Yeniden İslamlaşma ve Çanakkale.

0

İlk müjdenin heyecanı ile Türkler Orta Asya'nın steplerinden kalkarak Anadolu'ya geldiler, kışlık edindiler, yazlık edindiler obalar kurdular, yurt edindiler sonra kıyamete kadar devamedecek Vatan yaptılar Anadolu'yu.

Kıyamete kadar vatan kalabilmenin şartları vardı hiç şüphesiz. Cihad'a devam etmek; adalet üzre yaşamak, tasavvuf öğretisi sevgi ve barışı ikame etmek; din, dil, ırk ayrımı gözetmeden emanları altındaki toplumlara eşit davranmak.

Bu prensiplerin canlı tutulması ile asırlarca yeryüzünde varlık kazandılar, onurlu bir şekilde yaşadılar ve "ilk müjde" Kostantinopol'ün İstanbul olması ile gerçekleşmiş oldu.

İkinci müjdenin hiç gerçekleşmemesi için İstanbul'u ve bütün Anadolu'yu Endelüs'e çevirip Çanakkale savaşları çıkarttılar, rüyalarımızı yok etmek istediler, ama başaramadılar.

Yedi düveli kandırarak, tek dişi canavarlar halinde tepemize yığdılar. Döneminin en teknolojik silahları ile emellerini gerçekleştiremediler dedelerimizden kalan son ruh sayesinde.

Ama bu demek değildir ki tek dişi kalmış canavarlar hayallerinden vazgeçmiş olsunlar. Onlar hayalleri ile bizi Anadolu'dan atmaya, İstanbul'u Kostantinopol yapmaya devam ederken, bizler de rüyalarımızı gerçekleştirebilmek için hazırlıklı olmak zorundayız. Barış anında savaşa hazır olmayanın, savaş anında zaferi beklemeye hakkı yoktur.

Yüzüncü yılını andığımız Çanakkale Zaferi'mizin yeni bir diriliş muştusu haline getirlimesi gerekir. Medeniyetler, kültürleri ve sembolleri ile varlıklarını devamettirirler, bu yüzden Çanakkale unutulmaz hale getirilmelidir.

Çanakkale rununun yeniden ilka edilmesi, Sahabeler'in hayatlarının, Alparslan'ın, Osman Gazi'nin, Fatih'in, Viyana'ya kadar at sırtında giden dedelerimizin dünya görüşlerinin yeniden rüyalarımız olmasına, hayatlarının yaşam modellerimiz olmasına bağlıdır.

Hatırlıyorum, Avusturalya ziyaretimizde başkent Canberra'da Savaş Müzesini gezerken gördüklerimiz bile bizleri dehşete düşürmeye yetmişti. Onlar yenilgilerini en güzel şekilde teşhir edip, kahramanlık destanı olarak gösterebiliyorlar ve sürekli nesillerine dedelerinin hatıralarını hedef olarak gösterip canlı tutmaları için çalışıyorlarsa, bizler de nesillerimizi daha bir coşkuyla donatmak zorundayız.

Özellikle Diyanet'in öncülüğünde dün 81 ilde bütün camilerde sabah namazı çıkışında şehitlerimizin yaşadıklarını hatırlamak için "asker tayını" dağıtılması çok anlamlı.

Çanakkale'de bütün İslam Alemi, din, vatan, namus, bayrak, millet, ümmet, teh ruh olarak canlandı ve tek bir kalp olarak attı.

Şu anda Türkiye, Suriye'den, Hicaz'dan, Yemen'den, Orta Asya'dan, Güney Doğu Asya'dan Afrika'dan ayrı düşünülemez. O yüzden biz farklı ırkların birleştiği devasa bir Ümmetiz.

Nasıl ki Batı dünyası asırlarca Müslüman demenin Türk demek olduğuna inandıysa, biz de şimdi şanımıza yakışır şekilde, Türk olmanın gerçek bir Müslüman olduğunu bütün değerlerimizle İslamlaşarak göstermeliyiz.

Uluslararası mücadele dili olan diplomasi, uluslararası ilişkiler, lobi faaliyetleri, medya gücü, ne varsa, kalemi ile mürekkebi ile, bilgisayarı ile, her türlü savunma ve etkin önlem yöntemleri en üst seviyede öğrenilip, öğretilmeli, kesintisiz haberleşme yöntemleri yaşamımızın bir parçası olmalıdır.

Zaman eski zaman değil, mücadele yöntemleri de zamanın şartlarına göre değişmiştir. Dünya kamuoyunda etkin bir şekilde söylenebilecek iki cümle 50 tane F16 savaş uçağına bedeldir. Yarın belki de bir cümle atom bombasına denk gelebilir.

Küresel ölçekte barış askerleri yetiştirerek hem İslam'ın adı olan "Barış" korunacak, hem de savaşla toplumları esir etmek isteyenlerin kirli oyunlarına fırsat verilmeyecektir. Elimizi kolumuzu bağlamak için kurdurtulan Çetelere, üçgene, Paralele, Hain gruplara da fırsat verilmeyecektir.

Böylece yüzü maskelilerin ürettikleri silahlara pazar oluşturabilmek için Ortadoğu'da ve Dünya'nın farklı köşelerinde yaktıkları ateşlere ve ortaya çıkardıkları sapkın gruplara da fırsat verilmemiş olacaktır.

İstanbul'un İslamlaşması ancak Fatih'in taşıdığı ruh ile gerçekleştirilebildi. Aynı ruhun yeniden canlandırılması ile Allah bu millete ikinci müjdeyi de gerçekleştirme şerefini bahşedecektir.

Modern zamanların "cihad" dili elektronik savaş yöntemleridir. Bu yöntemin herbir çeşidi en mükemmel şekilde kullanılmalıdır. İmanımızla birlikte, teknolojimizin ve modern silahlarımızın olmasından sonra evelAllah ikinci müjdenin gerçekleşmemesi için hiçbir engel kalmayacaktır.

Şimdi ikinci müjdenin hakikate eriş vaktinin eşiğindeyiz. Bunun için yeniden bizi Anadolu'ya getiren heyecanı yakalamamız, yeniden bütün varlığımızla İslamlaşmamız gerekiyor.

Doç Dr. Saim KAYADİBİ

skayadibi@yahoo.com