YENİ TÜRKİYE

0

Türkiye artık eski Türkiye değil.

Sanatta, siyasette, ekonomide, uluslararası camiada öne çıkan bir Türkiye var.

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte Yeni Türkiye'nin ayak sesleri daha yakından hissedilmeye başlandı. Milletin değerlerinin önemsendiği, halkın adam yerine konduğu, dışlanmadığı, dinin ttu kaka edilmediği bir Türkiye var artık.

Yakın bir zamanda, dini kökünden atıp sökmek isteyen zihniyet ciddi bir çöküşü yaşıyor.

Bu durumun devam etmesi elbette bizim duyarlılığımıza, hassasiyetimizi sürdürmemize, değerlerimize sahip çıkmaya bağlıdır. Gevşer, atalete kapılır, gücümüzü birbirimize karşı kullanır ve sorumluluğumuz idrak etmezsek, elimizdeki nimetin alınmaması için hiçbir sebep kalmaz. Bu yüzden yeni süreçte, her türlü ihtilaftan kaçınarak, işimize bakmalıyız. Kim ne dedi, ne yapacak'tan ziyade, bizim ne yaptığımıza, ne yapmamız gerektiğine bakmamız gerekmektedir.

Bu günlerin kıymetini bilmemiz açısından yaşanmış şu olayı hatırlamamız yerinde olur.

Radyoyu Camiye Çevirmek

Bilindiği gibi Ülkemizin demokrasi yolculuğu hayli meşakkatlidir. Ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri din-siyaset ilişkisi hep bıçak sırtındadır. Ve din adına siyasilerin yaptığı her müspet iş, bazı çevrelerce laikliğe aykırı görülerek engellenmeye çalışıldı.

Adnan Menderes'in başbakan olduğu yıllar. Radyodan mevlid programı yayınlanır ilk olarak. Halkta büyük bir memnuniyet var ancak birileri rahatsızdır.

Çankaya'da oturan Celal Bayar hemen telefona sarılır, başbakanı azarlamak için. O yerinde olmayınca yardımcısı Samet Ağaoğlu'na köpürür:

-Nedir bu yaptığınız? Devletin radyosunu camiye çevirdiniz.

Bu konuda kiminle mutabıksınız?

Eğer demokrasiden anladığınız buysa yanıldığınızı göreceksiniz.

Ve telefonu başbakan yardımcısının yüzüne kapatır.

Duruma kızan Ağaoğlu hemen istifa dilekçesini Başbakana vererek durumu anlatır.

Rahmetli Menderes kabul etmez:

-Eğer istifa etmek gerekiyorsa Bakanlar Kurulu bunu protesto için istifa etmelidir.

Ve istifasını sunmak için Çankaya'ya çıkar. Telefonda söylenenlerin hesabını sorar ve istifasını sunar. Ancak kabul edilmez. Celal Bayar, Samet Ağaoğlu'nu çok sevdiğini, çağırarak gönlünü alacağını belirtir.

Görüşmenin sonunda Menderes net konuşur:

-Beyefendi! Bu bir gönül kırılması değildir. Bu bir prensip anlaşmazlığıdır.

Sizin fikirlerinize saygım var, ancak bendeniz sizin gibi düşünmemekteyim.

Demokrasi, din ve vicdan hürriyetini içine alan bir hürriyetler sistemidir. Dünyanın bütün ülkelerinde, hatta bizim gibi laik bir devlet olan Fransa'da bile, her Pazar bütün kiliseler çan çalar, radyoları kiliselerden ayin nakilleri yapar.

Ve Celal Bayar kabullenmek zorunda kalır.

Şimdi o koltuklarda Recep Tayyip Erdoğan oturacak inşallah.

Abdullah Gül'le başlayan Çankaya'nın millete aidiyeti Erdoğan'la taçlanacak.

Memleketimiz ve İslam Ümmeti için hayırlı olsun.

Nereden nereye…