Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2437.01
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Ölümü göze aldık, PKK'ya meydan okuyoruz!

Diyarbakır HDP İl Binası'nın ranza ve battaniye dolu olduğunu ifade eden PKK mağduru Şevket Altıntaş: "HDP, kandırılan ya da kaçırılan çocuklarımızı Kandil'e götürmeden evvel burada yatırıyor. Diyarbakır'daki bu çadırda oturmak öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Bu çadıra gelmek PKK'ya meydan okumak, ölümü göze almaktır."
​Ölümü göze aldık,  PKK'ya meydan okuyoruz!
27 Ocak 2021 09:00:00
Diyarbakır HDP İl Binası'nın ranza ve battaniye dolu olduğunu ifade eden PKK mağduru Şevket Altıntaş: "HDP, kandırılan ya da kaçırılan çocuklarımızı Kandil'e götürmeden evvel burada yatırıyor. Diyarbakır'daki bu çadırda oturmak öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Bu çadıra gelmek PKK'ya meydan okumak, ölümü göze almaktır."

SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN

2019’da HDP İl Başkanlığı önünde başlattığı oturma eylemiyle oğlu Mehmet Akar'ı terörün pençesinden kurtaran Hacire anne aynı zamanda büyük bir direnişin öncüsü oldu. Evlatları HDP tarafından kandırılıp PKK’ya gönderilen ya da zorla kaçırılan mağdur ailelerin katıldığı Diyarbakır direnişi geçtiğimiz günlerde 500 günü geride bıraktı. Terör örgütü PKK’nın sözcüsü HDP’nin İl Başkanlığı önünde cesurca eylem yapan mağdur ailelere her gün yenileri katılıyor. Vatani görevi için usta birliğine giderken 2015'te Tunceli'nin Pülümür ilçesinde PKK tarafından kaçırılan Müslüm Altıntaş’ın babası Şevket Altıntaş ve annesi Songül Altıntaş, Diyarbakır’daki eyleme katılan ailelerden. PKK mağduru Şevket Altıntaş’la oğlunun kaçırılışından bu yana yaşadıklarını, Diyarbakır eyleminde şahit olduklarını, PKK ve HDP’nin gerçek yüzünü anlattığı ‘Diyarbakır Annelerinden Dünyaya’ adlı kitabını konuştuk.

578787_735dae632dd26158df58e00c1467986e.JPG

PKK ocağımızı, ciğerimizi yaktı

Diyarbakır annelerinin eylemine katılmaya nasıl karar verdiniz?

Ben, Şanlıurfa doğumlu, Gaziantep’te ikamet eden, ailemin geçimini temin ederek yaşayıp giden Kürt bir vatandaşım. Hayatımız herkes gibi sıradandı, ta ki terör örgütü PKK ocağımıza ateş düşürüp ciğerimizi yakana kadar. Oğlum Müslüm Altıntaş, 2015 yılında vatani görevi için usta birliğine giderken Tunceli'nin Pülümür ilçesinde terör örgütü PKK tarafından kaçırıldı. O günden beri hayatımız zindan oldu. HDP önünde eylem yapan Hacire annenin evladının geri döndüğünü öğrenince Müslüm’ümüze kavuşma hayaliyle biz de eşimle hemen yola çıktık.

Oğlunuzun PKK tarafından kaçırılmasının ardından neler yaşadınız?

Gözümün önüne sürekli oğlumun yüzü, konuşması geliyor. Üzüntüden şuursuzca sokaklarda çok gezindim; oğlumun hangi arkadaşıyla nerelerde gezindiğini düşündüm, evladıma rastlamayı hayal ettim. Acaba oğlum şu an nasıl bir durumda, acaba o hainler yavruma eziyet ediyorlar mı soruları beni kahrediyordu çünkü sonuçta onlar teröristti. Oğlumu bir görebilsem öyle mutlu olurum ki anlatamam. Müslüm’üm o katillerin elinde esirken, annesinin de kardeşinin de benim de yüzümüz gülmüyor.

