Genel

BM yetkililerinden su ve gıda israfıyla mücadelede işbirliği çağrısı yapıldı

Üst düzey Birleşmiş Milletler yetkilileri, küresel gıda krizine karşı su ve gıda israfının önüne geçilmesi için işbirliklerine olan ihtiyaca dikkati çekti.

Sıfır Atık Hareketi'nin kurucusu ve Sıfır Atık Vakfı Onursal Başkanı Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sıfır Atık Vakfı işbirliğinde İstanbul'da 'Gıda ve Su İsrafını Önlemek-Geleceği Sahiplenmek' temalı Yüksek Düzeyli Tarım Bakanları Paneli gerçekleştirildi.

Panelde farklı ülkelerden gelen tarım bakanları ve BM'nin çeşitli programlarının temsilcileri yer aldı.

Panele katılan BM Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) Başkan Yardımcısı Gerardine Mukeshimana ve BM İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat) İcra Direktörü Ofisi Özel Kalem Müdürü, Bölgesel Programlar Bölümü Direktör Vekili Erfan Ali, gıda ve su israfıyla mücadele konusunda AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Gıdanın korunma sürecinin üretim aşamasında başladığına dikkati çeken Mukeshimana, iklim değişikliğinin mahsul kaybı üzerinde etkili olduğunu söyledi.

Mukeshimana, insanlığın ekmek sepetini büyük çoğunlukla tahılların oluşturduğuna işaret ederek, 'Öte yandan tahıllar çok su tüketen bitkiler. İklim değişikliyle nehirler kuruyor, yağış düzenleri bozuluyor. Bunun sonucundaysa tahıl verimliliğinde önemli ölçüde azalma görüyoruz.' dedi.

Üretilen gıdanın israf olmaması gerektiğinin altını çizen Mukeshimana, 'Sıfır atık bağlamında düşündüğümüzde, gelişmekte olan ülkelerde üretilen gıdanın yüzde 30'u israf ediliyor. Üretilen bu gıdanın israfı, aynı zamanda su kaybı, enerji kaybı, iş gücü kaybı ve yaşam kaybı anlamına geliyor. Zira biliyoruz ki, 700 milyona yakın insan yatağa aç giriyor.' ifadesini kullandı.

Mukeshimana, yetersiz beslenmenin beraberinde birçok sağlık problemini getirdiğini ve özellikle gelişme çağındaki çocukların bu durumdan daha olumsuz etkilendiğini de kaydetti.

Gıda israfı ve su kaybının büyüyen bir insani kriz olduğunun altını çizen Mukeshimana, 'Hiçbir ülke ya da kuruluş bu sorunu tek başına çözemez. Bu durum söz konusu olduğunda uluslararası işbirliklerine ihtiyaç duyulmaktadır.' diye konuştu.

İklim finansmanı küçük üreticilere ulaşmalı

Mukeshimana, IFAD'ın öncelikli olarak küçük ölçekli üreticileri desteklemeye çalıştığını, üretimin artması ve üreticilerin pazara erişimini kolaylaştırmak için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

Üreticilerin finansman desteğine ihtiyaç duyduğuna işaret eden Mukeshimana, şunları kaydetti:

'Gördüğümüz kadarıyla, mevcut iklim değişikliği koşullarında küçük ölçekli çiftçiler ihtiyaç duydukları finansmana ulaşamıyor. Bu nedenle, iklim adaptasyonu finansmanının bu çiftçilere ulaştırılmasını gerçekten istiyoruz. Çünkü iklim değişikliği finansmanı kapsamında, küçük ölçekli çiftçilere yüzde 1'den daha az bir oran ulaşmaktadır. Oysa ki, küresel gıda arzının yüzde 30'unu bu çiftçiler üretiyor.'

'Şehirlerde küresel olarak üretilen gıdanın neredeyse yüzde 70'i tüketiliyor'

UN-Habitat İcra Direktörü Ofisi Özel Kalem Müdürü Erfan Ali de özellikle şehirlerdeki gıda israfının boyutuna dikkati çekerek, 'Bugün dünya genelindeki şehirlerde küresel olarak üretilen gıdanın neredeyse yüzde 70'i tüketiliyor. Aynı zamanda, bu üretimin üçte biri israf ediliyor. Bu nedenle, birbirimizden öğrenmek, bilgi alışverişinde bulunmak ve bu büyük sorunu çözebilecek girişimler oluşturmak büyük önem taşıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Gıda israfının birçok başka israfı da getirdiğine işaret eden Ali, 'Bugün gıda israfından bahsettiğimizde, su israfı da özellikle kentsel alanlarda eş zamanlı olarak büyük ve önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu noktada global girişimler önemli. Türkiye'de başlatılan ve bugün çok sayıda ortağın katılımıyla küresel bir nitelik kazanan 'Sıfır Atık Girişimi' gibi inisiyatifler bu konuda büyük önem taşıyor.' diye konuştu.

Ali, farklı düzeylerde birçok işbirliğine ihtiyaç olduğunu belirterek, 'Hükümetlerin farklı kademelerinde, ulusal, yerel hatta topluluk düzeyinde işbirlikleri olmalı. Özel sektör ve sivil toplum kuruluşları da bu süreç içerisinde olmalı. Dolayısıyla, israf edilen gıda ve su ile ilgili sorunları çözmek için herkesin işbirliği yapmasına ihtiyacımız var.' ifadesini kullandı.

Şehirlerdeki gıda israfının önüne geçmek için temel hizmetler, altyapı sistemleri gibi konularda entegre ve etkili politikalara ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Ali, bunların etkili şekilde yapılabilmesi için veriye ihtiyaç duyulduğunu, bu bağlamda yeni teknolojilerden ve yapay zekadan yararlanılması gerektiğini söyledi.

'Türkiye'yi COP31'in başarılı ev sahipliği teklifi için tebrik ediyorum'

Ali, Şimdiye kadar oluşturulan işbirliklerinin Türkiye'nin ev sahipliği ve başkanlığında gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 31. Taraflar Konferansı (COP31) sürecine taşınması gerektiğine dikkati çekerek, 'Öncelikle, Türkiye'yi COP31'in başarılı ev sahipliği teklifi için tebrik ediyorum. Türkiye geçmişte çok sayıda küresel etkinliğe ve son derece önemli girişimlere ev sahipliği yapmıştır. Türkiye'deki Sıfır Atık Girişimi ve diğer inisiyatiflerin, COP31 için başarılı bir küresel etkinliğin temel taşlarını oluşturduğunu düşünüyorum.' dedi.

COP zirvelerinin deneyim ve tecrübe aktarımı için önemli platformlar olduğunu hatırlatan Ali, şöyle devam etti:

'Özellikle Türkiye'de şehirlerdeki deneyimler yerel iklim eylemlerinin ele alınması açısından büyük ve başarılı deneyimleri temsil ediyor. İstanbul, İzmir, Ankara, Gaziantep ve hatta daha küçük ve orta ölçekli şehirler dahil olmak üzere birçok belediyede döngüsellik oluşturma, entegre katı atık yönetimi ve entegre su yönetimi konularında çok ilginç ve başarılı girişimleri takip ediyoruz. Bu nedenle, Türkiye'den gelen bu deneyimlerin sunulması ve aynı zamanda küresel deneyimlerin, küresel ortaklıkların ve ağların COP31 aracılığıyla bir araya getirilmesinin, oldukça başarılı bir COP31 için önemli bir fırsat ve potansiyel teşkil ettiğini düşünüyoruz. Bu başarılı küresel konferansı gerçekleştirmek için Türk ortaklarla birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.'