Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2420.28
BIST 100
9672.18
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Kasım 2020

Zühd Nedir, Zâhid Kimdir-6

Zühd konusu Kuran-ı kerimde geniş yer alır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Siz, dünya hayatını ve zevklerini tercih ediyorsunuz. Halbuki âhiret mutluluğu daha üstün, daha hayırlı, hem de ebedîdir.” (A’lâ 16-17)

“Size verilen nimetler, geçici dünya metâı, dünyanın süsüdür. Allah’ın size sakladığı âhiret mükâfatı ise, daha hayırlı, daha devamlıdır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mı-sınız?” (Kasas 60)

“İyi bilin ki (âhirete yer vermeyen) dünya hayatı, bir oyundur, bir oyalanmadır, bir süstür. Kendi aranızda karşılıklı övünme, mal ve nesli çoğaltma yarışıdır.” (Hadîd 20)

Zühd, sünnet-i seniyyede de çok geniş yer almıştır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Dünya, mü’minin zindanı, kâfirin cennetidir.” (Müslim, Zühd, 1)

“Siz, dünyaya karşı zâhid ve az konuşan birini görürseniz, ona yaklaşınız. Çünkü ona, hikmet telkin edilir.” (İbn Mace: 4240)

“Vallahi, âhiretin yanında dünya, ancak birinizin şu işaret parmağını denize koyduğu kadarcıktır. Parmağının, suyun içinden ne kadarcık bir ıslaklık ile döneceğine bir baksın!” (Müslim, Cennet 55)

“Kul; malım, malım diyor. Halbuki malından ona yalnız üç şey vardır: Yiyip bitirdiği, giyip eskittiği ve (Allah yolunda infak) edip biriktirdiğidir. Bunun dışında kendisi gider, malını insanlara terk eder.” (Müslim: 2958)

Dünyaya sırt çevirip âhirete dönük olarak yaşamak şeklinde tanımlayabileceğimiz zühd anlayışının, kendi içerisinde birçok derecesinden bahsetmek mümkün gö-zükmektedir. Dinini titizlikle yaşamaya çalışan her müslümanın hayatında zühde ait bir tezahürün varlığından söz edilebilir. Bu, haramlara girmeme adına sarfedilen bir gayret şeklinde kendini gösterebileceği gibi, helal ve mubah şeylere dâhi bir tepki olarak da tezahür edebilir.

Bu yönleriyle zühdün, günümüzde de varlığını canlı bir şekilde devam ettirdiğini söylemek yanlış olmaz. Günümüzde bazı müslümanların harama girmemek i-çin zâhidane bir hayat yaşadığı gibi, dinini daha titiz bir şekilde yaşamaya çalışan diğer bazı müslümanların ise, haram olmayan hususlarda dahi dikkatli davrandıklarını söylemek mümkündür. İşte buradan hareketle, her müslümanın hayatında bir parça zühd olduğunu söylemeyebiliriz.

Bir müslümanın zühd kadar önem vermesi gereken diğer bir husus da dünyanın imarıdır. Bunun için dünyaya çalışmak da gerekir. Zühd hayatı ile dünya hayatını imar etme gerçekliği arasında bir çatışma sözkonusu değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Yarın ölecekmiş gibi âhiretin için, hiç ölmeyecekmiş gibi de dünya için çalışınız!” Burada hatırlanması gereken şey şu ki zühd; dünyayı elden değil, kalbden çıkarmayı gerektirir. Bunun için büyükler; “el kârda, gönül yârda” demişlerdir. Yani bir insan, istediği kadar dünya malına sahip olabilir; yeter ki, gönlü Allahü Teâlâ ile beraber olsun.

Burada şöyle bir uyarı yapmak durumundayız: Yüce dinimiz İslamın emrettiği zühd; asla çalışıp kazanmamak, dünya nimetlerinden yararlanmamak ve topluma karışmamak değildir. Elbetteki mümin, toplumsal hayata katılacak, meşru ölçüler çercevesinde dünya nimetlerinden istifade edecek, günlük işlerini hiç aksatmadan yapacak, çalışıp kazanacaktır. Müslüman, böyle yapmazsa; kim zekât ve sadaka verecek, kim fakir ve muhtaçlara yardım edecek? Dinimizin emrettiği zühd, elde edilen dünyalıklar için aşırı sevinmemek, kaybedilenler için fazla üzülmemek ve en önemlisi dünyalıklar için haram ve günaha asla girmemektir.

Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki: “Rabbimiz! Bize dünyada da âhirette de iyilik ver!” (Bekara 201), “Allah’ın sana verdikleriyle âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma!” (Kasas 77) Hadis-i şerifte ise, şöyle buyuruluyor: “İnsanlarla haşir neşir olup onların ezalarına katlanan müslüman, insanlara karışmayıp ezalarına katlanmayan müslümandan daha hayırlıdır.” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme)

Evet hülasa olarak İslam âlimleri buyuruyorlar ki: Dinde aslolan zühd, dünyayı elde bulundurmamak değil, kalbe sokmamak ve dünyalıkları elinden değil, gönlünden çıkarmaktır. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri: “Dünya; insanı, Allah’tan alıkoyan şeydir,” der. Bu durumda gerçek zühd; halk arasında Hak ile birlikte olmaya gayret etmek ve; dünyayı cebe değil, kalbe sokmamaktır. Vesselam…