PKK’nın amacı Kürtlerin namusunu kirletmek

Diyarbakır’da nasıl bir ortamla karşılaştınız?

Diyarbakır’da şahit olduğum ve bizzat dinlediğim hadiselerle PKK’nın iç yüzünü daha net gördüm. PKK iki temel esas üzerine kurulu: Yalan ve tehdit. Bunları da son derece ustalıkla yapıyorlar. Evlatlarımızı sinsi söylemlerle, sözde kahramanlık hikâyeleri ile ülkesine ve kendi kardeşine karşı düşman ediyorlar. ‘Ya öleceksin ya da öldüreceksin’ diyorlar. Aslında amaçları Kürt neslini kurutmak, Kürtlerin namusunu iki paralık etmek ve küçük düşürmek.

Dağa çıkardıkları kişi başı 25 bin TL

Çocukları, gençleri hangi vaatlerle kendilerine çekiyorlar? Konuştuğunuz ailelerin anlattıklarında ortak noktalar neler?

Okul ve benzeri yerlerde kendi görüşüne yakın olan gençlerle birlikte özellikle yalnızlık, sevgisizlik çekenleri, maddiyatı olmayanları tespit edip onların sözde ihtiyaçlarını karşılayarak, ilgi ve yakınlık göstererek güvenlerini kazanıyorlar. Sevgisizlik ve ilgisizlik gençlerimizi farklı oluşumlara itiyor. Evlatlarımıza değerli olduklarını hissettirip sevgi vermezsek kimi PKK’ya yem oluyor kimi de farklı zalimlere. PKK’ya katılmaya ikna ettikleri kişi başı için yirmi beş bin TL aldıklarını duydum. Bu çadır küçük ama içinde birçok olay tezahür ediyor. Gerek biz aileler, gerekse devletimiz nelerle ve kimlerle uğraşıyor, görmeyen, duymayan idrak edemez. Bunu inkâr edenlere sadece yazıklar olsun diyorum.

SONGÜL ALTINTAŞ_2c0b93ea3d72024d7b68a2bc51fc2095.jpg

Diyarbakır annelerine eylemin ilk gününden beri büyük bir ilgi ve destek var. Bunun yanı sıra çekindiği, korktuğu için katılmayanlara da denk geldiniz mi?

Gözünün ucuyla sağa sola bakarak bizi destekleyenler, alışverişe çıkıp veya herhangi bir yerde otururken yanımıza gelenler oldu. Korktuklarını söylüyorlar ama biz PKK mağduru aileler, elimizden geldiğince bu korku duvarını aşacağız. Diyarbakır’daki bu çadırda oturmak öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Bu çadıra gelmek PKK’ya meydan okumaktır, yani ölümü göze almaktır.

HDP dağda gerillan yoksa hizmet vermiyor

HDP yandaşı kayyum karşıtı kişiler gerçekleri göremiyor mu yoksa görmek mi istemiyor sizce?

Burada neler yaşandığını bilmeyenler HDP’ye destek verip kayyuma karşı çıkıyorlar. Oysa Diyarbakır’da herhangi bir resmi dairede bir işiniz olduğunda ‘dağda gerillan var mı’ gibi sorular sorulduğunda yok diye cevap veriyorsanız hiç bir işleminizin yapılmadığını anlatıyorlar. Bütün bunlar göz önüne alındığında sanırım niçin kayyum atandığı anlaşılır. Yine olayın vahameti az da olsa net ortaya çıkar.

HDP’nin yalanlarına inanan, destekleyen ve oy veren bir kesim de var. Onların bu tutumunu PKK mağduru bir baba olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

PKK’nın sözcüsü HDP’nin yalanlarına inananlar gün gelecek inanmayacak. HDP ve PKK’lıların çocukları lüks içinde şatafatlı şekilde hayatlarına devam edip saltanat yaşarken kandırılıp dağa çıkarılan PKK’lıların cesetleri parçalanmış olarak kolu bir yerde, bacağı bir yerde dağlarda hayvanlara yem oluyor. PKK’ya inanan gençler ve anne babaları, gün gelecek asıl zulmün kendilerine yapıldığını fark edecek.

