erdoğan diyorsa, Erdoğan kötü olmalıdır! Nasıl olacak bu? Sihirli değnek devreye girmesiyle her şey olur. Değneğin adı Dünya’yı hizaya getiren Dolar’dır.
Her hamle öylesine sabırla yapılıyor ki, insanları recm’e zorlamaktadır. Türkiye’yi kurmakla övünen CHP Türkiye’yi yıkmakla görevli HDP ve türevleriyle işbirliği yapması kurtuluş olarak sunulabilmektedir. Bir taraf özgürlükçü bir taraf insanları köleleştirici olarak algı yaratılmaktadır.
Tarım ülkesinde tarım kaynaklı sıkıntılar insanları bunaltabilmektedir.
Sorun şudur; Türkiye bağımsız olmak istiyorum, diyor. Hak, Hukuk diyor. Benim bir geçmiş Medeniyet iddiam var diyor. Bunu hatırlayan bir hafıza ise tüm küresel planları sekteye uğratma riski barındırmakta, diye düşünülüyor. El hak doğrudur.
Öyleyse komünizm sonrası küresel hafızası canlanan “ Çar Putin “ Batı hegemonik güçlerini Suriye’de ve Doğu Akdeniz’de zorlayamamalıdır. Ne yapılacak o halde? Ekonomisinin en zayıf halkası enerji ve Dolar olan Türkiye ile arayışa girmemelidir.
Tıpkı 1. Dünya savaşında olduğu gibi bir düşmanlık peydah edilmeli değil miydi? Bugünün “Enver”leri o günün, Erdoğan’ın lütfü ile güç devşiren güdük siyasetçilerinin eliyle buna yeltenerek, Türkiye’yi Batıya mahkummuş gibi bir havaya sokmuşlardır.
Ne gariptir ki bugün Ak Parti’yi kamuoyunda zor duruma düşürenler o gün Türkiye’yi hiç düşünmeden risklere soktular.
Birçok Yunan politikacısının Doğu Akdeniz’de Türkiye’siz bir Doğalgaz paylaşımı yapılamayacağı fikri Amerika ve miğferlerince duymazdan gelindi. Bilinçli bir tecrit var Türkiye’ye karşı. Açıkça Türkiye’nin bu pastadan pay alması istenmemektedir.
Senaryonun temeli buna dayanıyor. İçerideki Erdoğan düşmanlığı da bundan kaynaklıdır. Erdoğan bağımsız bir ekonomi için olmazsa olmaz gördüğü enerji sorununa köklü bir çözüm derdinde iken bunlar milletin değerlerinden kopuk “ sanatsız “lardan medet ummaktadır. Varın siz düşünün..
Allah kime yardım eder, elbetteki O’nun yolundakilere. Hayırlı ramazanlar...