Dolar (USD)
34.20
Euro (EUR)
37.40
Gram Altın
2878.44
BIST 100
8964.1
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Mart 2021

Yeni Dünya Düzeni ve Covid-19

Oxfam'ın raporuna göre dünya servetinin yüzde 60'ı, 2 bin 153 kişinin elinde. Bu topluluğun ülke ekonomilerine ve borsalarına olan etkilerini tahmin edebilirsiniz.

Kendilerinin özel bir soydan geldiğine inanan bu sapkın topluluk; ülkelerin para birimlerini dolar karşısında değersizleştiriyor ve onları mali krizlere sokarak dirençlerini kırıyor. Böylelikle kendi nüfuz alanlarını genişletiyorlar.

Serveti, enerji kaynaklarını, teknolojiyi, DSÖ üzerinden ilaç ve aşı endüstrisini, medyayı, sivil toplum örgütlerini tekelinde tutan bu topluluğun, Yeni Dünya Düzeni dedikleri bir Tanrı krallığı kurma hedefi var.

Hep ifade ettiğimiz gibi; Türkiye, apokaliptik ya da post-apokaliptik kehanetlere bağlı çıkarılmak istenen kıyamet projesinin merkezinde yer alan bir ülkedir.

Biraz açalım bunu;

Bilindiği gibi küresel egemen güçler, Eski Ahit ve Yeni Ahit’in özellikle Yuhanna’nın Vahiy bölümündeki bazı kehanetleri yorumlayarak yeni bir dünya tasarımı hedefliyor.

Yuhanna, Patmos Adası’nda tutukluyken Tanrı’nın gösterdiği görüntülerin yani vizyonların anlatıldığı Vahiy bölümü dikkate değerdir. Burada Tanrı’nın krallığının nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceği işlenmektedir.

Daha evvel yazılarımızda değinmiştik; Yuhanna'nın Esinleme Kitabı, 7 kiliseye gönderilen 7 mektupla başlıyor. İsa, öğrencisi Yuhanna'ya 7 kiliseye 7 mektup göndermesini buyurmuş. İşte bu 7 inayet kilisesi Türkiye’de bulunmaktadır.

Efes Meryem Ana Kilisesi, İzmir, Bergama, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Pamukkale.

Bu sapkın topluluğun inancına göre kutsal kitaptaki kehanetlerin gerçekleşmesi, Mesih’in Dünya krallığını alması için gereklidir.

Peki, kehanetler üzerinden hem ülkemizi hem de tüm dünya insanlarını tehdit eden ve kendi ebedi krallıklarını kurmak isteyen bu güçler kimlerdir?

Geçenlerde Erhan Altunay’ın “Gizemlerle Dolu Salgınlar Tarihi” adlı kitabını okudum. Hakikaten ortada ciddiye alınması gereken sapkın bir topluluk var.

Örneğin Eski Ahit’te şöyle bir cümle geçiyor; “ Tanrı oğullarının, insan kızları ile evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve sonrasında yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eskiçağ kahramanları, zorba kişilerdi.” Çok ilginç değil mi?

Eski Ahit’in kabul edilmeyen ancak ezoterik örgütlerin elinden düşürmediği Peygamber Enok’un Kitabı adlı bir kitap var. Bu aralar ben de okumaya başladım. İçeriği bilim kurgu filmlerini aratmayacak fantastik bilgilerle dolu olan bir kitap bu.

Burada gökyüzünden gelen ve Tanrı oğulları olarak adlandırılan gözcü meleklerin insanlara büyü dâhil birçok sanatı öğrettiği yazıyor. Sonra bu melekler, insan kızları ile evlenerek çocuk sahibi oluyor.

Bu birleşmeden doğan çocuklar, gözcü meleklerin kanını taşıdığı için de buradan kutsal bir kan efsanesi türemiş.

Tanrı daha sonra bu gözcü melekleri cezalandırıyor ve bu melekler düşmüş melekler adını alıyor. Hz. Davut’un işte bu düşmüş melekler soyundan geldiğine inanıyorlar.

Bu inanca göre Hz. İsa da Davut soyundan gelmektedir. Onlara göre İsa’nın evlendiği kişi olan Mecdelli Meryem, İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra Fransa’ya gitti ve soyu, Merovenjlere karışarak devam etti.

Neticede ortada korunması gereken bir kutsal kan vardır. İşin enteresan tarafı bu soyun bugün Tanrı krallığı kurmak gibi bir iddiası var ve insanlardan da nefret ediyorlar.

Bilinenin aksine Yahudi krallığı kurmak gibi bir hedefleri yok. Erhan Altunay’ın da ifade ettiği gibi kendi emelleri için Yahudileri kullanıyorlar.

Önce vaat edilmiş topraklar üzerinden büyük İsrail devletini kuracaklar sonra seçilmiş 144 bin Yahudi hariç tüm Yahudileri katlederek bu devleti yıkacaklar. Çünkü Tanrı krallığı için bu kehanetin gerçekleşmesi gerekiyor.

Dünya nüfusunu da bu emel doğrultusunda ve elbette kehanetlere bağlı olarak düşürmeyi hedefliyorlar.

Çünkü Vahiy 6:7-8’de şöyle deniliyor;” Kuzu dördüncü mührü açınca Gel diyen dördüncü yaratığın sesini işittim. Bakınca soluk tenli bir at gördüm. Ata biniş olanın adı ölümdü… Bunlara kılıçla, kıtlıkla, vebayla ve yeryüzünün vahşi hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi.”

Burada salgından bahsediliyor ve işin ilginç yanı; Covid-19’un da vahşi hayvanlardan yayıldığı iddia edilmişti. Diğer taraftan ölüme yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verilmesidir.

Neye inandıklarını önemsemiyorum inançları uğruna neyi göze alabildikleriyle ilgileniyorum. O yüzden diyorum ki Covid-19 sıradan bir salgın değil.