Eylem yapan ailelerle HDP’den görüşmek isteyen oldu mu?

Evet oldu. Bir gün HDP İl Başkanı’ndan ailelerle bina içerisinde görüşme talebi geldi. Biz görüşmenin bina içinde değil, kapının önünde olmasını isteyerek reddettik. Yarım saat sonra aynı teklifi sundular, madem öyle bir görüşelim bakalım dedik. Bomboş sözler söylediler. İçimizden bir mağdur, oğlunu HDP’li birinin kaçırdığını, ‘Oğlunu devlete karşı koz olarak kullanacağım’ diyerek yüzüne karşı bunu itiraf ettiğini söyledi. Ben de Başkana “Biz sırtımızı PKK’ya, PYD’ye, YPG’ye yaslıyoruz. PKK sizi tükürüğü ile boğar” demediniz mi diye sordum. Bir sonuç alamayacağımızı anlayınca binadan çıktık.

HDP İl Binası yatak ve battaniye dolu

Uzun zamandır önünde eylem yaptığınız HDP İl Başkanlığı’nda dikkatinizi çeken bir husus oldu mu?

Geldiğimiz günden beri binanın üçüncü katında pencereden rahatlıkla görülen ranzalara ve battaniyelere bakıyoruz. Bir parti binasında o kadar battaniyenin ne işi var? Burası parti binası mı otel mi? Kandırdıkları ya da kaçırdıkları çocuklarımızı, gençlerimizi Kandil’e götürmeden evvel burada yatırıp biraz da eğittikten sonra topluca oraya götürüyorlar. Daha bunun başka izahı var mı? Her şey ortada.

Çadır eylemi süresince sizden ya da diğer ailelerden tehdit alan oldu mu?

PKK’nın ve onu destekleyenlerin eline geçsek bizi bir kaşık suda boğarlar. Diyarbakır’da halk otobüsüne binen Diyarbakırlı eylemci anneyi tanıyan şoförün, birilerine telefon edip kısık sesle “Çadırdaki annelerden biri yanımda. Çabuk gelip gerekeni yapın.” diye bilgi verdiğini biliyoruz. Bunu fark eden anne onu korumakla görevli olan ve o sırada arka tarafta oturan polislere bu bilgiyi verip hem kendini kurtardı hem de o PKK’lı şoförü yakalattı. İşimiz hiç kolay değil.

PKK’dan kaçıp ailelerine kavuşanlar neler anlatıyor?

PKK'dan kaçmak isteyip de kurtulamayan nice Kürt genci var. Kaçıp gelenler kendilerini tehlikeye atarak kurtuldular. Çadırdaki ailelerden birinin kızı kaçarken günlerce aç susuz yol gittiğini anlatmıştı. Yakalandığında PKK’nın infaz cezası korkusu da var. Gelenler annelerini, babalarını eylemde görüp gelmiş ama içlerinde korku öylesine kol geziyor ki kaçmak istediklerini en yakın arkadaşına dahi söyleyemiyorlar. O zalimlerden kaçıp kurtulmak kolay değil. Dolayısıyla teslim olan gençleri bunları göz önüne alarak değerlendirmeliyiz.

Gençler okusun, gerçek HDP’yi tanısın

Hem Diyarbakır eylemiyle hem de ‘Diyarbakır Annelerinden Dünyaya’ adlı kitabınızla amaçladığınız hedef nedir?

Bu kitapta yazmak istediklerimin sadece bir kısmı yer alıyor. Öyle ibretlik yaşanmışlıklar var ki ciltler dolusu kitaba sığdırılamaz. Çadırda, kızı kandırılıp dağa çıkarılmış anneyle bir şehit annesinin birbirine sarılıp teselli vermesi gibi birçok hadiseye tanıklık ettik. Amacımız, terör örgütü PKK’ya ve sözcüsü HDP’ye karşı başlattığımız haklı eylemimizi anlatabilmek, PKK ve HDP’ye sempati duyan gençlerin bu ölümcül tuzak yoldan dönmesine vesile olmaktır.